Tatilin ucuncu gunu Phi Phi adasi -okurken pi pi diye okunuyor :) - seyahati ayarladik kendimize. Benim daha onceden blogunu takip ettigim, Phuket’te yasayan birinin tavsiyesiyle, daha gitmeden turizm sirketiyle anlasmistik zaten. Hatta bizimkilerden de tembihli gitmistik aman gormeden donmeyin diye :)
Simdi durum soyle efendim, televizyoncular bizi mi takip ediyor yoksa biz bilmeden en gidilesi yerlere mi atiyoruz kendimizi hic bilemiyorum. Singapur’a tasinirken biz, Turkiye’de bir TV kanali Singapurla ilgili bir program yapmisti, tum es dost gormustu Singapuru ve hatta bize demislerdi “oo super yer biz gorduk televizyondan” diye :))) Bir benzeri de bunun icin oldu, H. tutturdu aman soyleme sizinkilere Phuket’e gidecegimizi donunce soylersin bak anne falan cok stres yapiyor diye, hani kotu bir mazisi var ya Phuket’in tsunami falan ondan sebep… Neyse birsey demedim bende, gitmeden iki gun oncesi video ile gorusuyoruz bizimkilerle, demesinlermi “aaa A. televizyonda Phuket’i seyrettik cok supermis, hem sizede cok yakin gidin mutlaka” diye :) Pes dedik, cok pis yakalandik yani :))) Dedik “gidiyoruz iki gun sonra” sonrasindada bizimkiler hemen basladilar tabii “ay birde Phi Phi adasi varmis, orayada gidin mutlaka” diye.
Yani siparisi aldik, simdi gitmemek olmaz :) Phuket’te tum turizm sirketleri boyle turlar duzenliyor, onceden ayarlanmasa bile hemen bir gun oncesinden ayarlanabiliyor. Butun plajlar turizm sirketi dolu, oldukca da uygun fiyatlara ayarliyorlar. Biz kisi basi gidis donus, otelden alip otele birakmacasina, ogle yemegi ve snorkelle dalis dahil kisi basi 1500 THB odedik (yaklasik 62 TL).
Sabah erkenden saat 7.30 gibi otelden aldilar bizi ve yaklasik 45 dakikalik bir minibus yolculugundan sonra adanin diger tarafinda, alt ucuna yakin bir limanda bulduk kendimizi. Ortalik oldukca karisik ana baba gunu gibiydi, hatta sasirdim ben hani tatil sesonu degildi bu ne kalabalik diye. Yani tam sezonda cok daha kalabaliktir diye dusunuyorum. Hemen orada ustumuze birer etiket yapistirdilar. Megerse o hangi sirkete ve hangi tura ait oldugumuzu ayirt etmek icinmis. Ve iskeleye yanyana yanasmis bir suru gezi teknesinden birine bindik. Bu arada tam tekneye binerken at hirsizi kilikli herifin biri “srak” diye resmimizi cekti. Zaten sabahin korunde kalkmisim, “biz kimiz nerdeyiz…” modumdayim, hem sende kimsin niye resmimi cektin, birde suratima flas patlatirsan ne olur benim halim sabah sabah be allahin adami! Gorduk sonradan sonucu, o fotografi onlara birakarak dunyanin en buyuk kotulugunu yaptim :) Bir daha gozlerine uyku girmez baktikca benim o suratima :))) Sonradan anladik, megerse sonra hatiralik diye satmaya calisiyorlarmis, ben ne bileyim kardesim habersiz cekersen oyle olur, haber ver top at…
Neyse efendim bindik tekneye. Tekneler su iki uc katli gezi teknelerinden. Hani bizde de var ya, hatta yazlik yerlerde hep “bilmemne kaptan” diye isimlerle gunubirlik sakkidi sakkidi tur yaparlar iste onlardan :) Baska bir secenek daha vardi, o da surat teknesiyle 25 kisilik geziydi. Hem daha kisa surede variyorsun hem de daha az insan oluyor. Aradaki fark yalnizca 300THB ve biz sonradan pek bi hayiflandik keske iyi arastirip onla gitseydik diye, cunku buyuk olan oldukca kalabalikti.
Yaklasik iki saat surdu yolculuk Phi Phi adasina, iki satin sonunda boyle yalniz ve kucuk adaciklar gorunmeye basladi cevrede. Hani demistim ya ucak inise gectiginde bunlari tepeden seyrettik bol bol diye. Bu cevredeki adalar hep boyle. Sonra yavastan daha buyuk kara parcalari gorunmeye basladi. Inanilmaz yesil her yer. Cok kayalik oldugu icin ve kucuk kucuk sahilleri oldugu icin pek el degmemis anladigimiz kadariyla. Deniz tabii ki inanilmaz guzel bir renkte, ama en cok gozumuze carpan sey cevreye ve kirlenmeye hic dikkat etmiyorlar. Ozellikle kiyidaki motorlar ve onlardan gelen yakit kokusu oldukca rahatsiz ediciydi. Turistik sezon olmadigi halde boyleyse tam sezonu dusunemiyorum, bence biran once onlem alinmali yoksa orasi da siradan pis bir tatil yerine donusur yakinda. Nitekim her yerde bol bol plastik atiklar vardi denizde, ayrica acik denizde de Diyarbakir karpuzu buyuklugunde deniz analari gorduk - abartmiyorum :) Hemde her renkten vardi pembe, mavi, mor…
En son hatirladigim “yok agzimiza sokmayiz sadece gozlukleri kullaniriz” diyerekten aldigimiz snorkellerdi… ve sonrasinda deniz suyuyla yikanip cup diye agzimiza girisleriydi :))) Iyykk falan demeyin hic, yapmak zorundaydik yaptik :) halen daha olmedigimize gore de ya o kadar mikroplu degillerdi ya da deniz suyu yeterince dezenfekte etti onlari :)
Ilk etapta gozlukleri ve snorkelin borusunu takip yuzmeye calistik olmadi. Insan burundan nefes alip vermeye alisik oldugu icin ilk etapta burundan nefes alamamak kotu oluyor, bogulacak gibi olduk. Bir iki denedik yok bogulacagiz, biz bu isi beceremiyoruz. Tam vazgecmek uzereyken dedim sakin ol A. bak buraya kadar geldik, su zirva seyleri bile agzimiza soktuk, bir rahatla ve konsantre ol su ise… Birkac dakika sonra ikimizde snorkellerle mercan kayaliklarinda gezinir haldeydik. Sozcukler kesinlikle anlamsiz ve yetersiz kaliyor bu noktada yasadiklarimi anlatmak icin. Hayatta yasadigim en harika tecrubelerden biriydi… Tipki belgesellerde izledigimiz gibi rengarenk ve cesit cesit baliklarin icinde yuzduk,hemde o kadar cok ve farkli farkli tur vardi ki. Mercan kayaliklarini inceledik bol bol, kucuk nemo ile babasini bile gorduk :) resimleyemedim tabii ki ama keske resimleyebilseydim. Tek kelimeyle muhtesemdi hersey… Ve simdi diyoruz ki iyiki kiyiya gitmemisiz ve bu deneyimi yasamisiz. Koca kisisinin dedigi gibi “bilmedigimiz seyin dusmaniyiz” biz :) Ama boyle boyle daha ilimli davranmayi ogreniyoruz iste.
4. gun sessiz sedasiz yavas bir gun gecirelim diyerekten kendimizi Kata plajina attik (hani su kucuk olanina). Hava da oldukca bulutluydu, hatta tamamen bulutluydu hic gunes gormedik butun gun. Ama deniz bizim plaja gore biraz daha sakindi. Bizde bol bol dalgalarla oynadik, zipladik. Bir ara bize kizip duran bir rahat vermeyen sahil guvenlikciye cok sinirlendim, dalivericektim herife orada o kadar yani. Allahin cezasi bir agiz tadiyla oynatmadi sinirimi bozdu. Ama sonrada anladik ki adam harbi hayatimizi kurtarmis bize kizarak, nitekim ertesi gun biri bogulmus ayni plajda dalgalar yuzunden.
Dedim ya butun gun hava tamamen bulutluydu diye, iste onun icin de biz iki akilli krem falan surmedik, cunku gunesin zerresi yok. Aksama birde ne gorelim artik sirf havanin sicagi ve esintiyle mi yoksa suyun icindeki kirinimlarinda etkisiylemi ne biz feci yanmisiz. Hadi ben neyse, karayim zaten iyice kararmisim da koca kisisi sapsari sonucta. Daha dogrusu kipkirmizi oldu sonucta :) aci gercegi otele donunce anladik. Gunu Bepantene kurtardi sagolasin Bepantene.
“Allahim nolur bitsin biran once hayirlisiyla”
“Allahim nolur birtarafimiza bisey olmasin”
“Allahim sen bizi affet bu hayvanlara eziyet ettigimiz icin”
“Allahim aman hayirlisiyla inelim su hayvan bir yuvarlanmadan ya da cildirmadan”
“Allahim biliyorum surekli biseyler istiyorum bak yeminle bu son nolur bitsin”
Ben zannediyorum ki dumduz yolda yuruyup gidecegiz, derken oyle bir yere geldik ki… Ben basladim sahadet getirmeye icimden, dedim kesin ya hep birlikte yuvarlaniyoruz ya da biz tepeden ucup filin ayaklari altinda can vericez. Derenin icine inen basamak yapmislar camurdan! Saka gibi fil kardesim bu ne bilsin basamagi!!! Ya ayagi kayarsa, ya biz agir geldiysek, ya ya ya bitmez ya lar…
Indik suyun icine o basamaklardan, ama yemin billah omrumden omur gitti. Hani kocam yanimda agzimi acamadim helallesmek icin o kadar feci durumdayim araliksiz besyuz besmeleyi siralamisimdir bir dakikada :) Korkudan ve stresten ne elim tutuyor ne ayagim, bu arada koca kisisininde durumu pek farkli degil o birde sesli tepki veriyor ikimizde de ne can kaldi ne bisey. Ben bittim tukendim geri donmenin yollarini ariyorum ama o indigimiz yeri yeniden cikmak da hic isime gelmiyor acikcasi. Bir iki dakika kendimize geldik gelmedik bir de baktim ki indigimizden bes beter bir cikis yolu. Eyvah!! ki ne eyvah... Goruverince onu soluk alamadim resmen, olup olup diriliyorum o anda aman nasil cikacak bu fil buradan diye. Hani oyle bir yol ki ben insan halimde zor cikarim o bayiri. Binmisiz hayvanin tepesine inmek ne mumkun, hem surucude ingilizce bilmiyor tek kelime zaten. Ikimizde “durdurun dunyayi inecek var” modundayiz ama inmek ne mumkun. Yine basladim duaya, ama arada kendime de nasil kufrediyorum, hani bu isi ben sardim ya basimiza.
Benim boynumdaki makineyi gosteri “foto” diyor birde! Biz koca filin ustunde ikimiz kalakaldik, hayvan oraya buraya muz yapraklarina ardiliyor ve surucu karsidan gayet rahat bir sekilde bizim fotograflarimizi cekiyor. Anlatirken boyle gayet normal gibi duruyor ama birde gelin bize sorun :) Hatta sonradan gorduk ki hersey inanilmaz acik belli olmus fotograflarda :) Ben yine yuzumu gozlukle kamufle etmisim ama koca kisisinin oyle bir yuz ifadesi var ki (puhahahahaha) anlatmaya kelimeler yetmez…
Neyse efendim adam bizim icimize bisey kacmis modunda bir suru fotografimizi cektikten sonra isaretle demezmi siz outrun hayvanin kafasina da surun diye !! Zaten H. surekli soylenip duruyordu niye indi bu, nasil binecek simdi diye, dedim “sictik”. Tabii biz hemen atladik can havliyle “yooook olmaz diye” nasil atladiysak adam guldu halimize, geldi bindi tekrar filin ustune. Yavastan bindigimiz platforma yollandik inmek icin. Orada baskalari bekliyordu binmek icin ve yanlarinda kucucuk cocuklari vardi, zor tuttum kendimi aman delimisiniz durum binmeyin dememek icin.
Sonrasinda da dedik “herhangi bir hayvana binerek gezmek mi? macera mi? tovbe” … Affedin bizi filler…
Maymunlar oldukca sirindi. Hele bu resimde gordugunuz ikisi cok tatliydi, biri surekli digerinin kulagini yaliyordu kedi gibi :)
Efendim meger buffalo dedikleri allahin mandasiymis! O tahta yigini da o mandanin arkasina baglanmis arabaymis ama yemin ederim tahta meyva sandiklari kadar saglam ve guvenli birsey, varin siz hayal edin. Bir an oyle bir karmasaya geldi ki binmis bulundum, inemedim. Baktim yerler diz boyu camur. O sacma camurum icinde o sacma sapan kulusturle bize bir tur attirdilar. Ama ne diyeyim artik ne dua edip tanrim bizi kurtar diyecek yuzum kaldi ne de dua edecek an bulabildim. Hayvanin her hareketiyle yaklasik 45 derece saga ve sola yatan bir meyva sandigi dusunun ve icinde sekiz koca insan!!! Birde aksi gibi en uca biz kaldik, yani en dusulecek yere :)
O kadar can havliyle bagrismis olmaliyiz ki yandaki fransiz cift saskinlik icinde bakiyordu, rezil olduk :) Hatta ben o kadar savruluyor ve ucuyordum ki arabanin – pardon tahta sandigin – icinde kiz endise icinde “iyimisiniz?” diye sordu.
Sonunda dedik yeter, nolur bizi geri goturun otele bunca iskence yeter. Lafin ozu siz siz olun hicbir hayvanin tepesine binmeyin bizim gibi bindiginize pisman olursunuz :) Aman diyim…
Velhasil Phuket tatilini boyle tamamladik, sirada yeni maceralar ve yeni mekanlar var. Cok yakinda (ramazan bayraminda) yine yollardayiz.
Eger sonuna kadar okuyup azmettiyseniz ve sona gelebildiyseniz kocamannnn tebrik ettim size :)
Iyi bir haftasonu dilerim herkese.
A.
şekerim de bakalım bu phuket hakkatten de balayı için gidilmesi gereken, ideal yerlerden biri midir?
ReplyDelete:) öperim
NzN aslinda ben en cok Maldivlere gitmek istemistim balayi icin :) hani hakikaten dunya harikasi bir yer diye.
ReplyDeletePhukette gayet guzel bir yer ama oyle cok ahim sahim nesi var extradan desen bisey diyemem. Ya da bol bol hayat kadini ve travestisi var derim :)
Cunku bizim guney sahillerimizin eksigi yok fazlasi var Phuketten - bak bunu da yazacaktim unutmusum ekleyeyim bari :)
Velhasil kelam gidilse guzel olur, degisik olur ama gidilmezse de dunyanin sonu degil ;)
duzeltmeleri yaptim NzN sagolasin hatirlatma icin :)
ReplyDeleteYazın çok güzel olmuş. Bol bol güldüm senin sayende :D Filli resimleri bana yollarsan sevinirim bu arada :D İyisiyle kötüsüyle gezdiniz gördünüz bence çok da güzel oldu onca işin içinde ;)
ReplyDeleteP.S.: BUlamadım hiçbir yerde seni, evde misin?
Evet çok uzun bir yazı olmuş.Yarısını biraz sonra okurum.Fotoğraflar çok güzel.Görsellerde güzel.
ReplyDeleteKucuk kardes nerde aradin ki beni? isteydim hep yeni geldim eve. Aksam bir ara gorussek ne iyi olur ;)
ReplyDeletemasal valla uzun oldu uc gunu birden biraraya koyunca :) napim hepsi bir seferde ciksin dedim yoksa yazacagim yoktu tek tek.
Güzel bir tatil olmuş...Leonardoyu tek geçerim adamımdır..her filmini izledim..titanicte aşık olduğumda amann çocuk tek filmle kalıcak demişlerdi.. ona inancımı hiç yitirmedim....
ReplyDeleteKocaman bir aferim bana :)))
ReplyDeleteHepsini okudum hem de satır atlamadan.Allahtan hızlı okuma alışkanlığım var :)))
Daha güzel geziler yaşaman ve bizlerle paylaşman dileğiyle sevgiler...
çok güldüm okurken.çinli adama değil de yani ne bileyim bir fransıza, kanadalıya ..vs sarılsaydın keşke:))nemo ve babası :))ilk phuket postundaki öpüşen gölgeler çalışmanı da pek sevdim.il dışındaydım döndüm.hadi sen benim adımı tipimi biliyorsun.ama ben bir hayaleti merak eder oldum.:))öpüldün.A-H diye hitap etmek istemiyorum artık.BERRAK diyesim var sana.olur mu:)))
ReplyDeleteCanım :)
ReplyDeleteHarika ya.
Bayıla bayıla okudum.
Demiştim sana, hep gitmek isterdim ama kısmet olamadı diye, üzülmeyeyim o zaman çok şey kaçırmamışsam Phuket'e gidememekle :)
Sırf o mercanları görmek, aralarında yüzmek için bile gidilir oralara canım be :) Ne güzeldi kimbilir.
Hayat bize güzel, boşver :)
Gidiceeeem Phuket'e :)
Yunuslarla yüz :) Muhakkak yap bunu.
Teşekkür ederim sana bu kadar doyurucu, eğlenceli bir gönderi hazırladığın için.
Bi'de aklımdayken; allaşkına 'Miğde' yazma ya :)
Mide o ''Mide''.
Bi'de ne dicektim, heh! Dünyanın heryerinde olan hayvanlara oluyor zaten.
Sanki bu dünyaya geliş amaçları sadece bizi memnun etmek gibi.
Alacaksın o demir topuzları sokacaksın o heriflerin...
gırtlağına :P
Neyse.
Kocaman öperim, H'ye selamlar.
Birbirinize cici bakın :)
Evlenip, balayına gitmeye, gitmeden senden öneriler almaya karar verdim.
ReplyDeleteYine bir solukta kıskana kıskana okudum...
Öpüyorum, özledim...
Mavi Balon cok tutmazdim bende Leonardoyu ama fikrim degisti son filmiyle :) dogru yoldaymissin ne diyeyim ;)
ReplyDeleteebruli hakikaten kocaman bir aferin sana :) begenmene sevindim, insallah paylasirim sonrakileri de. bu arada sen yazmayi biraktin ama okumayi birakamadin sanirim ?
Nihan can havli ile bir tek onu buldum cevrede, pek milliyet secebilecek konfora sahip degildim o an, napalim cinli oldu :) Nemo ile babasi gorulmeye degerdi hakikaten.
Berrak :) ne guzel bir isim, kizim olursa koyarim dedigim bir isim :) diyorum ya zevklerimiz ayni diye...
Ella, umarim gidersin birgun, hatta git mutlaka ;) ama sakin file binme :D
ReplyDeletemercanlar anlatilmaz yasanir diyorum, ve bundan sonra bende bagimlilik yapacak bu kesinlikle biliyorum :)
kelime duzeltmeye gelince, benim PC sagolsun dogru yazdigimi bile duzeltiyorum diye ingilizceye cevirmeye calisiyor, sonuc bu :( ilk zamanlar tek tek duzeltiyordum simdi sabrim tukendi :) ne hali varsa gorsun :P
Sazanim bekliyoruz guzel haberleri en kisa zamanda :) gelemeyecegim falan derken balayina gelirsin belki buralara ;)
kiskanma yahu kiskanilacak bisiy degil, dur bir ara kotu taraflarini da yazayim burada olmanin da biraz memnun ol haline :)
Demiştim ya zaten,yazmak istemiyorum ama,sizleri gezer yazdıklarınızı okurum diye :))
ReplyDeleteMerhaba, çok güzel yazmışsınız ama ben okurken gözlerim doldu...2012 haziran ayında balayı için Phuket ve Bangkok a gittik, Phukette motor kiraladık gezdik. Gezerken başka bir motorlu bize çarpıp yere düşürdü, fotoğraf makinamızı çaldı :( bütün balayı fotolarım gitti, eşim hafif yaralandı...Allahtan daha beter bişey olmadı. Ama o fotoğraflar aklıma gelince deli gibi ağlamak istiyorum hala :( Yazınız harika bende blogumda yazdım, ama berbat blackberry fotoları ile. Neyse uzatmayayım umarım bir daha gitmek kısmet olur. Blogunuz da tam benlik, ekliyorum, sevgiler...
ReplyDeleteEbru hosgeldin :)
DeleteGecmis olsun da diyeyim, ne yazik ki uzak dogu ulkelerinde cok normal bu tur seyler, guvenlik problemi hep var.
Bizde Bangkok da dolandirilmistik bol bol :) neyse cana gelmesin mala gelsin diyerek kendimizi avutabiliriz belki ;)