Uzun zamandir eglenceli bir Cuma yazmamisim bakiyorumda. Gecenlerde aklimdan geciyordu ilk geldigimiz zamanki maceralarin hepsini yazmadim yarim kaldi diye, eh simdi tam zamanidir anlatmaya devam etmenin :)
Bircogunuz hatirlarsiniz hala ile maceralarimizi, hatirlamayanlari buraya ve buraya alalim :)
Bahsettigim gibi biz ilk tasindigimizda biraz daha sansliydik (belkide sanssizdik bakis acisina gore degisir tabii) cunku cok yakin arkadaslarimiz vardi Singapurlu. Sagolsunlar tum misafir perverlikleriyle gezdirdiler ilk baslarda bizi surekli. Eh Singapur’da yemek cenneti oldugu icin en cok da yerel yemekleri tattirmaya calistilar. Kulturel olarak benzesiyoruz yani, hani bizdede gelen misafir catlayincaya kadar yemek yedirilir ya o hesap.
Iste o ilk zamanlardan bir gun arkadasim HL dedi ki; “benim amcamin kahve dukkani var oraya gidelim haftasonu hem yerel kahve nasil hazirlaniyor denersiniz, hem de bahaneyle kahvalti etmis oluruz hep beraber”. Bizde olur dedik el mecbur, ilk zamanlarimiz hicbir yeri bilmiyoruz baska planimiz var desek komik olur hem zaten daha basimiza gelecekleri de bilmiyoruz o henuz :)
Bu arada ben bunlari yazarken bir yandan surekli yangin alarmi testi yapiyorlar is yerimde, beynimin icine ettiler yahu bir yangin alarmi denemesi bir saatmi olur!! Anladik yangin ciksa sagir sultan bile duyacak, hem zaten g.t kadar adadayiz, adanin obur ucundakiler duyar bu alarmi alimallah.
Neyse konumuza donelim… Efendim kahve dukkani deyince insanin aklina ne gelir, hani kahvalti falan da isin icine karisinca, hani soyle bir café falan gelir degil mi? Aynen bizim aklimiza da o geldi. Gittik verdikleri adrese baktik ortalikta hic oyle café gibi bir yerler yok, bildigin hawker center - hawker center lardan daha once de bahsetmistim, halkin gundelik yemek merkezleri ama oldukce pis ve salas. Neyse baktik bizim umdugumuz gibi café falan degilmis, misafir umdugunu degil buldugunu yermis deyip gectik oturduk.
HL’in amcasi ve yengesi sagolsun o kadar iyi ve misafir perverler ki hemen kahvalti icin birseyler hazirlamaya giristiler. Eh salas yer dedik ya oyle menu falan zaten yok, birde tanidik olunca ben sunu yemem icmem de diyemiyorsun, zaten onlarda genelde bildigini okuyorlar :) Hemen geleneksel kahvalti neyse onu hazirladilar bir cirpida biz anlayamadan. Zaten asyalilarin oyle bizler gibi kahvalti anlayisi yok, bildigin yemek yiyorlar kahvaltida bile. Yedikleri en hafif sey makarna oluyor. Ama yine de Singapura ozel sabah kahvaltisi, hani biraz avrupai hale getirilmis olani, rafadan yumurta, tost ve kahve imis…
Daha biz ne oldugumuzu anlayamadan once buzlu kahveler geldi (ne bekliyorsunuz hava 35 derece, sicak kahve icilirmi acik hava kahvaltisinda), sonrasinda da yumurtalar. Ben simdi rafadan yumurta deyince siz bildigimiz rafadan yumurta sandiniz yine, yok degil tabii ki. Bizim bildigimiz rafadan yumurtanin daha da bir civiginin melamin bir cay tabaginda servis edilenini dusunun. Aynen su resimdeki gibi, ben o gun saskinlikla ne makine goturdum ne resim cektim ama yedigimiz ictigimiz seylerin aynisi internette vardi resimler internetten yani :) Yumurtanin zaten servis bicimi ofsayt, birde uzerine siyah bir sos dokmez mi bizimkiler, boyle soya sosu gibi :(
Normalde benim tavada yaptigim yumurtanin bile en ufak jel dokusu kalirsa yemeyen, o yuzden bana tum yumurtalari pisirirken didik didik ettiren kocakisisi bu yumurtalari gorurgormez bir fena oldu. Biliyorum hayatta yiyemez, e bende yiyemem ama!! Onun o halini goren yanimizdaki diger arkadas (Amerikali bu) atladi yiyemiyorsan alerjim var de ben seninkini de yerim ayip olmaz dedi. Bu elemanin karisi koreli oldugu icin herseyi yemeye alismis garibim tabi :)))) Tabii koca kisisi durumu kurtardi, kayiran allah beni kayirsin. Kuzu kuzu yedim el mecbur :( Icine bolca tuz, karabiber ve bilimum seyleri bocalayip nefes almadan kasikladim, ne kadar igrenc oldugunu da dusunmedim ki oraciga kusmayayim :)))
O sirada tostlar geldi. Aman normal birsey derken onun da bildigimiz tost olmadigini ogrendik. Burada “Kaya tost” diye birsey meshur. Biliyorum biliyorum adindan tas gibi birsey diye dusundurse de “Kaya” bir cesit marmelat burada, yemyesil birsey :) Ama tost yapmayi bile pek beceremiyorlar tabii ki, ekmegin icine tuzlu tereyagi (cogunlukla margarin) ve marmeladi ayni anda koyuyorlar. Tostu bir isiriyorsunuz tuzlu birsey geliyor agziniza, ikinciye isiriyorsunuz tatli kismi geliyor. Oyle vicik micik ne yediginizi anlamadan bitiyor iskence :) Ama o feci yumurtayi sildi goturdu agzimdan minnettarim kaya tosta :)
Biz bunlari yerken bizim Singapurlu arkadaslar gec kaldi bu arada. Zannedersem biz yumurtalari bitirmis tostlari da yarilamistik ki bunlar geldi. HL annesini de getirmis beraberinde, biz ilk kez tanistik onunla orada. HL’in annesi halanin ablasi oluyor yani aslinda hala degil teyze ama bizim agzimizda hala kaldi bir kere :) Kizin annesiyle tanistik o arada zirt diye bir yere kayboldu gitti kadin. Az sonra elinde bir iki posetle cikageldi tekrar, bize yemelik birseyler almis, yerel birseyler…
Eyvah!!! diyemedim ama kocakisisi ile soyle bir baktik birbirimizin suratina.
Az sonra posetler acildi, kutularin icinden garip gorunuslu birseyler cikti. Ilk etapta birseye benzetemedigimiz bu yiyeceklerin “rice cake” yani pirinc keki oldugunu ogrendik sonradan. Yerel isimleri de “Teochew rice cake” yada “png kueh” imis, bugun fotograflarini ararken ogrendim :) Kek dediysem hemen aldanmayin, kek falan degil sadece adi kek bunlarin. Disi pirincli bir hamurdan yapilmis, icine de allah ne verdiyse koyulmus birsey, birde haslama!
Efendim gelelim hikayenin geri kalanina. Kadin gozumuzun icine bakiyor haydi yiyin tadina bakin diyerekten. El mecbur aldik birer tane, kocakisisi beyaz olanindan alirken bende kendime pembe olanini aldim, hani pembeyi cok severim ya, hem pembeli yiyecekler hep tatli olur iste bir umut… Dediler sosundan da alin sossuz olmaz. Sos bildigin soya sosu arti soganli sarimsakli baska bir sos! Yani benim tatli umutlarim oracikta suya dustu. Sosu da aldiktan sonra tabagimdaki tuhaf yiyecekten bir kasik aldim, kasik diyorum cunku oldukca yumusak bingil bingil birsey. Oyle ufak birsey de degil tek lokmada yutasin yaklasik iki parmak yuksekliginde ve avuc icinden buyuk bir parca – dusunun yani durumun vehametini…
Kasiktakini agzima atmamla ogurmemek icin kendimi zorlukla tutmam bir oldu. Kendimi o kadar zorlamisim ki gozumden yas geldi, sonrasinda suratima bakanlari da genzime birsey kacti diye oksurup tiksirarak ikna etmek zorunda kaldim. Yedigim seyi tarif ediyorum simdi SIKI durun…
Boyle disi vicik sumuk gibi birseyin icinin turp gibi hatta daha kotu bir tadi olan birseyin rendesiyle doldurulmusu! Turp rendesiyle karismis, soya soslu balgam yutuyormussunuz gibi!!! Tabaktakini bitirene kadar akla karayi sectim, hic cignemeden sadece hizli hizli yuttum lokmalari. Arada ogurmemek icin de bol bol nefesimi tuttum ve iki bardak kahve bitirdim :))) Allah bir daha boyle seyler yedirmesin diyorum sadece :)
Hani eskiden cocuklar kotu laf soyleyince agizlarina biber surulurdu ya, hic gerek yok. Yedirin bundan bir tane bak hepsi Istanbul beyefendileri hanimefendileri gibi konusuyormu konusmuyormu omurlerinin sonuna kadar :)
Bu arada isin kocakisisi tarafini anlatmadim daha. Ben kendi tabagimdakini yutmaya calisirken o kadar konsantre olmusum ki kusmamak icin, onu tamamen unuttum. Bir ara bana donup seninki neliymis diye sordu. Bende “ay ne bileyim turp gibi birsey var ne oldugu bile anlasilmiyor” dedikten sonra ona sormayi akil ettim senin ki neli diye. Demez mi “cimenli” diye :) Kahkahalara bogulmamak icin zor tuttum kendimi. Hakikaten bir bakayim bununkinin ici yemyesil ot dolu, ne otu oldugu da mechul.
Bu arada isin kocakisisi tarafini anlatmadim daha. Ben kendi tabagimdakini yutmaya calisirken o kadar konsantre olmusum ki kusmamak icin, onu tamamen unuttum. Bir ara bana donup seninki neliymis diye sordu. Bende “ay ne bileyim turp gibi birsey var ne oldugu bile anlasilmiyor” dedikten sonra ona sormayi akil ettim senin ki neli diye. Demez mi “cimenli” diye :) Kahkahalara bogulmamak icin zor tuttum kendimi. Hakikaten bir bakayim bununkinin ici yemyesil ot dolu, ne otu oldugu da mechul.
O gunu oyle atlattik ama ilerleyen gunler boyunca uzunca bir sure bitmedi bunu muhabbeti. Ismi de “manda tukurugu” kaldi bizim literaturde. Oradan cikar cikmaz isyan etti kocakisisi “bu ne be manda tukurugu gibi birsey vicik vicik, sanki mandanin damagina yapistirip cignetmisler hayvana servis etmeden once” diye, o sebepten yani :)
Guzel gecsin gununuz ve hafta sonunuz, siz siz olun bilmediginiz b.ku yemeyin bizim gibi :)
A.
A.
:) Ben de eski yazılarımdan birinde dünyadan kahvaltı örnekleri vermiştim..
ReplyDeleteGözünü seveyim Türk kahvaltısının. Az önce de çayımla, nefis peynirlerimle, ev yapımı zeytin ve reçelimle, avakado ve yağsız kaşarlı kekimle kahvaltımı yaptım ve bu yiyecekler için şükrettim.
Bizim buralarda (Egede yani) bir laf vardır pek severim."Keçi bilmediği otu yerse ölümüş", geçmiş olsun demekten başka bir çare yok sanırım şu an için :))Ama kocakişisinin yorumu da güzlelmiş...
ReplyDeleteBegonvilli Ev ben hep soyluyorum bizim mutfagimizin uzerine yok ama biz kiymet bilmiyoruz ;)
ReplyDeleteebruli daha o zamanlar ne turk marketinden haberdardik ne birsey. Burada marketlerde dogru duzgun peynir yok, hele zeytin altin kadar kiymetli ve nadir :D
ReplyDeletecok korkmustum kahvaltilar hep oyle olacak diye :)
ooyy A-H oooyyy ben hayatta gelemem sizin oralara aç kalırım yazık bana :)))
ReplyDeleteahahahahahaha manda tükürüğü ivreennçmiş cicciimmm!!!!ama o rafadan yumurta benim çocukluğuma ait, pek tabii o siyah sossuz haliyle:)
ReplyDeletebabam yumurtayı rafadan hazırlar, çay tabağına koyar ve içine kızarmış ekmek bandıra bandıra yedirirdi bana. ben de bayıla ayıla siler süpürürdümm :)
ama o pembe şey var ya o ıyyykkk, iyi sen yiyebilmişsin anacım, ben hayatta bitiremezdim tadını beğenmeseydim.
dolayısıyla tebrik ediyorum seniiii
en tatlı cuma olsun inşallaahhh
bi tanecik mimin var bende "sen olsaydın yapmazdın biliyorum" başlığı :))
ReplyDeleteiyi bayramlar dilerim :)
ReplyDeleteAy yokmu oralarda domates, salatalık benzeri şeyler. bide peynir. neyinize bilmediğin şeyleri yemek. ama en azından aynı hatayı siz işlemezsiniz size misafirliğe gelenlere de mi? Afiyet olsun...
ReplyDeleteZeytinsiz bir kahvaltı düşünülemez, artık sana ve kocakişisine de acır oldum doğrusu.Sizleri manda tükürüğü yemekten kurtarmak lazım.Uzaktan davulun sesi hoş geldi bize ama Allah yardımcınız olsun sevgilerimle.
ReplyDeleteküfkedisi valla insan alisiyor zamanla, ben ki ay onu yemem bunu icmem yapan insanlarin en onde gideniydim simdi neler yiyorum kendim bile sasiriyorum bazen :)
ReplyDeleteNzN mecbur yiyorsun anacim gozunun icine bakiyorlar en sirin suratlariyla. Dusun senin misafirin geliyor mis gibi yemekler hazirliyorsun sana iyyy cok igrenc ben bunu yiyemem diyor, bozulmazmisin ;)
Pilli mazur gor beni lutfen, ben hic sevmiyorum mim olayini, affina siginarak es geciyorum, kizmazsin di mi ;)
ReplyDeleteNilay sana da iyi bayramlar da sasirdim simdi bu erken bir bayram kutlamasimiydi yoksa ben hakikaten bayrami mi kacirdim yahu :) Tekrar bayram tarihini kontrol etme ihtiyaci uyandirdin bende :D
Mavi Balon peynir et fiyatina burada :)))
ReplyDeleteAyrica gelenlere de tabii ki bunlardan yedirecegiz yoksa bir daha hayatlarinda boyle ivir kivir seyleri nerden bulup denerler degil mi :)))
sufi gecen bir yerde duymustum bu lafi cok hosuma gitti affina siginarak paylasiyorum, tatli tatli yemenin aci aci yellenmesi olur diye :) Ne yapalim boyle dezavantajlarina da katlanacagiz. Cok sagolasin, Allah hepimizin yardimcisi olsun...
Okurken ve resimlere bakarken fena oldum..
ReplyDeleteMerhaba, blogunuza bugun ulastim. OIP'te gezinirken "pssst sevgili okur bir bakarmisin buraya" baslikli yazınız ilgimi cekti ve linke tikladigima simdi cok memnunum. Yazilarinizi bastan okumaya karar verdim ama, calistigim icin firsat buldukca girip okuyorum. Simdilik 2010 November'dayim :) Okuduklarim beni hem cok guldurdu, hem de farkli bir kultur ile ilgili verdiginiz bilgiler ve fotograflar cok hosuma gitti. Sizi keyifle okumaya devam edecegim. Guzellikler sizinle olsun. Paylasimlariniz icin cok tesekkurler.
ReplyDeleteSevgilerimle,
Elif E./İzmir
Elif hosgelmissin :)
ReplyDeleteBuyur istedigin zaman, istedigin kadar oku 24 saat acik burasi ;) begenmene sevindim :)
hem midem agzima geldi, hem de gulmekten gozumden yas geldi:) Benim icin cok eglenceli bir yaziydi ama sizin icin pek eglenceli bir deneyim olmadigi asikar :)
ReplyDeleteDilara Kontis ilk tasindigimiz zamanlara ait ama bir omur boyu unutamayacagimiz bir hikayeydi bu. Bu ulkeye ilk geldigimizde buna benzer bir suru sacma sapan sey yasadik :)) Simdi gulerek aniyoruz ama o zaman hakikaten korkunc otesi bir deneyim olmustu bizim icin :)))
ReplyDelete