Tuesday, November 27, 2012

Bir Singapur dugunu: deniz anasi, kopek baligi corbasi, vesaire...

Bir muddettir bekledigimiz dugun haftasonu gerceklesti sonunda. 
Haydi bakalim birde Singapur dugunu gorelim, nasil oluyormus neler yapiyorlarmis kutlamak icin diye hevesle bekledik onca zamandir, ama ne yalan soyleyeyim hevesimiz kursagimizda kaldi!
Biz milletce dugunun, eglencenin en alasina alismisiz, eglenmek deyince dibine vurmusuz onun icin beklentimizde o yonde oluyor hep.

Haftasonu gittigimiz dugun dugun gibi degildi ne yazik ki, luks bir otelde yenen yemek kapsamindan oteye gecemedi. Hani olur ya bayi toplantilari falan :))) Gerci onlarda bile muzik olur dans olur ya neyse... 
Ortalikta gelinle damadi gormeseydik dugun oldugunu anlayamayacaktik yani. Bende pek bir heveslenmis, hazirlanmistim dugun var diye. Dugun bahanesiyle kendime yeni elbise almayi da ihmal etmedim yani. Bakiniz fotograflardaki elbise (guzel ama degil mi?) Tabii elbisenin icindekinin ben olmadigim asikar :) 
Neyse elbisem yanima kar kaldi. Uzun zamandir istedigim pileli etek cilginliginin daimi tutkum sifonla birlesimi bu elbiseyi bulunca almamazlik olmazdi zaten! Tek eksik soyle eteklerimi savura savura ortalikta dolasacagim bir davet, bol bol oynanacak bir dugundu ama dedigim gibi bu dugun pek dugun gibi degildi!



Dugun adini verdikleri sey herkesin oturup topluca yemek yemesi ve sonrasinda evine gitmesiymis!
Gelinle damat salona girer girmez ilk dansi yapar ya hani bizde, burada oyle birsey yok! Gelinle damat salona girdi ve pastayi kesti :)) Pasta maket olmayaydi iyiydi ya :))) Anlayacaginiz pasta yemek yerine yemegin sonunda vicik (asurenin yandan yemisi) bir tatli yedik anca :) Gelinle damat maket pastayi kesti sonrasinda da ailelerinin masasina oturdu ve yemek yemeye koyuldu! Oyle gelin-damat masasi falan yok, dans eglence de hak getire, varsa yoksa yemek. Ben dugunum sirasinda ne masada oturabilmis nede bir yudum yemek yeme firsati bulabilmistim bunlarda ise tam tersiydi :)

Aslinda yemek kismina iyice ozenmeli ve detayli anlatmaliydim fotograflarla. Lakin salon pek bir karanlikti iyi fotograf almak neredeyse imkansizdi. Ayrica yemekler Cin usulu ortada donen bir tablanin oldugu duzenekle servis ediliyor ve herkes yemegini tabagina aliyordu. Eh o esnada "aman durun bir ellemeyin, yemeden fotografini cekeyim" falan diyemedim tabii ki :) O yuzden yemekler hakkindaki betimlemelerime inanmak zorundasiniz, fotograf yok bu sefer :)

Yedigimiz yemeklerin hepsi Cin usuluydu. Ilk gelen serviste artik iyice alistigimiz Cin ve Vietnam usulu pirinc yufkalariyla yapilan sigara boregi tarzi "spring roll", bol miktarda karides ve deniz anasi vardi. Evet yanlis duymadiniz bir yemedigimiz deniz anasi kalmisti onu da yedik tam oldu :)) Megerse deniz anasi Singapurdaki Cinli ailelerin dugunlerinin vazgecilmezlerindenmis. Nasil birseydi derseniz... Pek tadi tuzu yoktu aslinda, icine bol bol cili biberi koymuslar agzima cogunlukla onun tadi geldi. Dokusu ise kitir kitir, kikirdak gibi birseydi. Bugune kadar yemedigimiz icin pek birsey kaybetmedigimiz bir yiyecekti diyebilirim :)

Devaminda toplamda alti tabak ayri cesit ana yemek geldi. 
Ana yemeklerden biri kocaman bir servis tabaginda uzanmis yatan balikti. Halbuki buguda baligi hic sevmem ama oldukca lezzetli idi. En ilginci de masaya servis yapan garson kizin koskoca baligi bir cirpida on parcaya ayirmasi ve hic sorunsuzca kilciklarin hepsini temizleyivermesiydi.

