Thursday, January 31, 2013

Son zaman naneleri

Blogu ot basmis, ortalik tozlanmis, blogcu derbeder felegi sasmis, sessiz carsambalar almis basini gitmis, ortalikta in cin top oynamis...
Gokten uc elma dusmus hepsi de benim kafama carpmis diye bitirmem gerekiyor bunu aslinda :))

Carsambanin gelisi Persembe'den belliydi, 2013 ve Ocak ayi tum azametiyle geliyordu, onun icindi zaten Aralik ayinda yayilip keyif yapmalarim. Malum is guc kosusturma bahanem hic bitmiyor, blogu ihmal ettim bahaneler siralamaya yetmiyor, ama bari her yil bir kere tasinmasak! Gocebeligin bu kadari da fazla yahu.

Kutu, bavul ve turevlerini gordukce "imdattt" diye bagira bagira kacasim var artik, bitmiyor bu tasinmalar bitmiyor bitmiyor!!


Kutular bavullar yetmiyor, ne cok sey almisim, is guc bitmiyor araya surekli birseyler giriyor, dosyalar yedekleniyor, eskiler atiliyor, olmazsa satiliyor, fotokopi makinasi ve scanner en yakin arkadaslarim oluyor, geceleri uykular kaciyor, tarhana bitmis memlekete gitme zamani, yapilacaklar listesi diz boyu, kitalar arasi dolanip durmaktan vazgecsek, en cok da atilan kitaplar yuregime oturuyor, ayakkabilar da bir kutu olacak hani daha da almasam, ama bu son aldiklarim cok guzeldi cook, gumruklu mu gumruksuz mu, kutuculari aradin mi, yok tabaklarima kiyamam onlar elde tasinacak, bu tasima sirketlerinin topunun cani cehenneme, ya sozlesme ne oldu, bloga bugun de yazamadim yarin yazayim bari, pes artik pasaportlar bile kuf olmus, oyunlari ne yapsak nereye koysak...

Kafamda 1000 tilki var hicbirinin kuyrugu birbirine degmiyor anlayacaginiz :))
Blogumu ve yazmayi ozlemisim, sessiz sakin ve tasasiz kahvemi alip bloglara goz atmayi da...
Onun icin kucuk bir kacamak yapip kendime ayirdim bu gunu, zira kafami bosaltip sakinlesmem lazim :)
Eee ne var ne yok ekranin diger tarafinda?

Monday, January 14, 2013

Oradan Buradan

En son sessiz carsambalarda kalmisim yine, ha yazdim ha yazacagim derken hafta basi geldi bile. Halbuki Cuma yazacaktim, yok Cuma olmadi Cumartesi yazarim dedim, o da olmadi Pazar gecesi... 
Su nerde inek icti, inek nerde daga kacti misali benim planlar yandi bitti kul oldu gitti :))

Yilbasi kart etkinligimizin kartlariyla doldu tasti posta kutumuz son birkac haftadir :)
Resmen hediye kutusu acan cocuklar gibi hergun is donusu kostur kostur actik posta kutusunu. Kendimden vazgectim kocakisisi bile nasil hevesle ve mutlulukla kucakladi kartlari anlatamam :)
Kart gonderen herkese buradan birkez daha tesekkur edeyim, mutlu ettiniz bizi...


Hic planlanmamis beklenmedik bir kartimiz daha vardi ki onu da ayrica paylasmadan edemedim. Simdi masamizi susluyor bu guzellik, bakarmisiniz su zarafete...
Tekrar tesekkurler Olcay :)




Is guc bir yana gunlerdir sesimin solugumun cikmamasinin sebeplerinden biri de yeni cizim tabletime kavusmus olmam. Aklimda yazacak onlarca sey vardi hepsi birikti halbuki ama interneti filan unuttum, kendimi kaybetmis sekilde cizip cizip boyuyorum. Uzun zamandir istedigim, hep ihmal ettigim hobime yeniden kavustum sayilir, simdi tek eksik bol bol pratik yapip tadini cikarmak :)



Kalem hakimiyetim biraz artinca ve birde siz gulmemeye soz verirseniz :)) karaladiklarimi da paylasirim belki ilerleyen zamanlarda.

Pazar gunune ise bol cicek bocekli ve 600 kusur fotografli bir gezi sigdirdik, pek keyifliydi. Fotograflari ayirabildigim ilk firsatta anlatirim onu da artik :)

Bizden haberler boyle, sizde ne var ne yok??

