Friday, August 13, 2010

Phuket Gezisi 1. ve 2. Gün

Tatil modundan cikmaya calisip normal hayata adaptasyon ile ugrasirken biraz zaman gecti, eh simdi anlatmanin zamani geldi… Bastan uyariyorum 5 gunluk Phuket gezisini anlatmak uzun surebilir, cayinizi kahvenizi alip oturun ekranin basina :)

Singapur’dan Phuket’e AirAsia ile uctuk. AirAsia Malezya’nin ekonomik havayolu sirketi. Basta oldukca endiseliydik daha once bu havayolu sirketini hic kullanmadigimiz icin, hani ucuz ucus oldugu icin guvenlimidir degilmidir diye ama kesinlikle cok memnun kaldik. Ucaklari piril piril, hani fabrikadan yeni cikmis gibi kokuyor. Hostesleri gayet iyi, guleryuzlu, servis konusuna gelince eger birsey yemek icmek isterseniz siz ucagin icinde oduyorsunuz fiyata dahil degil. Ama daha onceki deneyimlerimize gore fiyatlari oldukca uygun, diger havayollari gibi pahali degil. Kisa mesafe birsey yemege gerek varmi derseniz acsaniz fena olmuyor :)

Neyse efendim ucus gayet iyiydi, bu havayolu sirketini cok tuttuk. 1 saatlik ucusun ardindan Phuket’e vardik. Inis sirasinda izledigimiz manzara harikaydi.

Piril piril lacivert ve turkuaz tonlarinda bir deniz ve denizin icerisinde boy boy hic el degmemis bir suru adacik vardi. Mumkun oldugunca resim cekmeye calistik ama en guzel resim cekilebilinecek seviyede inise basladigimiz icin kamerayi kapatmak zorunda kaldik. Hatta H. “ver kamerayi sunu da cekeyim” diye israr ettiyse de “son gordugumuz manzara bu olmasin” diyerek kapadim fotograf makinesini :) Yani bu resimler gorduklerimizin yaninda pek sonuk kaldi ama napalim.

Tayland Turk vatandaslarina vize sormuyor. Sadece ulkeye giris yaparken bir form dolduruyorsunuz (tipki Singapurda oldugu gibi) ve onunla girebiliyorsunuz. Ekstradan bir ucret falan da odemiyorsunuz. Ama bilindigi gibi bizim basimiza birsey gelmezse, bir aksilik cikmazsa olmaz hani (bkz: colde kutup ayisi modeli). Iceri giris yapacagiz, gumruk polisinin pasaportlari kontrol etmesini bekliyoruz, benim isim cabuk bitti ben gectim. H. arkada kaldi biraz. Bekle allah gelmez bekle allah gelmez… Megerse bizim soyadimiza cok cok benzer bir soyadiyla, H. ile ayni isimli bir Turk araniyormus Phuket’te!

Saka gibi… Kulaklarimiza inanamadik, isim ayni, soyadida mesela bizimki Baldiz olsun aranan adaminki Balmaz, oyle bisey yani. Sen simdi gelde bunu elin Tayland polisine anlat, zaten cok iyi ingilizce konusamiyorlar. Neyse bir sure mucadele ve aradaki farki gosterme cabasindan sonra bizimkini saliverdiler, tabii nerede kalacagiz, ne kadar kalacagiz gibi tum detaylari not aldiktan sonra.

Bu gordugunuz "Thai alfabesi", oldukca ilginc bir alfabeleri var, ben bu alfabeyi biraz da Hintlilerin "Tamil" alfabesine benzettim, belkide hepsi birbirinden turemistir yada birbirinin etkisinde kalmistir.

Oradan ciktik hemen disarida gidecegimiz otelin gorevlisini bulduk. Phuket’te oteller belli bir ucret karsiligi servis hizmeti veriyor havaalani-otel arasi. Bizde ilk etapta ugrasmayalim diye onu ayarladik. Gerci sonradan ogrendigimize gore baska tasima sirketi ve taksilerde bir suru, yani kolaylikla hava alanindan bir aracla anlasilabiliniyor ucuza. Bir saat suren ucusun ardindan yaklasik 45 dakikaya ulasabildik otele. Cunku havaalani adanin bir ucunda neredeyse, oteller kismida diger ucuna yakin hep.

Bu arada oteli internet uzerinden ayarlamistik ve sonrasindada ben balayi cifti oldugumuzu soylemistim otel yetkililerine :D Ne de olsa balayimizi gecirmek icin buralara gelmeyi istemistik uc yil once ama o zaman paramiz pulumuz yoktu :) hem ayrica yalan da degil ne de olsa evlilik yildonumumuzdu :) Neyse efendim bunu soylememdeki amac balayi ciftlerine daha ozenli davrandiklarini bilmemden kaynaklaniyordu. Yanilmamisim… Balayi ciftiyiz diye bize dandik bir Toyota yerine canavar gibi bir BMW gondermisler, hemde ayni fiyata :) Tabii giristeki sacma sapan rastlantidan sonra bir keyfimiz yerine geldi bu durumda.

Otele dogru yol alirken sofor surekli ada hakkinda bilgi verdi bize. Yollarda her yerde bayraklar ve kral ve kralicenin resimleri asiliydi, megerse 12 Agustos kralicenin dogum gunuymus (yani bugun). Kral 84 yasindaymis su anda, dolayisiyla genelde hep genclik resimleri asiliydi cevrede.

Adanin yaklasik 30% nufusu muslumanmis. Bizim gittigimiz sezon turizm acisindan en sessiz sakin sezonmus… gibi bir suru ek bilgi verdi sagolsun. Phuket daha cok fazla gelismemis, yol kenarlari bir suru sekilsiz semalsiz is yeri ve karma karis tabelalar dolu. Bizdeki yazlik yerlere oldukca benziyor ilk etapta, mesela Kusadasina yaklasiyormus hissi verdi bana sehre yaklastikca. Her yer yesil ama pis ve bakimsiz. Trafik oldukca kalabalik ve tehlikeli kullaniyorlar. Bir suru motorsikletli var trafikte. En buyuk farklilik tabelalardaki yazilar ve kullandiklari garip alfabe :) birde her yer muz ve hindistan cevizi agaci dolu :) Ilk izlenimler bunlar oldu.

Otele gidip odayi gorunce cok mutlu oldum. Cunku uc yil once gercek balayina gittigimizde yine odayi ciceklerle suslemislerdi ve benim inanilmaz hosuma gitmisti bu. Elime fotograf makinasini alip bol bol resmini cekmistim. Ama gel gor ki o zaman adam gibi bir fotograf makinamiz yoktu bende bizimkilerin fii tarihinden kalma emektari almistim yanimiza, hani su icine film konan ve her fotograf karesinde filmi cevirmen gerekenlerden, markasi da Kodak’ti, eminim cogu kisinin evinde vardi onlardan bir zamanlar. Neyse efendim film dandikmis, bizim fotograflar yanmis ve bize hicbir hatira kalmadi :( O sebeple hep hayiflanirdim, uzulurdum bir hatira kalmadi elimizde diye. Neye niyet neye kismet :) Gordugunuz gibi sanat eseri yaratmislar resmen. Birde isin ilginc tarafi bizim ulkede kasimpati falan kullanilir, bu adamlarin ulkesinde orkide kullaniyorlar en cok yetisen cicek o oldugu icin.

Fotograf cekme fasli bitince dedik hemen kendimizi denize atalim, tepeden gorduk o turkuaz sulari biran once girip yuzmek lazim. Hem nasil heyecanliyim okyanus falan gormemisim omrumde, okyanusta ilk defa yuzucem. Hazirlandik gittik sahile… O da ne… bir dalga var anlatamam. Sahil kocaman, upuzun bir sahil, incecik bir kum ama yuzen kimse yok :( Iste o an da ogrendik neden tatil sezonu olmadigini. Ozellikle bizim kaldigimiz plaj (Karon beach) adanin okyanusa bakan kisminda oldugu icin dalgalar insan boyu ve sahilde bir suru kirmizi bayrak var. Orada ogreniyoruz ki sahildeki kirmizi bayrak yuzmek yasak demekmis. Biz yine hazirlandik suya girmeye, yuzmeyecegiz ama dalgalarda oynayacagiz hani. O kadar gelmisiz bari kicimiz biraz islansin deniz suyunda :) Bizim ha ettigimizi goren can kurtaran kostu geldi “yassah hemserim yassah” diye :) yuzmek yasak ancak kiyida, derin olmayan yerlerde oynayabilirsiniz onun icin de ayni yerde durmayin, cekiyor falan dedi.

Resimlerden dalgalar cok degilmis gibi gorunuyor ama inanilmaz kuvvetliler ve hic tekin degiller :(

Neyse bir iki kisi daha oynuyor kiyida, bizde girdik dalgalardan hoplayip ziplayalim diye. Allahim o ne dalga oyle, bugune kadar gordugum bildigim, oynadigim hicbirine benzemiyor. Carptimi yamuluyorsun :) inanilmaz kuvvetli ve adami surukleyip goturuyor. Birde her yan incecik kum oldugu icin o dalgalarin kuvveti ile zemin de surekli yer degistiriyor, bir derinlesiyor bir siglasiyor. Dalgalarda hopladik zipladik bol bol, daha dogrusu dayak yedik :) Ama harbiden korktuk, cunku hic ama hic tekin degildi denizim bu hali. Ayakta durmak bile cok zordu yani. Hatta korkudan birbirimizin elini bile birakmadik, cunku aninda alip surukleyiveriyor insani goremiyorsun bile nereye gittigini. Dondugumuz gun ogreniyorum ki bizim orada bulundugumuz gunlerde ayni plajda iki kisi, yandaki daha kucuk olan plajda (Kata beach) da bir kisi bogulmus. Korktugumuz kadar varmis yani,hatta ucuz atlatmisiz.

Onca dayagin ustune, mayolarimizin ici bir kilo kum dolmus olarak :) ciktik denizden. Yolculuk yorgunlugu ve onca dayagin ustune cok da fazla bir etkinlik yapamadan otelde yemek yedik ve sizdik kaldik.

Ertesi gun sabah erkenden yine giydik mayolari kostuk sahile. Sabahin cok erken saatlerinde hem yururuz deniz kiyisinda biraz hemde yuzeriz dedik. Ne mumkun… Deniz yine cilgin gibiydi. Sonradan cankurtarandan ogrendigimiz uzere daha iki ay boyleymis bu deniz, ancak sonrasinda duruluyormus yuzulecek hale geliyormus… Sansa bak bizde Phuket’e geldik denize bakiyoruz karsidan mal gibi, giremiyoruz. Ah A. ben senin kafana… insan bi arastirmazmi en uygun mevsim nedir ne degildir diye. Neyse efendim moral bozmak yok, en azindan yagmur yok, ise gitmek yok, kararliyiz keyfimizi kacirmayacagiz. Sahil boyunca yuruduk, kumlarda oynadik, bol bol resim cektik falan. Sonra da dogru otele yollandik kahvalti icin.

Iste bu da biz :)

Kahvalti sonrasi baktik denize giremiyoruz, zaten ogle sicagi da bastiriyor, dedim haydi gidelim tapinak mapinak gezelim gezilip gorulecek yerleri. Otelden ciktik taksiye binip gidecegiz. Phuket’te taksiler bildigimiz sari, tepesinde taksi yazanlardan degil. Genelde yerel halk kendi minibusunu yada minivan seklindeki aracini taksi yapmis, onlarla anlasiyorsun. Taksimetre falan da yok sonucta, binmeden once pazarlik yapiyorsun kaca anlasirsan. Gittik duraktan bir taksiciyle anlastik bizi once “Big Buddha” ya goturecek sonrada “Wat Chalong” tapinagina. Toplamda 1100 THB (Thai Baht) ye anlastik yani yaklasik 40-45 TL ediyor. (Bunlari paragozlugumden yada gormedikligimden yazmiyorum, ben gitmeden once arastirirken cok faydasi oldu baskalarinin gozlemlerinin ve gezi notlarinin, olurda birinin yolu duserse benim bloga isine yarasin insanlarin diye).

Big Buddha adanin tepesine yapilmis kocaman bir Buda heykeli ve tapinak. Karon plajindan yaklasik 6 km uzakliktaydi ve oldukca dik bir tepedeydi. Tepeye tirmanirken kendimi sanki Uludag yolunda tepeye tirmaniyormus gibi hissettim. Singapur’un dumduz yapisindan sonra bu daglik tepelik farkli geldi yani. Yolda bol bol muz agaclari vardi yine. Bir adet maymun ciftligini, bir suru kohne derme catma evi gectik. Yol kiyisinda bir fil gorduk :) Evet bildigin fil, burada filler gayet yaygin, hatta fil maceramiz bile oldu – sonra anlatacagim. Dikkatimizi en cok ceken sey, o kadar unlu bir turistik yer olmasina ve onca luks otel bulunmasina karsilik yinede adanin cok gelismemis olmasi ve her yerde oldugu gibi halkinin oldukca gariban ve fakir olmasi. Bu arada taksi soforunden ogrendigimize gore Tsunami sonrasi ada neredeyse tamamen kendini toparlayip eski haline donmus, ama oldukca buyuk bir vurgun yemis dolayisiyla, maddi olarak ne kadar toparlamis tartisilir. Tsunami’nin tek izi yol kenarlarinda gordugumuz “Tsunami’den kaciz rotasi” seklindeki uyari levhalariydi.

Halkin buyuk kismi Budist anladigimiz kadariyla. Dolayisiyla adanin en tepesine yapmislar bu kocaman Buda’yi ve tapinagi. Heykel hala daha tamamlanmamis, yapimi devam ediyor. Hatta her yerde yapim asamalarini ve nasil yapildigini gosteren bir suru sey var. Her dinde oldugu gibi buradada tapinak kismina ve Buda’ya yaklasmak icin ortunup sarinmak zorundasiniz. Oyle kisacik sort, tshirt ile kabul etmiyorlar. Bende o sicakta sal sardim omzuma pistim kavruldum sicaktan. Neyse resimler ne gordugumuzu yeterince ifade ediyor zaten fazla soze gerek yok :) Her yerde bol miktarda Buda heykeli vardi.

Bu da bittigindeki hali icin maket, ama halen daha cogu kisim insaattaydi, henuz en buyuk buda bile tamamen bitmemisti.

Bu garip birseydi, sanirim bir cesit dua ediyor insanlar bununla. Orta kismindaki oyugu elleriyle sivazliyorlar belli bir sayida, garip bir ses cikiyor neyse. Biz pek anlamadik baktik oyle napiyor bu insanlar diye.

Her turlu Buda’nin bol bol resmini cektik, birazda tepeden manzara izledik. Ada oldukca guzel gorunuyor tepeden :)

Ve Phuket’in en unlu tapinagi “Wat Chalong” a dogru yola ciktik. Wat Chalong bir kac farkli binadan olusan bir cesit kompleks. Ilk etapta binalarin ne kadar ince iscilikle suslenmis oldugu, incecik tahta isciligi dikkat cekiyor. Ve oldukca da canli renklerle suslenmis heryer.

Ilk giriste bir an arkamizdan gelen catapat sesleriyle irkildik. Bu firin gibi seyin icine insanlar bir paket dolusu fisegi atip patlatiyorlar ve basinda dua ediyorlar. Ne anlama geldigi hakkinda bir fikrim yok ama bir cesit dini rituete benziyordu (yaninda rehbersiz gezmek de kotu bu yonden, ne oldugunu anlayamiyorsun kendi basina). Sonrasinda tapinagin icine girdik. Yine ayakkabilari cikarildi ve ustumuzu basimizi sardik. Tapinak girisinde insanlar ellerinde cicekler ve tutsuler dua ediyorlar girmeden. Daha sonra girip Buda heykellerinin karsisinda dua ediyorlar.

Bu kadin elindeki cubuklari veya tahta parcalarini havaya yere atarak, yere dusme sekline gore diledigi dilegin olup olmayacagini anlamaya calisiyordu. Mesela fasulye seklinde iki tahta parcasi var, ikisi de ayni sekilde yere duserse dilegi olacak demek, farkli duserse olmayacak demekmis.

Ileride diger kisiler ellerindeki kagitlarin uzerindeki altin parcalarini Buda heykellerinin uzerine yapistiriyorlardi. Bunun ne demek oldugunu bilmiyorum ama en kisa surede sorup sorusturacagim anlamini.

Yani acikcasi oldukca ilgincti farkli ibadet sekillerini gormek. Bu arada giremedigimiz baska bir binada “monk”larin yani budist rahiplerin egitimlerini izledik pencereden izleyebildigimiz kadariyla.

Daha sonra yan taraftaki diger binaya gectik.

Bu bina uc katli ve her kati bir suru buda heykeli ile doluydu. Bu kadar cok Buda’yi bir arada gorunce kendimi hint filmlerinde gibi hissettim birden. Duvarlarda bir suru Buda figure ile dolu. H. Buda’nin erkek oldugunu soyleyince cok buyuk hayal kirikligi yasadim, oyle cok kadina benziyorki, hatta bazi heykellerde veya cizimlerde rujlu, gozler surmeli, hatta bazilarinin memeleri bile var :) Neyse muhabbeti bulandirmayayim. Dedigim gibi her katta bir suru Buda heykeli vardi, farkli farkli sekillerde, hersey farkli bir seyden sorumlu Budaymis.

Acikcasi farkli seyler ogrenmek ilginc ama insanlarin hala daha puta tapiyor olmasi bana biraz fazla sacma geldi ve bunu oyle buyuk bir ciddiyetle yapiyorlar ki, bir nebze de uzuldum onlarin adina.

Dedigim gibi en cok binalardaki iscilik ve detaylar dikkatimizi cekti. Bir suru resim cekip binalarin detaylarini inceledikten sonra yavastan tamamladik gezimizi. Otele donerken taksici bizi Kata plaji uzerinden getirdi. Kata plaji Karon’dan daha kucuk ve gordugumuz kadariyla daha az dalgaliydi. En azindan bir suru insan denizdeydi ve bir sonraki sefer oraya gitmeye karar verdik. Aksam ustu yine bizim plajda biraz dalgalarla oynayalim bari dedik. Bir kac insan daha vardi hoplayip ziplayan. Onlarin bulundugu tarafa dogru ilerledik, bir sure eglendik ama bir kac kez ust uste dalgalarda kaybolma tehlikesi gecirince ve bir miktar su yutunca iyice gozumuz korktu acikcasi. Kiyiya oturup kumlarla oynadik bizde cocuklar gibi :) Tabii kumlarda oturmanin sonucu olarak halen daha kafamin icinden kum tanecikleri cikiyor, saka degil :)

Aksam otelde yemek yerine sahildeki kucuk kucuk yerel restoranlardan birine gitmeye karar verdik. Bir kacina baktik, gozumuze fiyatlari uygun gorunen, pek de salas olmayan birine daldik. Zaten cogunlugu denizurunu taze taze. Bizimde en cok sevdigimiz sey Singapur’a geldigimizden beri buradaki karidesler. Ki ben karidesin o bacakli biyikli halini gorunce hayatta elini suremeyen insan deli gibi karides yer oldum burada. Oyle bizdekiler gibi degil buradakiler, inanilmaz buyukler “prawn” ya da “tiger prawn” diye geciyor. Istedigimiz tiger prawnlar o kadar buyuktu ki iki tanesi bir tabaga ancak sigmisti :)

Fried rice (kavrulmus pirinc), balik, sebze ve karidesten olusan bir suru sey soyledik.

Daha once bahsettigim gibi burda adet bir kac cesit soyleyip herseyi birlikte yemek :) Ilk baslarda cok garip gelmisti ama baktim bizde artik oyle siparis verip yemeye alismisiz bile. Deniz urunleri inanilmaz lezzetli ve tazeydi. Ve restoranin salasligina ragmen yemekleri sildik supurduk, lezzetine de sasirip kaldik acikcasi. Ve tika basa yedigimiz yemek karsiligi 550 THB gibi bir fiyat odedik, yaklasik 25 TL. Otele kiyasla oldukca ucuzdu, yani giden olursa aman mutlaka lokal restoranlarda yemenizi tavsiye ederim, oteller cok kazik ve sonucta yediginiz sey ayni sey oluyor genelde.

Ve iste restoranin onundeki tezgahtan taze taze goruntuler :) Millet deli gibi bu istakozlari yiyordu, ben fotografini bile zor cektim :( Ha deniz bocegi ha kara bocegi bir farki yok bence :) Bu arada karideslerin boyutuna dikkat! Yetiskin insan elinden buyukler boyut olarak.

Ve elleri kollari baglanmis yengecler... bunlar eli kolu kurtarinca kacmaya basliyorlar cok feci :( tabii oyle bir durumda ben onlardan onde kaciyorum :)

Her cesit deniz kabuklusu... ozellikle cig cig yemeye bayiliyorlar istiridyeleri. Beni bozar tabii...

Tek irrite eden sey restorandaki tum garsonlarin travesti olmasiydi! Tayland saka gibi bir ulke bu konuda. Tamam hayat kadinlarinin fazlaligindan haberdardik. Hatta arkadaslarimiz ozellikle uyardi “aman cok kucucuk kizlar falan goreceksiniz ortalikta, hos manzaralar degil insanin ici kaldirmiyor dikkatli olun” diyerekten. Onun icin Patong beach yerine Karon’u secmistik daha az kalabalik, daha sakin diye. Ama yine de her yerdeler. Insanin ister istemez dikkatini cekiyor. Yasli veya orta yasli Avrupa’li gorunumlu erkekler, kollarinda birer Taylandli genc kiz… H. nin dedigiyse “iyi de bu kadar cok adam Tayland’li kadinla evlenmis olamaz herhalde”. Yani bircogu hayat kadiniydi anladigimiz kadariyla. Adamlar gelip bir hafta on gun gonul eglendirip gidiyorlar. Migdemiz pek kaldirmadi bu insan ticaretini. Taylandin en kotu yani buydu ne yazik ki. Ayrica inanilmaz fazla travesti var Tayland’da. Hatta oyle bir abartmislar ki bazilarini ayirt edemeyip birbirimize sordugumuz oldu bu ne sende falan diye. Zannedersem erkekler bakmis kadinlar parayi goturuyor bu ulkede… Neyse kotu bir ortam bu acidan. Yani tabii kimsenin tercihine karismam ben, sonucta herkesin yasama hakki var ama benim de secme hakim olduguna gore pek cevremde gormek istemem. Sonraki gecelerde yandaki restoranlara takildik bu yuzden, yemek kalitesi ve tazeligi ayniydi ve hic travesti garsonlari yoktu, daha bir rahat ettik.

Ilk iki gun boyleydi, cok uzun bile yazmisim. Ucuncu gun Phi Phi adasi turuna katilmak icin rezervasyon yaptik. Phi Phi adasi ve fil gezisi de bir sonraki yaziya…

Ben kactim.

A.

16 comments:

  1. Manzaralar harika ama benim aklım yemeklerde kaldı...

    ReplyDelete
  2. C3Moi yemekler hakikaten lezzetliydi, benimde aklimdalar hala daha desem :)

    "leb" demeden iki gunun detaylarini yazip resimleri yuklerken bende bilgisayarda oldukca yorulduk :) umarim en kisa surede digerlerini de ekleyecegim :)
    blog yazmak resmen part-time is gibi biseymis :)

    ReplyDelete
  3. Muhteşemm! :)
    Fotoğraflar ne kadar güzel cicim. Ellerinize sağlık. Valla daralmıştım öyle saçma sapan tatil postlarndan oh içim açıldı :):) Gezi dergilerindeki yazılar gibi olmuş:D
    Devamını beklemekteyimm öperimm :)

    ReplyDelete
  4. Ayrıca da "Zannedersem erkekler bakmis kadinlar parayi goturuyor bu ulkede…"diye başlayan bir cümleyi ancak bir türk kurabilir. Ah ya nasıl güldüm :):):):)

    ReplyDelete
  5. Lou sevindim begenmene :) bir kendime gelsem kisa surede digerlerinide yukleyecegim ;)
    Eh Turklugumuzu her yerde belli etmezsek olmuyor degil mi ;) valla kimseye haksizlik etmek istemem ama ne diyeyim ilk aklimdan gecen bu oldu :D

    ReplyDelete
  6. valla en çok okyonusa girmenizi (hoş baya sıkıntı yaşamışsınız ama) kıskandım :)) çünkü yapmayı en çok istediğim şeylerden biri.

    Bir de kumsala gölgenizin düştüğü fotoya bayıldım harika bir düşünce; ilk fırsatta denemem lazım :))

    sevgiler.

    ReplyDelete
  7. minimalist umarim sende en kisa surede gerceklestirme firsati bulursun bu istegini, ama az dalgali guzel bir sezon dilerim ben sana bu is icin zira obur turlu ne oldugunu anlamiyorsun :)
    fotografi begendigine sevindim :) onun birde kumsalda namaz kilan adam versiyonu var hahahaha ama koymadim koca kisisi rezil olmasin diye :)

    ReplyDelete
  8. Yani bu kadar sürükleyici bir gezi-tatil yazısı okumamıştım.Ben de meraklı bir tip olarak orada gördüğün insan figürlerini görmek istedim.Yemekleri sanat eseri gibi gerçekten.Türk kurnazlığını balayı çiftinde göstermen ayrıca takdire şayan. Yazına kaptırıp gitmişim soluğu rte'nin yazısında aldım.Ekşiye ve rte ye ayrıca teşekkür her ikiside çok yaratıcı ve komikler.Devamını bekliyoruz hem yazı hem şiirlerin.Sevgiler.:))

    ReplyDelete
  9. ruhgezgini sevindim begenmene ve surukleyici olusuna :)zira cok uzun yazdim kimse sonuna kadar dayanamaz diyordum :)
    neyse bak heves geldi simdi geri kalanini da yazmaya :) Eksi sozluk turlarina da devam etmeyi dusunuyorum guleriz hep beraber ;)
    turk kurnazligina utandim valla :) ne diyim kotu bir niyetle yapmadim, ama sanirim bizden korkulur :)

    ReplyDelete
  10. zey0zey olimpiyat acilisindan bahsediyorsun sanirim?
    hakikaten oyle :) kesenin agzini acmis adamlar, bizde bu kadarini beklemiyorduk acikcasi.

    ReplyDelete
  11. Canım ciğerim.
    O kumsaldaki fotoğrafınız var ya... gölgeleriniz.
    Tüm fotoğrafları sil, o kalsın.
    O bir ömre bedel işte.
    Mutluluğunuza nazar değmesin, aşkınız ebedi kalsın.
    O sevgi aranızda oldukça siz daha ne Phuket'ler ne Buketler ne Aduketler (Aduket yok, aduket yok!) görürsünüz :)
    Fotoğraflar şahane, bir içim su.
    Oh olsun. Bi' daha mı geleceksin.
    Gez, gör, mayona kum doldur toton kızarsın :)
    Kocaman öpüyorum.
    H'ye cici bak.
    Sevgilerimle.

    ReplyDelete
  12. Ella nasil icten ve guzel dilekler bunlar boyle :) nasil mutlu oldum bilsen :)
    amin diyorum hepsine cani gonulden, ve daha iyileri guzelleri sizlere olsun diyorum ayrica ;)
    bende optum kocaman, sende kendine ve sevdicegine iyi bak.

    ReplyDelete
  13. Hangi sirketten gitmeden phi phi turlarini ayarladiniz acaba ?
    COk tesekkurler.
    Bu arada bir solukta 4 gunu de okudum cok faydali bilgiler olmus biz bugun ucak biletlerimizi aldik,ve bangkok ucak biletini ayarlamadik otelleri ayarlamadik,phukette hangi bolgede otelde kalmak lazim ucuz otel var mi gibi bir suru sorum var.Yardimci olabilirseniz cok sevinirim.
    Tekrar tesekkurler.
    F.S.

    ReplyDelete
  14. erica istersen e-mail at sorularini, elimden geldigince yardimci olmaya calisayim olur mu ;) buraya yazmak oldukca uzun olur :)
    biradambirkadin@gmail.com

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails