Sunday, June 26, 2011

Ve beklenen an geldi...buyuk bulusma

Gunlerdir suren geri sayim bitti ve buyuk bulusma gerceklesti :)
Eriklerime kavustum! Neredeyse 5-6 yildir yuzunu gormedigimiz yesil eriklerle hasret gideriyoruz bol bol :)


Eh erikleri getiren aile bireylerine kavustugumuz kismi da es gecmemek lazim tabii :D
Biz simdi aile saadeti yasiyoruz bir muddet, etrafta olamazsam affola zira hem hasret gideriyoruz, hemde aile boyu yeni maceralara dalip yeni hikayeler biriktiriyoruz...
Iyi davranin kendinize ;)
Herkese harika bir haftasonu diliyorum :)

Thursday, June 23, 2011

Tabaklarim, Daiso ve ben

Uzun zamandir istedigim Japon stili tabaklarimi sonunda aldim :)

Uzak dogu havasi tasiyan tabak canaga oldum olasi bayilirdim, isterdim ama bu ilgim buraya geldikten sonra bir kat daha artti. Eh ne de olsa iclerini dolduracak malzeme bol burada :) Ilk zamanlar pahali magazalarda benzerlerini gorup gorup yalandim bol bol, zira fiyatlari tabak canak icin oldukca fazlaydi. Ancak gecenlerde Daiso’ya ugradigimizda bunlari gordum ve bayildim.

Daiso Japonya menseili, bizdeki 1TL dukkanlari gibi bir yer, tek farki daha kaliteli ve orjinal seyler satiyor olmasi. Ne alirsaniz alin sadece 2$. Inanilmaz guzel ve ilginc seyler var, bu dukkani gezmeye doyamiyorum, ay o neymis bu ne ise yararmis derken kendimi kaybediyorum. Tabii bir suru sey alip cikiyorum o da ayri :) Hatta moda dergilerinde falan gorup bayildigim ama bir turlu hicbiryerde bulamadigim o seffaf semsiyeyi de Daiso’da buldum, sonunda seffaf semsiyemde var :D Ilk yagmurda kendimi vurucam yollara keyif yapicam semsiyemle.

Neyse dedigim gibi sonunda istedigim tabaklari orada buldum ve muradima kavustum. Dolabi actikca bakip bakip seviyorum cici tabaklarimi, delimiyim neyim :))))

Hemen deneme yaptik haftasonu susi ile :)

Birde gecenlerde, ilk goruste asik oldugum ama surekli almayi erteledigim fincan kapagini aldim :) Cok mutluyum, onunla da ask yasiyoruz :))) Evde temsili de olsa minik bir kedim oldu, darisi sahicisinin basina…


Dipnot: Geri sayimda son gun, hatta son saatler, yakinda veririm haberleri :)

Monday, June 20, 2011

Tayland 3. sefer - Krabi Gezisi

Yine bir Pazartesi gunu sendromu ve yine is basi… Yapilacak binlerce isim oldugu halde yapmak istemeyen canima sanirim en iyi sifa oturup birkac satir yazmak :) Firsattan istifade gec kalmaktan da oteye gitmis olan son gezi yazisini yazmak lazim. Bu sefer cilgin maceralar yok, oradan oraya kosturup her buldugunu yemek icmek yok, sadece tatil yaptik ve bol bol dinlendik :) Iste o tatile ait satir aralari ve fotograflar…


- Bu sefer mekanimiz Tayland – Krabi. Bu Tayland’a 3. Gidisimiz, seviyoruz biz bu ulkeyi ve insanlarini. Phuketin hizasinda ama ana karaya bagli kucuk bir sehir Krabi. Henuz turist istilasina ugramamis pek, el degmemis, sessiz sakin tam da bizim istedigimiz gibi.




- Hic planda yokken onumuze cikan cok ucuz bir firsata hayir diyemedigimiz icin kendimizi Krabi de buluyoruz :) Seyahat sirketinin elemanlari havaalanindan bizi alip daha otele goturmeden Krabi sehir turu yaptiriyorlar :)


- Ilk duragimiz “Tiger Cave Temple” yani Kaplan ini tapinagi. Tayland deyince tapinaklar olmazsa olmazlardan. Sanirim Budha heykellerinden bana iyice fenalik gelmeye basladi yavastan :)




- Tapinak eskiden Kaplan iniymis, simdi ortalikta Kaplan falan yok. Boyle cirkin heykeller yapmislar adamlarda.






- Bu Budha heykelide bugune kadar gordugum en komik heykellerden biriydi, sacini mi tariyor yoksa elindeki bicak ve onunla sacini mi kesiyor anlayamadik!





- Herkesin din anlayisina saygim var tabii ancak bir yere kadar. Gidip bahcede duran dokuntu ucagin bile tepesin Budha heykeli koymak da neyin nesi yahu!?





- Budist tapinaklardaki en onemli seylerden biri bu gong. Ortasini tirmalar gibi bir hareket yapiyorlar ki o ne demek hic bilmiyorum.





- Cevredeki cocuklar yabancilara merak ve hayranlikla bakiyorlar biraz da. Fotograflarini cekerken bana poz veriyorlar gulumseyerek. Kafamdan binlerce dusunce geciyor o an, fakirlik ve yokluk diz boyu ama cocuk her yerde ve durumda cocuk! Farkinda bile degiller cevrelerinde olan bitenin, yuzleri guluyor isil isil. O an dunyanin cok guzel bir cografyasinda bircok seye sahip olarak dunyaya geldigim icin sukrediyorum (biraz da utanarak), bir yandan da her gezide oldugu gibi yasadiklarima ve yasadiklarimiza hayret ediyorum, ben cocukken su gezdigim gordugum yerleri gorecegim aklimin ucundan dahi gecmezdi, daha neler gorecegiz kimbilir umarim iyi guzel seyler olur :)





- Sonrasinda yerel marketlerden birine ugruyoruz ve oylesine gezerken kurutulmus balik paketleri gozume carpiyor ne zamandir bloga ekleyeyim yazayim dedigim birsey oldugu icin fotograflamadan edemiyorum. Bu kucuk kurutulmus baliklar uzakdogunun olmazsa olmazlari. “Silver Fish” olarak anilan bu baliklari marketlerde kiloyla bulmak mumkun. Her turlu yemegin icine katiyorlar. Ben en son pirincimin icinde bol bol bulmustum, ayiklasan olmaz yesen olmaz…





- En son duragimiz da belediyenin kurup islettigi bir balik ciftligiydi. Hem satmak amacli, hemde dalis yapilan mercanlara destek amacli olarak bircok tropik baligi yetistiriyorlardi. Ilk gordugumuz bu leopar kopekbaligi oldu :)





- Adini bilmedigim bu baliklari eger “Feeding Frenzy” oynamis olaniniz varsa eminim hatirlayacaktir :) Son okudugum mercanlar ve tropik deniz canlilari kitabinda bu turun oldukca tehlikeli ve zehirli oldugunu ogrenip cok sasirmistim.





- Kucuk Nemo ve babasi :) Cok hareketlilerdi resim bulanik cikmis ne yazik ki.





- Cok komik bir balikti bu, adi “Box Fish” yani kutu baligiymis.



- Tum gezileri tamamlayip aksama dogru otele ulastik. Kendimize yine leziz Tayland yemekleri ile bir ziyafet cektik. Yemek icin deniz kiyisindaki restoranlardan birine oturunca farkettik ki deniz gelgit dolayisiyla inanilmaz cekilmis – sanirim 100-150 metre vardi cekilme cok karanlikti net goremedik. Daha once hic boyle birsey yasamadigimiz icin sasirdik acikcasi, birde tirstik tabii tsunami falan mi olacak diye :)



- Ertesi gun yine tur sirketinin ayarladigi dort adalar turuna gittik. Krabinin icindeki plajlar pek iyi degil, hele gel-git dolayisiyla su da bulanikti. Ancak adalar cennet gibiydi. Sahilden 15 dakika suren bir “Long tail boat” yani balikci teknesi yolculugu ile ulasmak mumkun. Kiyiya oldukca yakin bu adalar, acik denizde degil daha cok ic denizdeler.





- Bu adaya sadece su kayalik kismini tavuga benzettikleri icin “Tavuk adasi” demisler. Ama bana sorarsaniz tavuktan cok hindiye benziyordu.





- Iki ada arasindaki bu incecik sahil gibi yer gel-git sonucunda belirip kayboluyor. Biz vardigimizda o kisim koskocaman bir yol ve plaj seklindeyken, bir saat icerisinde o gorunen yol sular tamamen altinda kaldi.





- Son duragimiz “Poda island” dan manzaralar…






- Biz mayo ve bikinilerin icinde kavrulup golgeye kacarken fotograf cekinen gelinle damadi gorunce sok oldum acikcasi. Tamam bende cok isterdim dugun fotograflarimiz boyle bembeyaz kumlarin ve turkuaz sularin oldugu bir sahilde olsun diye, kim istemez degil mi ;) Ama madem o firsati buldun neden gidip surat teknesinin onunde cekinirsin fotografi da manzaranin icine edersin! degil mi ama :)





- Krabi sahilinde gun batimi…





- Sonrasinda da kendimizi acik havada masaj yapan, dort yani acik bambu salonlardan birine attik :) Bir saat aromatik yaglarla masaj…. Anlatilmaz yasanir diyorum :))) Sanirim tum bir yilin stresi biraz olsun hafifledi :)



- Ertesi gun erkenden uyanip sahilde yuruyus. Ve sahildeki yuzlerce yengecin kumda yaptiklari desenler…





- Hayrete dustum, zira tum sahil bunlarla kapliydi ve oya gibi islenmisti butun kumlar. Bunlari Incelemekten yuruyemedim bile.



- Gunun devaminda bol bol yagmur vardi. Otel odasinda oturup bir suru sacma sapan film izlemenin tadina vardik. Hesapsizca gun boyu uyuyup uyandik, sorumluluklardan uzakta olmak ne guzel seymis :) Ve kocakisisi oda servisi denen seyin tadini cikardi bol bol :D





- Ve son gunumuzde yine sabah erkenden sahilde yuruyus ile basladik ise. Sonrasinda baktik Krabi’deki plajlar yuzmek icin pek uygun degil, hemen iskeleye yollandik ve oradaki bir diger (Isveclilermis) cift ile birlikte bir bot kiraladik adalara gitmek icin. Bot dedigime bakmayin bildiginiz sandal :)





- Gunu adalarda gecirip, bol bol yuzup guneslendikten sonra gec olmadan donelim dedik. Zira sezon disi yani yagisli mevsim oldugu icin aksam ustu genellikle hava bozuyor, deniz dalgalanip yagmur yagiyor. Hava gayet piril piril oldugu halde donus yolunda deniz dalgalanmisti ve yasadiklarimiz saka gibiydi. Bindigimiz sandal findik kabugundan hallice! Ve her dalgada burnu suya girip cikiyor!! Biz ise dalgalardan tamamen sirilsiklam bir haldeyiz! Tam 15 dakika bu durumda, kocakisisiyle birbirimize bakarak ve “biz akillanmayiz” diye kahkahalar atarak kiyiya ulastik. Sanirim Bali’de yasadigimiz o faciadan sonra bu yasadigimiz devede kulak kaldi ki hic korkmadan atlattik. Denize girsek ancak o kadar islak cikardik herhalde :D





Bir geziyi daha boyle sonlandirdik ve hayatin kosturmacasina gomulduk yeniden.
Cok sevdigimiz bir aile dostumuzun bir lafi vardir “O kapi bu kapi k.ciniza kazma sapi” diye :D


Yani sanirim bir sure gezi yok :)) Veya en azindan planlamiyoruz ama hayat ne getirir bilemem tabii, bizim sagimiz solumuz belli olmaz hic :)


Guzel bir hafta dilerim hepinize.
A.

Wednesday, June 15, 2011

Kitap tavsiye edin bana

Gecen hafta Pazartesi gunu kostur kostur bir hal olmusken, bir yandan isyerinde yapilacaklari tamamlayip ertesi gun tatile cikma fikriyle yerimde duramiyorken, bir yandan da her zamanki o ucsuz bucaksiz yapilacaklar listemi tamamlamaya calisip tek tek tik atmaya calisirken ve neredeyse ayni anda ellerim ayri ayaklarim ayri is yaparken ve de son mailleri atip 15 dakika sonraki toplantima yetismeye calisirken…


bilgisayarim virus alarmi verdi once…
sonrasinda da windows denen ucube “hard disk hatasi” yazdi ekrana…
ve hemen ardindan bilgisayarim sonsuz bir karanliga gomuldu :)))


Saka degil bu yazdiklarim gayet gercek, guldugume bakmayin sinirden. El mecbur toplantiya kosturdum aklim coken bilgisayarimda. Sonrasinda butun isler yarim, yapilacaklar listesi bitememis bir kat daha artmis sekilde herseyi oldugu gibi birakip tatile gittim tabii ki yapacak birsey yok.


Sagolsun sirketin bilgisayarcisi ben gelene dek herseyi halletmis, geldigimde piril piril tertemiz bir bilgisayara sahiptim. Eh tedbirlide kadinim (Ic ses: hadi ordan onceden basina gelmemis olsa gorurum ben tedbiri) ki onemli dosyalarimin tumu yedekliydi.


Lakin gidenler arasinda bir dosyam var ki karayaslardayim :(
“Turkiye’ye gidiste alinacak kitaplar” dosyam coken bilgisayarla birlikte gitmis. Oysa ne hevesle ve severek hazirlamistim o listeyi. Okudugum bloglardan, kitap sitelerinden, gazetelerin kose yazilarindan…


Neyse yapacak birsey yok yeni liste hazirlamaktan baska :) Iste o sebeptendir ki sizin yardiminiz lazim :)) Bekliyorum tavsiyelerinizi; son zamanlarda okuyup “tadi damagimda kaldi” dediginiz,” mutlaka herkes bu kitabi okumali harikaymis” diye aklinizdan gecirdiginiz, elinizden birakamayip bir solukta okudugunuz kitaplar neler?


Dip not: Gezi yazisi yok simdilik, isler yogun, belkide sadece resimleri eklerim bu sefer :)


Daha bi dip not: Su teras konusmasina ve kucaklanma olayina fena takigim, mumkunse kimse beni kucaklamasin kardesim! Her secimin hemen ardindan herkesi kucaklama muhabbeti yapip ilerleyen haftalarda ebemizi belliyorlar sonra! Istemem eksik kalsin.

En dipteki not: Geri sayim devam ediyor son bir hafta… Saka gibi lan cok heyecanlandim bak simdi bir hafta deyince bile :)

Monday, June 6, 2011

Leylek mi bizi havada gordu biz mi leylegi?

Cocuklugumdan beri bir anlam veremem su leylegi havada mi gordun muhabbetine. Bildiginiz gibi bu laf benim gibi poposu yer gormeyen ve surekli gezen tipler icin kullanilir :))

Sanirim bizim bu surekli gezme halimiz yuzunden leyleklerde kendi aralarinda konusuyor olsalar gerek;

Leylek 1: Nereye gidiyon giz yine A ile H yi havada mi gordun :)
Leylek 2: He valla havada gordum yine bi yerlere gidiyorlardi, iyi ki bakmisim iyicene bak benimde bu sene kismetim acildi gezip duruyom... diyerekten. (Benim leyleklerin sivesi neden boyle oldu ki simdi?)

Saka bir yana gecen haftasonumuydu neydi, oturmus evde kuzu kuzu calisiyorum, ise guce batmisim, bir de baktim ki camin onunden kocama bir leylek kanatlarini cirpa cirpa gecti gitti :)) Eh bosa gitmesin dedim :D

Tamam tamam artik iyice bahane uydurdugumun farkindayim ama ne yapayim gezi denince icim kayniyor yapacak birsey yok :D Hem nasil soylerim diye kivraniyorum burda :))
Yarin itibari ile yollardayiz biz yine :)
Korka korka ucaga binip, binbir hatim indirip, bir suru guzel ani ve fotograf biriktirip geri donecegiz yine...

Goz acip kapayana kadar donerim, sakin bir yere ayrilmayin.
A.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails