Kucuk Hindistan

Baktim ne zamandir gezmiyoruz, eh bende yavastan bir kurtlanma basladi tabii :) Gecen aksam is cikisi zorla yapistim koca kisisinin koluna dedim "gidiyoruz". Tabii zavallinin itiraz etme sansi bile olmadigi icin gittik :D
Nereye mi?
Little India' ya, yani Hint mahallesine...

Zaten birkac zamandir aklimdaydi, konusup duruyordum "bir goremedik su hint mahallesini" diye. Bir baktim ki bu gunlerde Hintlilerin, daha dogrusu Budizm'in en onemli bayramlarindan biri "Deepavali" varmis, dolayisiyla da butun hint mahallesinin sokaklari isiklarla donatiliyormus. Deepavali (hintcede Diwali) isik festivali anlamina geliyormus. Eh dolayisiyla da her yeri isiklarla donatiyorlarmis. Bizde firsat bu firsattir diyerekten attik kendimizi yola vardik little india'ya...

Hakikaten caddeleri isiklarla donatmislar, ama sokaklar pislik icinde, her taraf insan kayniyor, saticilar yollara tasmis... yani hint mahallesine gidince inanilmaz bir hindistana gitmis hissiyati uyandi bizde :)

Bu arada yolda yururken oradaki bir tapinagi farkettik. Icrisi aksam saati oldugu halde inanilmaz kalabalikti ve isin ilginci insanlar suslenip puslenip gelmislerdi. Bir iki fotograf cektim disardan hem ac oldugumuz hemde yerlere ciplak ayakla basmak fikri o anda cazip gelmediginden ic kismi gezmeyi bir baska gune erteledik.
Hatta gunduz vakti gelip distaki detaylari fotograflamak lazim, zira isik cok yetersizdi gece ve disaridaki figurler oldukca detayli ve ilginc...

Once kendimizi attik bir restorana, hani en temiz gorunenlerinden birine, dedik once karnimizi doyuralim sonra gezelim. Cogunlukla vejeteryan restoranlar var zaten cevrede, hintlilerin buyuk bir kismi vejeteryan oldugu icin.

Iste bu da yemekten bir kesit. Kendime ben bile hayret eder duruma geldim :) Singapura ilk geldigim zamanlari dusunuyorum da boyle bir yemegi gorunce yuzumu burusturur, igrenerek yerdim ya da yiyemezdim bile. Simdi ise ne bulursam yutar hale geldim :))) Hic sorgulamadan daldim cunku asagida gordugunuz karisima :) Zaten inanilmaz aciydi, hasat olduk resmen yerken, eh o kadar aciya mikrop falan da kalmaz dolayisiyla.

Bunlarda tatlilar... Daha dogrusu tatli tezgahi, resim zaten kendini acikliyor yoruma gerek bile yok...

Yemegimizi bitirdikten sonra attik kendimizi sokaga. Ileride bir sokagi kapatip festival sokagi haline getirmisler, oraya daldik bizde. Eh soz konusu hintliler olunca daha giriste buram buram tutsu kokulari ile basladik.

Ne yalan soyleyeyim bu adamlarin tanri anlayisi bana cok komik geliyor ve hatta dalga gecmeden duramiyoruz kocakisisiyle (allah affetsin artik) "boyle tanrimi olurmus, bu ne ya" falan diye. Bazilari hakikaten saka gibi, en son yeni bir tane gordum bu gezi sirasinda fil kafali bir tanrilari var, ama bir gorseniz oyle bir gobek yapmislar ki gulmemek mumkun degil. Hintlilerin tanrilarinin cogu gobekli, gobek kutsal birsey mi acaba? Bak bunu hic dusunmemistim...

Heryerde bol bol incik, boncuk, cicekler...

Hint modasi...
Aaa birde birsey daha farkettik, yazayim unutmadan, hani hintlilerin alinlarina yapistirdiklari bu kirmizi noktalar varya (adini bilmiyorum kusura bakmayin), iste onlari fotograftaki insanlarin bile anlina yapistiriyorlar. Restoranda iki fotograf vardi, artik kurucularimi nedir iste onlarin alnina yapistirmislar.

Bol bol sus esyasi, bir kismida dini anlam tasiyor sanirim. Bu arada hersey ve heryer inanilmaz rengarenkti. Isik az oldugu icin fotograflar pek bir soluk ciksa da gercekte bunlarin hepsi on kati daha canli renklerdeydi :)

ic ses: bir isikci lazim sana... kocakisisi?? yok yok zaten fotograflarinla bayiyorsun adami birde isik tut dersen kafana yersin o isigi :D

Eh hintliler deyince hic hint kinasiz olurmu! Hatta kinalari tuplerin icine koyup hazirlamislar artik oyle satiyorlar, hani baskasina yaparim da kendime yapamam diye alamadim, ama bir ara gidip kendime hint kinasi yaptiracagim adam gibi :) Inanilmaz motifler vardi, bazilarinda tum el ve ayaklari motifle kaplamislardi komple.

Ic kisimda gezinmeyi bitirip sokak aralarina daldik tekrar. Sokaklar cogunlukla kalabalik ve pisti, insan gercektende kendisini Hindistana gitmis gibi hissediyor. Cogunlukla sebze meyva satan manavlar doluydu. Birde bol bol sari (yerel hint giyisisi) dukkanlari ve film, muzik dukkanlari vardi.

Benim en cok ilgimi ceken sokaktaki cicek saticilariydi... Hepsi tazecik, rengarenk, mis gibi kokuyor... Isin ilginci bazilarini boyle kolye gibi yaparken bazilarini torbalarda sadece yapraklar halinde satiyorlar. Sorup ogrendik ki bu ciceklerin hepsi ibadet amacliymis, tapinaga gidip tanrilarina sunuyorlar yani.

Iste bunlari cok begendim ama alamadik, zira bizim icin degil tanrilar icindi :(
Bunlar nilüfer cicekleriymis. Dista gordugunuz kocaman yaprak da nilüfer yapragi zaten. Cok guzel duruyorlardi top top. Satici adamin anlattigina gore birkac farkli rengi varmis ve tapinaga gidip ciceklerini iyice acip tanrilara sunuyorlarmis.

Sonrasinda da yorgun argin eve donduk, hepsi bu kadar :)

dip not: usutecek hava da yok ama ben hastalanmayi basardim, bademcikler ve kulak hasat evdeyim :) doktora gittim sabah doktorla ilgili ilginc bir suru izlenimim var, anlatmak lazim, unutmayayim...

A.