Sunday, January 6, 2013

Mutfakta son maceralar

Yilin son gunleri mutfakta gecti tatil haftasonuyla birlesiverince.
Eh evde olmak demek benim mutfaga girip kafaya taktigim yeni birseyleri denemem demek :) 
Yilbasi da bahanesi oldu tabii...



Birkac ay once gordugum bu noel baba sapkalarini kesinlikle yilbasi icin yapmaliyim diyordum, yaptim da :) Sapkalar tamamen beze (mereng) malzemesinden, tek gereken biraz kirmizi gida boyasi ve krema torbasiyla biraz beceri hepsi bu...

Lakin son anda hastalanip hastahanede sabahlayinca benim sapkalar yalan oldu, yiyemedik o ayri :(
Fotograflarini cekip ucundan birer tane tadina baktik neyse ki...



Bir diger tatlimiz da "Limon ve Merengli Tart" idi.
Tamam tamam itiraf ediyorum aldigim koskoca kutu mereng tozunu bitirmek icin surekli merengli tarifler yapiyorum :D

Tart bekledigimden de lezzetli ve guzel oldu acikcasi. Tek eksigi (daha dogrusu fazlasi) yaklasik 8 kisilik malzemeyi 4 kisilik buyuk sufle kaplarina pay etmem oldu. Tek seferde yiyelim derken (ne zorumuz varsa!!) catliyorduk az kalsin. "Bu tarif mini tart kaliplari ile harika gider" kararina varip kendime mini tart kalibi almanin yolunu aciyorum tabii ki :))




Limon ve Merengli Tart (Lemon Meringue Pie) 

Malzemeler:
Hamuru icin:
- 1 1/2 cup un
- 2 yemek kasigi pudra sekeri
- 125g tuzsuz tereyagi
Limonlu Dolgu icin:
- 1/3 cup (50 g) misir unu
- 1/2 cup (125 ml) su
- 1 cup (250 ml) limon suyu
- 2 cup seker (1 cup limonlu dolgu icin 1 cup mereng icin)
- 50-60 g tuzsuz tereyagi
- 4 yumurta
dip not1: cup olcu birimi asagi yukari bizdeki kucuk su bardaklarina denk geliyor.
dip not2: ben tarifteki yumurtalari hic kullanmadan yaptim, eger mereng tozu varsa elinizde yumurtaya gerek kalmiyor.
 
Yapilisi:
- Hamur icin olan tum malzemeleri bir kapta iyice yogurun. Hazirladiginiz hamuru en az 30 dk buzdolabinda dinlendirin
- Dinlendirdiginiz tart hamurunu 5 mm kalinlikta acip tart kalibina yerlestirin. Hamurun dibine hava almasi icin catalla ufak delikler acin ki piserken sismesin. Ayrica uzerine agirlik yapacak birsey de koyabilirsiniz firina verirken.
- Tarti 180 dereceye isitilmis firinda 30 dk pisirin sonra sogumaya birakin.
- Tart piserken limonlu dolgu icin gerekli malzemeleri (yumurta ve tereyagi haric) kucuk bir tencerede karistirip pisirmeye baslayin. Eger mereng tozu yerine yumurta kullaniyorsaniz yumurtalarin beyazlarini mereng icin ayirin sarilarini sonradan bu karisima ekleyecegiz.
- Limonlu karisim kaynamaya baslayip krema haline gelince ocaktan alip tereyagini ve yumurta sarilarini yavas yavas ekleyip iyice cirpin. Biraz serinledikten sonra buzdolabina koyup 3 saat dinlendirin.
- Limonlu karisim soguyunca tart hamurunun icini bu karisimla doldurun.
- Uzerinin beze kismini mereng tozu ile yapmiyorsaniz yumurta beyazlarini yagsiz bir kapta iyice cirpip kar haline getirin. Kasik kasik kalan 1 cup sekeri ekleyerek cirpmaya devam edin. Mereng krema halini alinca ici limonlu karisimla doldurulmus tartin uzerine kasikla iyice yayin.
- 190 dereceye isitilmis firinda tartin uzerindeki mereng kismi altin rengi alincaya kadar pisirin.
Ilik ilik servis edin cok lezzetli oluyor, benden soylemesi :)


Ve bu yil zencefilli kurabiye adam yapmak zor gelince bende kurabiye adam kaliplarini karpuz icin kullaniverdim :))
Kocakisisi uzunca bir sure bakti bu karpuz adamlara ne bunlar diye, pek karpuza benzetemedi veya karisinin deliliklerine akli ermedi garibin :))
Hem zaten hava pek sicakti kurabiye yerine karpuzlar cok daha iyi gitti :)






Ve boylece 2012'nin son mutfak maceralari da boyle noktalanmis oldu.

Umarim guzel gecmistir haftasonunuz, iyi pazarlar herkese...

Friday, January 4, 2013

Kitap Kosesi: 2012'nin son kitaplari

Uzun suredir kitaplarla ilgili tek kelime yazmamisim. Halbuki ne cok birikti.
Oyle tek tek yazmayi pek sevmiyorum ben, yetistiremiyorum da zaten :) Boyle hepsi bir arada pek guzel oluyor, hem tek seferde aradan cikiyor hemde derli toplu oluyor aradigimi kolayca buluyorum.

2012'nin 20 kitaplik hedefini tamamlayamasam da oldukca yaklasmisim.
Vikitap sagolsun kayit altinda tutma konusunda oldukca yararli, daha once bahsetmistim bu siteden surada.
Tabii bazilari icin bu hedef ve okunanlar oldukca az olsa da "gurbette" ve yalnizca ise git-gel sirasinda okunan kitaplar oldugu icin fena bir rakam degil yinede ;)

Yilin ikinci yarisindan itibaren okunanlarin bir kismi da burada, kimini sevdim kimini sevmedim, iste detaylar...

Ilk sirayi Furuzan aliyor; Sevda Dolu Bir Yaz ile...
Füruzan ile tanismam Leylak Dali ve Zero sayesinde oldu, ikisini de gordugum ilk seferde birde bunun icin opecegim sanirim :)
Neden derseniz ben hic oyku kitabi sevmem, sevmem demeyeyim de okuyamam nedense. Benim tercihim hep romanlardir, oykulerin o kisacik ve bir solukta bitiveren hallerindense romanlarin bitmek bilmez sayfalari arasinda kaybolmayi tercih ederim.

Ancak bayila bayila okuyabileceklerimde varmis, Füruzan'in kitaplari ile tanisinca anladim. Yilin baslarinda "Gecenin Oteki Yuzu" ile Furuzan dunyasina giris yapmistim ve tadi damagimda kalmisti.

Sevda Dolu Bir Yaz'in ise kapagina vuruldum once :) Sonrasinda da oykulerin arasinda kayboldum. Bastan sona tipik, okumaya doyamadigim bir Füruzan kitabiydi yine. Oykulerin her biri sanki birilerinin hayatindan kesilip alinmis gibi, ne basi var ne sonu, herbirinde icimdeki roman canavarini kiskirtti, hikayenin tamami olsa nasil olurdu diye sormadan duramadim tabii :) Oylesine guzel anlatiyor, duygular oylesine canli ki insan kitabi okudugunu unutup yanibasinda olanlari izliyormus hissine kapiliyor. Hele hele benim gibi metroda SIKIS tepis ise gidip gelenler icin birebir, tek gereken nerede oldugumu unutturacak bir kitap :))
Siddetle tavsiye olunur yani ;)


******

Siradaki ikinci kitap Yekta Kopan'dan "Ask Mutfagindan Yalnizlik Tarifleri" ve yine sasirtici bir sekilde yine oyku! kitabi :) Tamam itiraf ediyorum kitabi almamdaki en buyuk etkenlerden biri baslikta "mutfak" ve "tarif" sozcuklerinin gecmesiydi :) Seviyorum mutfak hikayelerini ne yapayim ;)

Lakin umdugum gibi mutfak hikayeleri cikmadi.
Bir de sanirim isin icinde "ask" olmasi da etkiliydi. Erkeklerin ask'i anlatmasi ilgimi cekmistir daima, onlarin gozunden gormek onlarin bakis acisiyla bakmak oldukca faydali olabiliyor bazen.

Her biri birbirinden guzel oykulerle dolu bir kitap. Dedigim gibi oyku sevmem pek ama bu kitabi bir cirpida okudum hatta sonu geldiginde uzuldum bile. Yekta Kopan ile ilk tanisma kitabim oldu bu ama eminim son olmayacak ;)

Altini cizdiklerimden;

...Benim hic dogru durust sevgilim olmadi biliyor musun baba? Bir kadinda ne arayacagimi bilemedim. Ama daha da kotusu bir kadina ne verebilecegimden haberim olmadi. Bir kadinla bir erkegin arasindaki mutlulugun buyusu neydi?...

...Otuz ikilik mum boya takimim yanimda olsa, her seyin resmini bastan yapabilirim belki. Bu hayata nasil yazilmak istiyorsam, oyle cizerim kendimi...

...Elimi hic birakmiyordu, saclarimi oksuyordu, aski benim gibi sadece sozlerden olusan bir binanin icinde buyutmemeye ozen gosteriyordu. Sonra bitti. Sozlerimin binasini yiktim ve onu enkazin altindan cikaramadim...


******


Sonraki kitap J.D. Salinger'in "Cavdar Tarlasinda Cocuklar" i oldu.
Uzun zamandir okumayi planladigim bir kitapti Cavdar Tarlasinda Cocuklar, bir turlu ya firsat bulamamistim ya da kitabi :) Kocakisisiyle ustune defalarca tartistigimiz "ergenlik" konusu her konusuldugunda "mutlaka okumalisin bakalim sen ne dusuneceksin" diyordu.

Tek kelimeyle hayal kirikligi oldu benim icin bu kitap. Belki bu yorumumu goren cogunluk simdi "aman sen ne anlarsin" veya "bu kitaba boyle yorum yapilirmi" diye cemkirecek ama ne yazik ki sevmedim. Okudugum kitaplarin en incelerinden biri oldugu halde bitmek bilmedi, uzadikca uzadi resmen. Murakami'nin tugla kalinligindaki kitaplari ile ayni surede bitirmis olmam da ispati zaten :)))

Cocugun ergenligi, agzi bozuklugu, zirvalamasi beni yordu resmen. Hani yanimda olsa agzina bir tokat eklestirecektim o derece :) Sonuc olarak su karara vardim ki bu kitabi okumak icin 20 yil kadar gec kalmisim!! Hem zaten kocakisisi de yeniden benimle beraber okuyunca ilk genclik yillarindaki kadar etkileyici bulmadi kitabi, yalniz degilim yani :)

******


Cavdar Tarlasindan icim bayilinca hemen kendimi Murakami'nin fantastik dunyasina attim, beni kendime getirse getirse o getirir diye :))
Yanilmamisim! 

Dedigim gibi tugla kalinliginda oldugu halde bir cirpida bitirdigim ikinci Murakami kitabi oldu "Zemberekkusu'nun Guncesi". Sahilde Kafka kadar cok etkilemese de oldukca surukleyiciydi. 

Kitap bittiginde zihnimde hos bir tad birakti kesinlikle. Tabii kitap bittiginden beri sirt agrilarim dinmek bilmiyor o koskoca kitabi hergun cantama tikip omzumda tasidigim icin :))

Bu kitap Murakami severler icin kacirilmamalilar listesinde bence. 
Kitaptan alinti veya alti cizili cumle yok cunku alti cizili cumle cok :)



****** 


Ve yilin son kitabi "Bes Parasizdim ve Kadin Cok Guzeldi" oldu...
Ne yalan soyleyeyim kitabin adina vurulduk ilk once. Kocakisisi de bende kitabi gorur gormez atladik hemen "bu kitabi almaliyiz" diye. 
Ve icerigine fazla bakmadan almis bulunduk bu romani :)
Yanlis 1: kitap ismine aldanarak alinmaz yahu!
Yanlis 2: Ben polisiye roman sevmem ki!!

Sonuc olarak 2012'nin kapanis kitabi da elimde surunmus bulundu. Yinede aman sakin okumayin denecek bir kitap degil, ben 10 uzerinden 6-7 falan verdim...

Polisiye severmisim aslinda ama heyecanli olanlari. Ancak kitabin yarisindan fazlasinda hikayeye dahi giremiyor, polisiyeden cok bas kahramanin gecmisini dinliyoruz. Ve yazar kendi meslegininde oldukca fazla etkisinde kalmis ne yazik ki. Bol bol derin devlete ve siyasetcilere giydirmis (fena olmamis hani) ama hersey suyun ustunden ustunden.

Kitabin sonuna gelince...
Korkmayin kitabin sonunu yazmayacagim yahu :)) hem zaten yazar kitabin sonunu en basta yazmaktan cekinmemis.
Benim diyecegim su ki; kocakisisi kitabi benden once okudu ve aramizda su diyalog gecti;

Ben: Kitap gitmiyor ya, yani gidiyor da zor gidiyor biraz, heyecan eksik.
Kocakisisi: Evet cok hareketli bir kitap degil malesef.
Ben: Zaten bir kac yerde kurgu hatasi yakaladim bakalim sonunu bekliyorum onlari bir yere baglasin diye, umarim baglar.
Kocakisisi: Kitabin sonu var ya boyle bitiyor...

El parmaklariyla hareket cekmekte o an bana!!

Ben: hahahahaha...

Ve kitabin sonu hakikaten oyle bitti!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails