Yine bir Pazartesi gunu sendromu ve yine is basi… Yapilacak binlerce isim oldugu halde yapmak istemeyen canima sanirim en iyi sifa oturup birkac satir yazmak :) Firsattan istifade gec kalmaktan da oteye gitmis olan son gezi yazisini yazmak lazim. Bu sefer cilgin maceralar yok, oradan oraya kosturup her buldugunu yemek icmek yok, sadece tatil yaptik ve bol bol dinlendik :) Iste o tatile ait satir aralari ve fotograflar…
- Bu sefer mekanimiz Tayland – Krabi. Bu Tayland’a 3. Gidisimiz, seviyoruz biz bu ulkeyi ve insanlarini. Phuketin hizasinda ama ana karaya bagli kucuk bir sehir Krabi. Henuz turist istilasina ugramamis pek, el degmemis, sessiz sakin tam da bizim istedigimiz gibi.

- Hic planda yokken onumuze cikan cok ucuz bir firsata hayir diyemedigimiz icin kendimizi Krabi de buluyoruz :) Seyahat sirketinin elemanlari havaalanindan bizi alip daha otele goturmeden Krabi sehir turu yaptiriyorlar :)
- Ilk duragimiz “Tiger Cave Temple” yani Kaplan ini tapinagi. Tayland deyince tapinaklar olmazsa olmazlardan. Sanirim Budha heykellerinden bana iyice fenalik gelmeye basladi yavastan :)

- Tapinak eskiden Kaplan iniymis, simdi ortalikta Kaplan falan yok. Boyle cirkin heykeller yapmislar adamlarda.

- Bu Budha heykelide bugune kadar gordugum en komik heykellerden biriydi, sacini mi tariyor yoksa elindeki bicak ve onunla sacini mi kesiyor anlayamadik!

- Herkesin din anlayisina saygim var tabii ancak bir yere kadar. Gidip bahcede duran dokuntu ucagin bile tepesin Budha heykeli koymak da neyin nesi yahu!?

- Budist tapinaklardaki en onemli seylerden biri bu gong. Ortasini tirmalar gibi bir hareket yapiyorlar ki o ne demek hic bilmiyorum.

- Cevredeki cocuklar yabancilara merak ve hayranlikla bakiyorlar biraz da. Fotograflarini cekerken bana poz veriyorlar gulumseyerek. Kafamdan binlerce dusunce geciyor o an, fakirlik ve yokluk diz boyu ama cocuk her yerde ve durumda cocuk! Farkinda bile degiller cevrelerinde olan bitenin, yuzleri guluyor isil isil. O an dunyanin cok guzel bir cografyasinda bircok seye sahip olarak dunyaya geldigim icin sukrediyorum (biraz da utanarak), bir yandan da her gezide oldugu gibi yasadiklarima ve yasadiklarimiza hayret ediyorum, ben cocukken su gezdigim gordugum yerleri gorecegim aklimin ucundan dahi gecmezdi, daha neler gorecegiz kimbilir umarim iyi guzel seyler olur :)

- Sonrasinda yerel marketlerden birine ugruyoruz ve oylesine gezerken kurutulmus balik paketleri gozume carpiyor ne zamandir bloga ekleyeyim yazayim dedigim birsey oldugu icin fotograflamadan edemiyorum. Bu kucuk kurutulmus baliklar uzakdogunun olmazsa olmazlari. “Silver Fish” olarak anilan bu baliklari marketlerde kiloyla bulmak mumkun. Her turlu yemegin icine katiyorlar. Ben en son pirincimin icinde bol bol bulmustum, ayiklasan olmaz yesen olmaz…

- En son duragimiz da belediyenin kurup islettigi bir balik ciftligiydi. Hem satmak amacli, hemde dalis yapilan mercanlara destek amacli olarak bircok tropik baligi yetistiriyorlardi. Ilk gordugumuz bu leopar kopekbaligi oldu :)

- Adini bilmedigim bu baliklari eger “Feeding Frenzy” oynamis olaniniz varsa eminim hatirlayacaktir :) Son okudugum mercanlar ve tropik deniz canlilari kitabinda bu turun oldukca tehlikeli ve zehirli oldugunu ogrenip cok sasirmistim.

- Kucuk Nemo ve babasi :) Cok hareketlilerdi resim bulanik cikmis ne yazik ki.

- Cok komik bir balikti bu, adi “Box Fish” yani kutu baligiymis.

