Az sonra anlatacagim hikaye Almanya'da yasadigimiz ilk aylara denk geliyor. Daha dogrusu kocakisisinin tek basina oldugu ve beni beklerken orada gecirdigi ilk aylara.
Dedigim gibi kocakisisinin Almanya'da ki ilk aylari. Yavastan cevreyi ve insanlari tanimaya calisiyor. O sirada cevredeki arkadaslari vasitasiyla Almanya'da buyumus yetismis "Alamanci" bir Turk genciyle tanisiyor. Ismi Mirsat olsun, nerden cikti bu isim bilmiyorum tamamen uydurma, gercek ismini kocakisisine sormak zor geldi simdi :)))
Neyse efendim Mirsat boyle saf, temiz bir Anadolu genci, ama tabii Alamanci aksani ile konusan bir Anadolu genci :D Tanistiklarinda kocakisisi bu elemanin ailesinin yeni bir ev aldigini ve icine babasi ile birlikte tadilat yaptiklarini ogreniyor.
Bu eleman ve babasi evin ic kisimlarini yikip dokmeye basliyorlar tadilat icin. O siralarda da kocakisisi ne zaman bu elemani yolda gorup nasilsin diye sorsa aralarinda su diyalog geciyor;
kocakisisi: Mirsat nasilsin? nasil ev isleri?
Mirsat: Yikiyoz abi!
kocakisisi: bitmedimi hala tadilat?
Mirsat: Yikiyoz abi!
ertesi gun yine;
kocakisisi: Mirsat ne var ne yok?
Mirsat: Yikiyoz abi!
Takip eden gunlerde ve haftalarda hep boyle imis :))) Baska diyalog yok, Mirsata ne sorsalar "Yikiyoz abi". Tabii sonucu bilmiyoruz yikim ne kadar surdu, geriye ellerinde kac duvar kaldi gibi :D Hatta isin ilginci Mirsat'in arabadan balyoz, insaat malzemeleri falan cikiyormus, tam yikim ekibi :))
Dedigim gibi kocakisisinin Almanya'da ki ilk aylari. Yavastan cevreyi ve insanlari tanimaya calisiyor. O sirada cevredeki arkadaslari vasitasiyla Almanya'da buyumus yetismis "Alamanci" bir Turk genciyle tanisiyor. Ismi Mirsat olsun, nerden cikti bu isim bilmiyorum tamamen uydurma, gercek ismini kocakisisine sormak zor geldi simdi :)))
Neyse efendim Mirsat boyle saf, temiz bir Anadolu genci, ama tabii Alamanci aksani ile konusan bir Anadolu genci :D Tanistiklarinda kocakisisi bu elemanin ailesinin yeni bir ev aldigini ve icine babasi ile birlikte tadilat yaptiklarini ogreniyor.
Bu eleman ve babasi evin ic kisimlarini yikip dokmeye basliyorlar tadilat icin. O siralarda da kocakisisi ne zaman bu elemani yolda gorup nasilsin diye sorsa aralarinda su diyalog geciyor;
kocakisisi: Mirsat nasilsin? nasil ev isleri?
Mirsat: Yikiyoz abi!
kocakisisi: bitmedimi hala tadilat?
Mirsat: Yikiyoz abi!
ertesi gun yine;
kocakisisi: Mirsat ne var ne yok?
Mirsat: Yikiyoz abi!
Takip eden gunlerde ve haftalarda hep boyle imis :))) Baska diyalog yok, Mirsata ne sorsalar "Yikiyoz abi". Tabii sonucu bilmiyoruz yikim ne kadar surdu, geriye ellerinde kac duvar kaldi gibi :D Hatta isin ilginci Mirsat'in arabadan balyoz, insaat malzemeleri falan cikiyormus, tam yikim ekibi :))
Iste bu sebepten bizde arada aklimiza geldikce birbirimize ayni repligi tekrarlayip dururuz... "Yikiyoz abi"!
Lakin bu yazinin esas konusu bu degildi, sadece kelime benzerliginden aklima geldi :) Cunku bugun kocakisisi bana napiyorsun diye sordugunda verdigim ilk cevap buydu "yikiyoz abi"!
Daha once de yazmistim bu konu hakkinda, yani ilk kez degil basimiza gelisi ama sanirim sonu yok bunun. Kuf mantarindan bahsediyorum :(
Yaklasik Eylul'den beri suren yagislarin, oh hava serinledi diye sevindigimiz muson sezonunun mucizeleri bunlar. Son zamanlarda artik iyice fenalik gelmeye baslamisti bana astigim camasirlarin bir haftaya kurumamasindan ve dolaptaki esyalara bile elimi atinca islak islak hissetmekten, ama pek uzerinde durmamistim, daha dogrusu duramamistim yogunluktan. Lakin yeni yil tatili icin bavul hazirlarken farkettim ki durum dusundugumden cok daha vahimdi, bavula koyacak dogru duzgun elbise bile bulamadim, dolaptaki hersey kuflenmisti nerdeyse!!
Tam yolculuga cikmak uzereyken hicbirsey yapamayacagim icin kuflenen tum elbiseleri torbalara tikip oylece birakmistim. Eh tabii donunce ellerimden optuler hepsi :D Sonuc itibariyle bu haftasonu kucuk banyoyu camasirhaneye cevirdim, once sirkeli suyla, sonra deterjanla, sonra bir daha deterjanla yikiyorum tum kiyafetlerimi :( Bir yandan da Allahim nolur yagmur yagmasin, nolur ruzgar durmasin da su yikanan camasirlar kurusun diye dua edip duruyorum.
Yani tam anlamiyla yikiyoz abi!!
Tum bunlari yaparken, hastaliktan kurtulamamam, akan burnum, birde ustune ustluk hastaligi benden devralip kafasini kaldiramadan atesler icinde yatan kocam da cabasi :(
Sanirim tum dolaplari kuf mantarindan temizlemek, butun kiyafetleri dezenfekte edip, yikayip kurutmak ve iyilesmek bir haftami belki de daha fazla zamanimi alacak. Eh gunduzleri ise gidip aksamlari da temizlik yapacagimi varsayacak olursak simdi kafama takilan bir tek sey var;
Evdeki buyuk huniyi mi taksam daha cok yakisir yoksa kucugunu mu??
Lakin bu yazinin esas konusu bu degildi, sadece kelime benzerliginden aklima geldi :) Cunku bugun kocakisisi bana napiyorsun diye sordugunda verdigim ilk cevap buydu "yikiyoz abi"!
Daha once de yazmistim bu konu hakkinda, yani ilk kez degil basimiza gelisi ama sanirim sonu yok bunun. Kuf mantarindan bahsediyorum :(
Yaklasik Eylul'den beri suren yagislarin, oh hava serinledi diye sevindigimiz muson sezonunun mucizeleri bunlar. Son zamanlarda artik iyice fenalik gelmeye baslamisti bana astigim camasirlarin bir haftaya kurumamasindan ve dolaptaki esyalara bile elimi atinca islak islak hissetmekten, ama pek uzerinde durmamistim, daha dogrusu duramamistim yogunluktan. Lakin yeni yil tatili icin bavul hazirlarken farkettim ki durum dusundugumden cok daha vahimdi, bavula koyacak dogru duzgun elbise bile bulamadim, dolaptaki hersey kuflenmisti nerdeyse!!
Bu arada sonradan arastirinca ogreniyorum ki kuf mantari 70% nem oraninin uzerinde olusurmus. Kesin burasi 100% vardir, mubarek hava solumuyoruz su soluyoruz neredeyse!!
Tam yolculuga cikmak uzereyken hicbirsey yapamayacagim icin kuflenen tum elbiseleri torbalara tikip oylece birakmistim. Eh tabii donunce ellerimden optuler hepsi :D Sonuc itibariyle bu haftasonu kucuk banyoyu camasirhaneye cevirdim, once sirkeli suyla, sonra deterjanla, sonra bir daha deterjanla yikiyorum tum kiyafetlerimi :( Bir yandan da Allahim nolur yagmur yagmasin, nolur ruzgar durmasin da su yikanan camasirlar kurusun diye dua edip duruyorum.
Yani tam anlamiyla yikiyoz abi!!
