Gecen gece uzun zamandir geciktirilmis kartlarimizi yilbasi bahanesiyle yazmaya oturduk kocakisisi ile. Son yillarda bizde bir eksiye ozlem var bol miktarda. Maillerden, sanal ortamlardan bayginlik geldi. Samimi, icten ve sicak gelmiyor bize bunlar. Onun icin eski usullere duskunlugumuz artti.Ozellikle kucuk kardese her gidilen ulkeden yeni bir kartpostal gonderme gibi bir aliskanligimiz var mesela. Bu vesileyle yeniden isindik kartpostallara, bahaneyle her gittigimiz yerin postahanesini de gormus oluyoruz.
Dedigim gibi gecen gece oturduk yazdik kartlarimizin bazilarini. Guzel oldu basbasa verip muhabbet sohbet ile en icten samimi duygularimizi bir araya getirmeye calismak. Kocakisisi yazim guzel diye yazma gorevini bana verirken ikimize de bol bol cay servisi yapti. Bu arada benim hic bilmedigim ufak bir hikayeyi aktardi bana, zira ayni onlar gibiydik...
Zamaninda rahmetli Bulent Ecevit CHP genel baskani iken paralari yokmus hic (simdikilerin hepsine kapak olsun hani anlayan olursa - tamam tamam sustum siyaset yok). Parasizliktan sekreter tutamadiklari icin oturup bayram, yeni yil tebriklerini kendisi yazarmis. Bulent Ecevit'in yazisi cok guzel oldugu icin kartlari o yazarmis, Rahsan Ecevitte ona cay servisi yaparmis surekli :)
Daha yazilacak kartlar var, henuz bitmedi zira sevgili Leylak dali'nin duzenledigi kart etkinligine katildim, gec olsada bildireyim size buradan :) Hem cok cici bir logo da hazirlamislar hatta bu etkinlik icin. Bu haftasonu cikip cici cici kartlar secilecek ve yazilip gonderilecekler biran once yerlerine.
Sevdim ben bu kart yazma isini.
Birtek eskiyi ozleyen ben miyim? Neden kimse bu kadar abartilmis ve sisirilmis teknoloji duskunlugunden rahatsiz olmuyor hic...
neden mektup diye soran bir arkadaşıma: "bir ekranın başına dikip de gözlerimi, parmaklarımı klavye üzerinde dolaştırarak oradaki harfleri kullanıp yazmak ve “send” tuşuna basmak yerine, bana ait beyaz bir sayfanın üzerine arada bir kulak arkası takıp arada bir dişlediğim bir kalemle, sadece bana ait olan harflerle yazmak istedim. Yazdıklarımı başka bir ekranın başından değil de benim, parmaklarımın, kelimelerimin izi olan bir kağıda bakarak okumanı. Dokunarak hissedip yazdıklarımı, dokunarak okuyup anlamanı..." diye yazmıştım. sanırım bu yeter bu konudaki düşüncelerimi anlatmaya...
ReplyDeleteya yüzyıllar oldu herhalde kart/mektup almayalı
ReplyDeleteherşey sanal artık:( halbuki zarif bir yazıyla birkaç sayfa mektup alsam ne kadar etkilenirdim.
Eskiye özlemi bana hiç sorma, özlenmezmi hiç? Belki dile getiremiyor insan. Birde zaman o kadar hızlı akıyor ki özlemlerimizi özlemeye vaktimiz bile olmuyor canım.
ReplyDeleteA-Hcim acaba Bülent Ecevit gibi bir siyasetçi Türkiye'ye gelir mi ki yeniden? Sanmam :)
ReplyDeleterahatsız olmaz olur mu hiç!!
ReplyDeleteben yurtdışındaki arkadaşlarıma kartpostal gönderirim mesela:) onlardan da bana geldiği zaman inanılmaz derecede mutlu olurum...
mektup da yazarım hatta hala :) ama azcık yazabilirim onu!
şu kart etkinliği neymiş ki gidip bi bakayım...
zira hiç vaktim yok bu aralar bloglarda dolanmaya..
öpüyorum seni cici kız!
Ne güzel yapmışsınız!
ReplyDeleteBu hafta sonum kart yazmakla geçecek :)
ReplyDeleteBana şimdiden kolay gelsin.
Hele içlerinde bi'tanesi var ki, duyduğuma göre Singapur'a gidecekmiş :)
Dedim ''benden selam söyle A-H'ciğime'' :)
Ne varsa eskilerde var, boş ver.
Yemişim teknolojisini, sanalını :)
Öperim kuzuuuuum :)
bilmeyen anlamazkı tadını ya da tadını hiç alamamıştır.
ReplyDeletebu arada bugün yıllar sonra bir internet cafe'ye düştü yolum; ekran koruyucudaki görüntüyü üşenmeden etmeden çektim : http://tinyurl.com/372a8dx
bir öğrenciden yıl başı kart postalı olsun
beenmaya parmaklarini klavyede dolastirip send yapmak yine iyi, yazmaya zahmet etmeyip copy-paste yapanlar var. Hatta abartip direk baska maili, karti, mesaji sana yeniden gonderenler var...
ReplyDeleteinsanlarin birbirine harcadigi vakit ve emek azaldikca baglarda zayifliyor ne yazik ki :( Dedigim gibi teknolojiyi kullanirken sinirlarini biz cizemiyorsak faydasi yok.
Opuldun :)
Judy hakikaten bende en son aldigim mektubu veya karti hatirlamiyorum hic. Sanirim en sonuncusu universite yillarinda esimin yazdigi mektuplardi, sonra da internet patladi zaten :)
YAŞAMIN KIYISINDA aynen oyle, su vakitsizlik mahfetti bizi :( Iyi ama ne zaman vaktimiz olacak birseylere...
NzN bir yogunsun hakikaten sen su aralar, dunyayi kurtaranlar grubuna (Bkz: Sittirella ve A-H) hosgeldin o zaman :)
ReplyDeleteBosuna ugrasma anacim kurtulmuyor dunya sen kosusturdugunla kaliyorsun ;)
Aslı kart atarim dedigimde ciddiye almamistin tabii sen beni ;) Hala adresini beklemekteyim ona gore :)
Ella bekliyorum helecanla :)))
Operim cok ;)
Telekinesis supermis bu :)
ReplyDeleteO kadar sahiplenmisim ki bu resmi, goruverince birden "aaa ben" deyiverdim resmi internetten biryerlerden buldugumu unutup :))
Ama bak yine sanal kart yaptin sen bunu :)
Bende yazdım ki bende yazdım :D:D
ReplyDeleteBiri Sittirella ablama biri de A ablama :D:D
Enişteleri de unutmadım tabiisi..
bayılırım yılbaşı kartlarına uzun zamandır bende atmıyorum bu yıl atayım bari :)
ReplyDeleteLou bekliyorum hasretle :)
ReplyDeleteAma ben yazacagim daha, umarim yeni yildan once gelir.
Pilli atmak lazim valla birazda olsa eskiye donus yapmak guzel :)
ReplyDeleteGecen o cocukluk yillarima gelen simli kartlardan gordum kendimden gectim, ne severdim onlari almayi zamaninda :)
benzin vardı da biz mi içtik
ReplyDeleteadress vardı da biz mi göndermedik
yüheee ne diyorum ben
http://www.postcrossing.com/ Bu site kart etkinliği diye bahsettiğin şeyin daha geniş halini yapıyor. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi biriyle kartlaşabiliyoruz. Çok çok güzel!
ReplyDeleteseyyarat super bir uygulamaymis bu bayildim gercekten. hemen uyelik girisi yapacagim sanirim :)
ReplyDelete