- Tum gezileri tamamlayip aksama dogru otele ulastik. Kendimize yine leziz Tayland yemekleri ile bir ziyafet cektik. Yemek icin deniz kiyisindaki restoranlardan birine oturunca farkettik ki deniz gelgit dolayisiyla inanilmaz cekilmis – sanirim 100-150 metre vardi cekilme cok karanlikti net goremedik. Daha once hic boyle birsey yasamadigimiz icin sasirdik acikcasi, birde tirstik tabii tsunami falan mi olacak diye :)
- Ertesi gun yine tur sirketinin ayarladigi dort adalar turuna gittik. Krabinin icindeki plajlar pek iyi degil, hele gel-git dolayisiyla su da bulanikti. Ancak adalar cennet gibiydi. Sahilden 15 dakika suren bir “Long tail boat” yani balikci teknesi yolculugu ile ulasmak mumkun. Kiyiya oldukca yakin bu adalar, acik denizde degil daha cok ic denizdeler.

- Bu adaya sadece su kayalik kismini tavuga benzettikleri icin “Tavuk adasi” demisler. Ama bana sorarsaniz tavuktan cok hindiye benziyordu.

- Iki ada arasindaki bu incecik sahil gibi yer gel-git sonucunda belirip kayboluyor. Biz vardigimizda o kisim koskocaman bir yol ve plaj seklindeyken, bir saat icerisinde o gorunen yol sular tamamen altinda kaldi.

- Son duragimiz “Poda island” dan manzaralar…


- Biz mayo ve bikinilerin icinde kavrulup golgeye kacarken fotograf cekinen gelinle damadi gorunce sok oldum acikcasi. Tamam bende cok isterdim dugun fotograflarimiz boyle bembeyaz kumlarin ve turkuaz sularin oldugu bir sahilde olsun diye, kim istemez degil mi ;) Ama madem o firsati buldun neden gidip surat teknesinin onunde cekinirsin fotografi da manzaranin icine edersin! degil mi ama :)

- Krabi sahilinde gun batimi…

- Sonrasinda da kendimizi acik havada masaj yapan, dort yani acik bambu salonlardan birine attik :) Bir saat aromatik yaglarla masaj…. Anlatilmaz yasanir diyorum :))) Sanirim tum bir yilin stresi biraz olsun hafifledi :)
- Ertesi gun erkenden uyanip sahilde yuruyus. Ve sahildeki yuzlerce yengecin kumda yaptiklari desenler…

- Hayrete dustum, zira tum sahil bunlarla kapliydi ve oya gibi islenmisti butun kumlar. Bunlari Incelemekten yuruyemedim bile.
- Gunun devaminda bol bol yagmur vardi. Otel odasinda oturup bir suru sacma sapan film izlemenin tadina vardik. Hesapsizca gun boyu uyuyup uyandik, sorumluluklardan uzakta olmak ne guzel seymis :) Ve kocakisisi oda servisi denen seyin tadini cikardi bol bol :D

- Ve son gunumuzde yine sabah erkenden sahilde yuruyus ile basladik ise. Sonrasinda baktik Krabi’deki plajlar yuzmek icin pek uygun degil, hemen iskeleye yollandik ve oradaki bir diger (Isveclilermis) cift ile birlikte bir bot kiraladik adalara gitmek icin. Bot dedigime bakmayin bildiginiz sandal :)

- Gunu adalarda gecirip, bol bol yuzup guneslendikten sonra gec olmadan donelim dedik. Zira sezon disi yani yagisli mevsim oldugu icin aksam ustu genellikle hava bozuyor, deniz dalgalanip yagmur yagiyor. Hava gayet piril piril oldugu halde donus yolunda deniz dalgalanmisti ve yasadiklarimiz saka gibiydi. Bindigimiz sandal findik kabugundan hallice! Ve her dalgada burnu suya girip cikiyor!! Biz ise dalgalardan tamamen sirilsiklam bir haldeyiz! Tam 15 dakika bu durumda, kocakisisiyle birbirimize bakarak ve “biz akillanmayiz” diye kahkahalar atarak kiyiya ulastik. Sanirim Bali’de yasadigimiz o faciadan sonra bu yasadigimiz devede kulak kaldi ki hic korkmadan atlattik. Denize girsek ancak o kadar islak cikardik herhalde :D
Bir geziyi daha boyle sonlandirdik ve hayatin kosturmacasina gomulduk yeniden.
Cok sevdigimiz bir aile dostumuzun bir lafi vardir “O kapi bu kapi k.ciniza kazma sapi” diye :D
Yani sanirim bir sure gezi yok :)) Veya en azindan planlamiyoruz ama hayat ne getirir bilemem tabii, bizim sagimiz solumuz belli olmaz hic :)
Guzel bir hafta dilerim hepinize.
A.