Tum bunlari yaparken, hastaliktan kurtulamamam, akan burnum, birde ustune ustluk hastaligi benden devralip kafasini kaldiramadan atesler icinde yatan kocam da cabasi :(
Sanirim tum dolaplari kuf mantarindan temizlemek, butun kiyafetleri dezenfekte edip, yikayip kurutmak ve iyilesmek bir haftami belki de daha fazla zamanimi alacak. Eh gunduzleri ise gidip aksamlari da temizlik yapacagimi varsayacak olursak simdi kafama takilan bir tek sey var;
Evdeki buyuk huniyi mi taksam daha cok yakisir yoksa kucugunu mu??
:))
ReplyDeletecanım ısınma amaçlı ne kullanıyorsunuz ,,niye soruyorum yani kaloriferin üzerine at diyeceğim tabi karşılaştırılmaz ama bizim buraların durumu da aynı ben kalorifere başvuruyorum..:))
ReplyDeleteBüyüğü tak, tam otursun :D
ReplyDeleteYıkarken ikide bir düşmez, bir de onunla uğraşmak zorunda kalmazsın :)
H'ye geçmiş olsun dileklerimi(zi) ilet, sana da hem geçmiş olsun, hem kolay gelsin kuzum :/
Sıcak memlekette yaşamanın azıcık dezavantajı varmış demek ki :)
Ben yağmura, kara şükrediyorum...hatta, bu küf mantarsız ülkeyi seviyorum :)
Kolay gelsin. İşiniz zor.
ReplyDeleteüzücü haber,güzel yazı
ReplyDeleteGeçmiş olsun, kolay gelsin,
ReplyDeleteBuket kuflenmemize mi guldun, yikiyoz abiye mi yoksa hunilerime mi :))
ReplyDeleteNihancim aslinda isinma degil soguma amacli klima kullaniyoruz, 12 ay yaz burasi ama nem sicakligin ustune ciktigi icin bu haldeyiz :(
Ella kiyafetime hangisinin rengi uyarsa onu takarim diye dusundum :))
Oh mis gibi sicak, tropik iklim falan diye seviniyorum ama boyle de kuflerle bogusuyoruz iste isin kotusu :((
Elif, neval, Boncukcu tesekkurler :)
tropik iklim kabusum oldu , geçen sene bir ara buralarda yağmur yağmıştı, ama hava çok socaktı, yaz mıydı bahar mıydı ne, ne korkunç birşey o hem socak hava hem yağmur, ıslaklık. o çamaşırların kurumaması konusunda Allah yardımcınız olsun kardeş, tam kabus. geçenlerde, bir iki ay önce yine yağmurlu bir dönemde çamaşırları kurutamayıp sinir olmuştum. annem evde yoktu, meğersem kaloriferlere serip kurutuyormuş o bizim çamaşırları, ne bileyim, ben bekledim bön bön kurusunlar diye kurumadılar hüü. ama dediğin gibi o havada ne kaloriferi. kurutucu kullanamaz mısınız acep?
ReplyDeleteöptüm seni.(kuru kuru)
bak bu kadar nemi aklım alamıyor benim...
ReplyDeletekardan buzdan çamaşır asmanın,kurutmanın sorun olduğunu biliyordum ama...
kolay gelsin ve geçmiş olsun!
huni:)))
Judy sobanin veya kaloriferin uzerinde kuruyan camasirlar cok tanidik bana da Turkiye yillarindan :) ama ben omrumde gormedim boyle bisey hava sicakligi 25-30 derece ve camasirlar bir haftada kurumuyorlar :(
ReplyDeleteCEPAYNASI burada bulasik makinasi satilmiyor ama kurutma makinasi deliler gibi satiliyor dusun artik! oradan anlamaliydim kurutmanin en buyuk sorun oldugunu :)
anaaamm çok fenaa!!!
ReplyDeletevalla kolay gelsin anacım sana...
bu durum oradaki her evde aynı mı acep yoksa sizin evde bir sorun olabilir mi??
NzN her yerde durum uc asagi bes yukari ayni, kiminde daha az kiminde daha beter. Bir arkadas anlatiyordu evdeki kavanizda duran pirincler bile kuf mantari olmus! duyunca sok olmustum, bizimki en azindan o kadar feci bir durum degil
ReplyDelete