Bir diger ana yemek bol miktarda oyster sosa (istiridye sosu) bulanmis yesillikler, mantar ve istiridye (abalone) idi. Oyster sos oldukca yogun kivamli ama mantar ve yesilliklerle gayet iyi giden bir sos. Lakin yemegin icindeki istiridyeler konservemiydi neydi lastik gibiydiler. Bu arada istiridye burada cok muhim bir yemek, ozel gunlerin bayramlarin olmazsa olmazlarindan ve oldukca pahali. Ancak dedigim gibi yemekte yedigimiz lastik gibi birseydi, isirsan isirilmaz cignesen cignenmez, yutsan yutulmaz! Bu benim istiridye ile ikinci karsilasmamdi, sevmedim sevemedim...

Bir diger tabakta ise bol miktarda brokoli, kocaman kocaman karidesler (tiger prawn) ve deniz taragi (scallop) servis edildi. Daha once defalarca yazmisimdir zaten buyuk boy jumbo karidesler bizim favorimiz :) Ama su deniz taragi denen mereti bir turlu sevemedim nedense. Nedense bana hep dil peynirini animsatiyor, onun gibi pek tadi tuzu yok ve lif lif ayriliyor insanin agzinda...

Sonrasinda corba geldi...
Bizde corba ilk basta gelir bunlarin akli basina sonradan geliyor :)) Isin asli su ki buradaki yemek yeme aliskanligi bizimkilere oranla oldukca farkli. Birkere gunun her saati herseyi yiyebiliyorlar. Bir diger seyde beyaz et, kirmizi et, deniz urunu, allah ne verdiyse karistirip yiyebiliyorlar! Ilk baslarda oldukca garipsemis olsak da simdi bizde ayirt etmeden yemekteyiz goruldugu gibi :)
Nerde kalmistim? corba diyordum degil mi...
Corba da gunun en ilginclerinden biriydi: Kopekbaligi yuzgeci (shark fin) corbasi! 
Aslinda kopekbaligi yuzgeci ile ilgili yemekleri uzun zamandir goruyor ama nedense pek denemeye yanasmiyor/yanasamiyorduk. Sebep su ki kopekbaliklari uzakdogu da sirf yuzgecleri icin avlanip yuzgeci kesildikten sonra tekrar okyanusa atiliyor. Ve tahmin edersiniz ki sonu olumle bitiyor bu vahsetin. Iste bu sebeptendir ki icimiz el vermemisti bir restorana gidip kopekbaligi yuzgecini denemeye. Icine bol bol yengec de ekledikleri icin corbanin kivami oldukca yogundu, jel gibiydi neredeyse. Cok yogun miktarda balik kokuyordu, birde jole gibiydi, eh duygusal sebeplerde eklenince hepten icim almadi ilk kasiktan sonra biraktim. Icinden ne kopekbaligi yuzgecini ayirtedebildim ne de tadini anlayabildim. Kocakisisinin vahsetine saglik "mhhhh" diye diye yuttu butun corbayi :)

Ardindan nar gibi kizartilmis ordek geldi, sanirim en zevkle yedigim yemek bu oldu :))

Ve sonrasinda da vicik soslara bulanmis Cin makarnasi ile yemekler son buldu...

Kapanisi ilk basta bahsettigim asure kivaminda, kirmizi fasulyelerden yapilma bir tatli ile yaptik. oyle dugun pastasi falan yoktu yani. Tatlinin icinde bol bol kirmizi fasulye, ne oldugunu masadaki Cinlilerin bile bilmedigi agac kabuguna benzer (!) birseyler, lotus tohumlari ve onceden surada bahsettigim susam toplarindan vardi.

Bu arada yemek yerken gelinle damada ait birkac video ve slayt sov izledik. Dugunun ortasinda gelinle damat gozden kayboldu ve kiyafet degistirip geldi! Evet yanlis duymadiniz kiyafet degistirdiler :) Hani oyle tradisyonel birsey giyseler anlayacagim ama gelinin ikinci tur icin bembeyaz gelinligi cikarip kirmizi gece elbisesi giymesi bana oldukca garip geldi :)) Ikinci kez salona girdiler, biz ikinci kez alkisladik :)) Sonrasinda maket pasta olayi gibi bir sampanya fasli yaptilar ve aile bireyleri ile sahneden sampanya icip kadeh tokusturdular. Biz ne mi yaptik? Ayaga kalkip ne oldugunu dahi anlamadigimiz Cince kelimeleri bagirarak onlara sans, mutluluk ve saglik diledik.

Dugun ile ilgili en ilginc notlardan birini daha eklemeden gecmeyeyim, o da dugun hediyesi! Zaten alismistik yurtdisinda bizdeki gibi altin takma adeti yok :)) Buralarda ya hediye alinir yada bir miktar para toplanir genelde. Ancak dugun oncesinde ogrendik ki burada dugun hediyesinin miktari belliymis, yani dugun yapilan yere gore belli miktarda para vermek sartmis! Hani hediye miktarlari da hic az degil, kisi basi 100 dolardan basliyor sagolsun, duyunca agzimiz acik kaldi! Nasil adettir, dugun masrafi bu kadar asikar misafirlerden mi cikarilir diye dusunmeden edemedik tabii.

Sonuc olarak bizim icin ilginc bir deneyim oldu, eglenip oynamadan sadece tikinarak bir dugun kutladik... Ayrica bizdeki dugunlere her ne kadar burun kivirsakta eglenmeyi bildigimize karar verdik ;)

6 comments:

  1. Senden daha çok şey öğreneceğiz :)

    ReplyDelete
  2. Pahalı bir düğün, ilginç bir deneyim olmus...
    Boylesi de guzel....svg...

    ReplyDelete
  3. Bugday Tanesi hani cok okuyanmi bilir cok gezenmi derler ya boyle geze geze daha neler neler gorecegiz bakalim ;)

    ReplyDelete
  4. ikisatirdokturmelik hosgeldin oncelikle :)
    hakikaten pahali ve ilginc bir deneyim oldu ;) ama isin ilginci pahali kismi gelin damada dokunmuyor dugun masrafini misafirlere odetince :))

    ReplyDelete
  5. Ne yemekmiş ama! Tamam adamlar dans etmemişler falan ama o kadar yemek yiyince kimse kalkıp oynayamazdı zaten:))))
    Kişi başı 100 dolara da yuh diyorum! Evet yurt dışında altın yok malum ama herkes gönlünden geçen miktarı hediye olarak verir. Hatta onu da nezaket ve hoşluk olsun diye evlenecek çiftin hobilerine göre bir oyun içinde verirler. Bir bir kere bir bitki alıp, paraları küçük küçük sarıp meyveleri gibi asmıştık dallarına:)

    ReplyDelete
  6. Semi ayni hediyeyi biz evlenirken arkadaslarimiz bizim icin hazirlamisti! yabanci arkadaslarimiz tabii ki ;) o cicegin dallarindan banknotlari toplamak pek zevkli oluyor :))
    Kisi basi 100 dolardan basliyor, 150-200 ile devam ediyor mekana gore! Benim gonlumden gecen su kadar butcem bu kadar anlayisi pek yok burada.

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails