Saturday, October 30, 2010

Harvanlar Alemi

Aslinda gecen hafta yazilmasi gereken bir yaziydi bu, ancak bu gune kismetmis. Burada cok guzel bir uygulama var, bazi ozel firmalar ve sirketler ozellikle calisanlarini memnun etmek amacli Singapur'da ki etkinliklere bilet sagliyor. Benimde calistigim sirket sagolsun (arada iyi seyler de yapiyorlar canim) ozellikle onemli ve yapilmasi, gorulmesi gerekli etkinliklere bilet sagliyor.

Bu etkinliklerin en onemlilerinin basinda hayvanat bahcesi geliyor... Uzun zamandir ugrasiyordum bu biletleri ayirttirmaya ama herzaman inanilmaz doluydu, hele hele haftasonlarina bulmak mumkun degildi. Sonunda gectigimiz haftasonu icin ayirtmayi basardim :)

Hayvanat bahcesi uzaklarda bir yerlerde, buyuk dogal rezervlerden (bu nasil yaziliyor yahu) birinin yakinindaymis. Bu arada Singapur'da birkac tane buyuk dogal rezerv (natural reserve) var, onlarida bir ara gezmek lazim, ohooo cok isimiz var bizim :)

Sabah kahvaltidan sonra kalktik gittik hayvanat bahcesine. Benim gordugum en buyuk hayvanat bahcesiydi ve en dogaliydi diyebilirim. Mumkun oldugunca hayvanlari dogal ortami icinde tutmaya calisiyorlar. Bizdeki kafesler icerisindeki bakimsiz ve zavalli hayvanlar geldi biran gozumun onune, arada daglar kadar fark var... Ve omrumde gormedigim hatta varligindan bile bir haber oldugum bir suru hayvan turunu de gormus oldum, neler varmis su dunyada bizimle birlikte nefes tuketen :))

Gezimize baslar baslamaz bu minik maymunlarla karsilastik, herbiri neredeyse bir kedi boyunda, belki daha da kucuk. Isimleri "Cotton top Tamarin" imis yani Pamuk kafa Tamarin maymunu :) En ilgimi ceken sey ise suratlarindaki ifadeler oldu, ne kadar ciddi ve insana benzer halleri var.


Sonrasinda renk renk papaganlar cikti karsimiza.


Biraz ileride "Mousedeer" yani Fare Geyigi diye baska bir hayvan gorduk. Gercekten de bir cesit geyikmis ama ismi gibi ancak fareye benziyor, zaten kediden bile kucuk boyutta birsey. Bacaklari da sasilacak derecede inceydi.


Az ileride karsimiza timsahlar cikti. Ilk once inanamadim gercek olduklarina, heykeldir bunlar dedim durdum, cunku hic kipirdamiyorlar yerinden. Ama bir sure sonra biri hafif kimildaninca gercek olduklarina emin olduk :) Hakikaten korkutucu gorunuyorlar, hele hele disleri ve tirnaklari!


Yurumeye devam ederken altindan gectigimiz agaclarin dalinda bir ufakli dikkatimizi cekti, bu minik sincap :) Ben omrumde dogru duzgun sincap gormemistim ta ki Almanya'ya tasinincaya kadar. Orada sokaklarda ziplayip agaclara tirmanan sincap gorunce cok sasirmistik ilk zamanlar ve ulkem icin de uzulmustum neden bizdeki cocuklar boyle ortamda buyuyemiyor diye. Hatta bir keresinde evde oturmus kitap okurken bir baktim camda birsey oynuyor, sonradan farkettim ki sincap tirmanmis pencerenin onune kadar. O kadar insanlarla ic ice yani :)
Yani velhasil ozledigimiz ufakliklari yeniden gormus olduk, hosumuza gitti :)


Hayvanat bahcesine gitmeden bir hafta oncesinde sevincle kocakisisine "haftaya hayvanat bahcesine gidiyoruz, ne guzel" gibisinden birsey soyledim. O da bana demezmi "ne guzel tabii cok merakliydim maymun g.tu gormeye" diye :)

Ama hakliymis adam, herhalde hic gormedigimiz kadar maymun g.to gorduk yahu :D Hayvanat bahcesindeki en buyuk populasyon maymunlar ve turevlerine ait. Iste bunlar daha once hic gormedigim bir cesit maymun. Inanilmaz uzun ve komik burunlari var, resmen maske gibi :) Birde su oturan elemana bakin nasil dusunceli dusunceli oturuyor (burunda ayri bir hava katiyor tabii) sanki Karadenizde gemileri batmis :)


Caglar oncesinden gelme gibi gorunen bir kus...


Ve yine ilk kez gordugumuz birsey; Su samuru... Nasil bicir bicir birsey nasil yuzuyor suyun icinde sastik kaldik.


Flamingolar pek utangactilar zira yuzlerini gostermemek icin ellerinden geleni yaptilar.


Dedim ya maymun ve maymun turevleri en coktu diye, bir sonraki duragimiz Orangutanlardi. Bu arada yeni birsey daha ogrendim ki gercekte bu hayvanlarin isimler Orang Utan diye yaziliyormus :)


Bu minik bebege bayildim, Orangutan'in bile bebegi ne sirin oluyor :)


Veee iste benim tum hayvanat bahcesi icindeki favorilerim... Bengal Kaplanlari...
Bir hayvan bu kadar mi asil olur bu kadar mi guzel durur, nasil sevmek istedim onlari anlatamam.


Kaplanlardan zar zor ayrildiktan sonra ilerideki akvaryum gibi yere yoneldik. Suyun icindeki rengaren baliklarin yani sira iki adet minik Hipopotam'da vardi.



Tam biz Hipopotamlara bakarken birden saganak yagmur bastirinca, orada bir sure oturup yagam yagmurun, temiz havanin ve serinligin tadini cikardik. Fena da olmadi hani, sicak vicik vicik havada gezmek zor olurdu butun hayvanat bahcesini :)


Hayvanat bahcesinde sadece hayvanlari izlemekle kalmiyorsunuz birde hayvanlari iceren sovlar yapmislar. Biz ancak bir tanesine denk gelebildik, digerleride baska seferlere umarim ozellikle foklarla ve deniz hayvanlari ile olanlarda aklim kaldi.

Bu izledigimizde hayvanlari da oyle guzel egitmisler ki (hicbiri evcil hayvan degil tabii ki) sahneye seyircilerin uzerindeki iplerden yavasca gelip rollerini yapip gidiyorlar. Cok eglenceli ve sirinlerdi :)



Bu minikler en soz dinlemeyen oyunculardi, zira hava serinledigi icin suya girmek istemediler bir turlu :)


Kocakisisi hakikaten dogru soylemis, ne kadar maymun g.tu varsa gorduk yani :))
Hele hele Babun'lar ne kotuymus, popolari kipkirmizi, resmen ciger gibi bir etin ustune oturuyorlar. Ben baktikca icim fena oldu ama onlar gayet memnun gibiydiler hallerinden, oldukca konforlu sanirim :))


Bu miniklerde yagmurdan siril siklam olmuslar hala daha kenarda sularla oynuyorlardi, cocuk hep cocuk galiba :)


Gordugumuz en ilginc hayvanlardan biri daha (hatta varligindan bile haberdar degildik ki); Agac Kangurusu... Ozellikle renkleri cok ilginc ve canliydi. Yuzunu donup poz vermesi icin cok bekletti beni :) Yuzu normal kangurulara degil ayilara benziyor daha cok. Bosa beklemisiz :)


Ve iste normal Kangurular...
Bunlari da ilk kez goruyorum, hani izledigimiz belgeseller haric. Oldukca sakin ve evcil gibi gorunuyorlardi, hatta kafes icinde degiller, bulunduklari bahceden insanlarin yanina cikiyorlar. Bir tanesi hemen onumuze cikip bize yonelince panikledik, ne de olsa cok evcil bir hayvan degil hatta saldirgan bile sayilabilir diye. Allahtan birsey olmadi :)
En cok ilgimi ceken de yururken ayaklariyla birlikte kuyruklarini kullaniyor olmalari, yani ucuncu bir ayak gibi. Ust ayaklarini ya da ellerini kullanmiyorlar, kosarken nasillardir bilemem :)


Ceylanlar :) Cizgili ceylan mi olur yahu? Olurmus biz gorduk :)


Bu kuslar ne kusu hicbir fikrim yok, bakmamisim bile ama tuyleri hosuma gitmisti cektim resimlerini.


Gergedanlar gercekte ne kadar buyukmusler, sanirim bu hayvanlari da ilk gorusum benim. Daha once nerede gorecektim ki?!! Bendeki de laf iste :)


Zebralarrrr :) Cok sirin duruyorlar, birde beyazin uzerine siyah cizgiliymis yahu bunlar. Genel kultur sorusu gibi oldu, sorsalar bilemezdim :D


Iste bu Deve kusu cok pis bakiyordu fotografi cekmemle topuklamam bir oldu, nolur nolmaz :)


Zurafalarin tam beslenme saatine denk geldik, ne kadar kocaman dilleri varmis bunlarin boyle. Kucukken Atatürk orman ciftliginde beni az kalsin bir zurafa yaliyordu ben tellere yapismis onlara bakarken, birden o ani aklima geldi kocaman dillerini gorunce :))


Bu minik hayvanin da adini bilmiyorum bak. Ama cogunuz bilirsiniz hep orman filimlerinde ve belgesellerde yer alir. Nasil korkak nasil sirin birsey anlatamam. Cevreyi dikkatle dinliyor, en ufak bir citirti olursa hemen uzerinde dikildigi agac kovugunun icine saklaniyor saskin :)




Herhalde en az ilgimizi cekenler Aslan camiasiydi. Zaten zavallilar kosmak icin yaratildiklari icin icerisinde bulunduklari bahce buyuk de olsa onlar icin yetersizdi sanirim, onun icin miskin miskin yatiyorlardi...


Cita (Cheetah) ve Leoparlar da oyle. Uzulduk biraz cunku kosmak icin dizayn edilen bu hayvanlarin kucuk bir yerde tutulmasi oldukca kotu onlar icin :(

Bu arada Leoparlar'in tam da beslenme saatine denk geldik. Cilginlar gibi kendilerini suya atiyorlardi yiyecekler icin. Bu hayvanlarin inanilmaz bir yuzme kabiliyeti varmis, bir de nefeslerini suda 45 sn tutabiliyorlarmis. Bilmiyordum...


Ve en sonunda en tiksindigim surungenler kismina geldik :( Yilan ciyan iyyykkk. Ne ararsan var Piton, Cingirakli yilan, Kobra ve daha bin turlusu, en ne de olsa dunyanin bu kismi onlarin cenneti...
Zaten herhalde bu mevsim onlarin deri atma mevsimi hepsinin derileri cikiyordu, daha bir igrencti yani :(


Bir diger igrenc hayvan daha; Yarasa... Bunlar direk acik bir bahcede insanlarla ic ice, cunku bunlar meyva yarasasi imis, sagolsunlar insan isirmiyorlar yani :) Cok tiksinc buldum ne yalan soyleyeyim. Kanatlari yagli ve igrenc duruyordu, megerse o kisimlarda tamamen deriymis. Onlarla ilgili en cok dikkatimizi ceken de hep basasagi durduklari halde cislerini yaparken yonlerini degistirmeleri, mantikli tabii hayvan bile olsa kimse kendi suratina isemek istemez :D


Bu da benim en sevdigim ve ilgimi ceken hayvanlardan biri; Tembel Hayvan :)
Cirkinmis ilk kez bu kadar yakindan gordugum icin yeni farkettim ama nedense bu hayvan hosuma gidiyor benim. Hatta oylesine tembel ki yiyecegine dadanan yarasadan kurtulmak icin birsey yapmadi, yarasa onun ustunden gecerken hic rahatsiz olmadi ve sonunda birlikte yediler meyvalari :)))



Bunlarda ayni bahcede ortalikta gezinen ufakliklar, resmen insanlarin onunde arkasinda dolaniyorlar :)




Iste bir diger maymun g.tu vakasi daha :))
Bunlari ilk gordugumuzde saskinliktan ve gulmekten yamulduk :) I
lk gordugumuzde oturan eleman ufak olanin poposundaki killari bir bir yolup agzina atiyordu :D Ya napiyor bunlar manyak mi falan dememize kalmadi, ufak olan kafasini dondu. Bu seferde kafasindaki killari yolup agzina atmaya basladi :) Kucugun vucudunun bilimum yerlerindeki killari yolup yolup agzina atti buyuk olan yaklasik 10-15 dk boyunca :))) Belkide bit pire ayikliyordu bilemiyoruz ama cok guldurduler bizi :)





Ve iste adini bol bol duydugum, merak ettigim ama karsilasmaktan korktugum igrenc surun genlerden biri daha; Komodo Varan'i yada bir diger adla Komodo Ejderi...
Cok yakinlarda yasiyormus, ana vatani Endonezya. Dunyanin en zehirli ve tehlikeli hayvanlarindan biri, zira tukurugunde yuzlerce cesit bakteri barindiriyor ve isirdigi canlinin yasama sansi pek yok gibi...
Soylari tukeniyormus ve 62 yil sonra ilk kez Singapur hayvanat bahcesinde bir bebek dunyaya gelmis. Mona Lisa kadar degerli yaziyordu cikan haberlerde bu bebek icin...


Hic sevmedigim hatta tiksinerek (nedense) fotograflarini cektigim Iguanalarla yaziyi bitiriyorum. Maksat butunlugu korumak olsun :)



Herkese guzel bir haftasonu diliyorum...
Kalin saglicakla.
A.

11 comments:

  1. çok güzel bir gezi olmuş senin için şahane resimler olmuş sayende bende gezmiş kadar oldum
    bende ençok Komodo Ejderi ondan korktum aman allahım tükürüğündeki bakterileri duyunca daha bir ürperdim ..

    ReplyDelete
  2. Sevgili A-H,
    Ben de sana güzel bir hafta sonu dileyerek başlayım. Babies belgeselini nereden izleyebilirim diye sen sormuştun değil mi. Bu ara hastane, evdeki tadilat,. şu bu işlerinden kafam o kadar karışık ki bir yorumda okudum ama cevaplamayı unuttum. Demindenberi arıyorum bulamadım, aklımda sen olarak kalmış. Onu ben DVD den izledim ama Google de Babies 2010 diye yazınca birçok sitede online izlenebiliyor. Sanırım bulursunuz. Sevgiler.
    Not: Eğer bu cevabın muhatabı sen değilsen yorum kendi kendini imha etsin:)))))

    Leylak Dalı

    ReplyDelete
  3. Hayvanat bahçelerini çok severim-severdim ama aklım karmakarışık.
    O kadar hayvanı, doğal ortamlarından sırf insanlara sergileyeceğiz diye koparıp almaları ne kadar vicdana sığar?
    Burada da var, gideceğim diye diye gidemedim bir türlü, burada özellikle hastalık geçirmiş, doğal hayatta tek kalması imkansız olana hayvanları barındırıyorlarmış. Bu sebeple özellikle görmek istedim.
    Ben de seviyorum değişik bir tür gördüğümde ''ayyyy, şuna bak'' deyip küçücük heyecan yapmayı ama onların hangi şartlarda oraya alıştırıldığını düşünmeden de edemiyorum.
    Hele hele şu oyun-rol sergileme işleri... öğrenesiye kadar dayak mı yiyorlar? Canları mı yanıyor? Yoksa meyveyle-ödülle mi eğitiliyorlar? Bilmemek üzüyor.
    Neyse;
    fotoğrafların her zamanki gibi harika.
    Çok güzel yakalamışsın, o kaplanları öpesim geldi. Bu kadar mı güzel-asil olunur hakikaten ya.
    Gözlerimin pası silindi sayende desem?
    Teşekkür ederim canım.

    ReplyDelete
  4. Sevil korkulmayacak gibi degil hakikaten, bende yillar once belgeselde ilk gorunce cok korkmustum nasil bir hayvan bu diyerekten, simdi canlisini gormek kismet oldu ama en iyisi uzaktan boyle :)

    Leylak Dalı evet bendim soran :) ama sordugumu bile unutmusum :))) hemen bakayim bulurum mutlaka google dan, orada olmayan seymi var :)

    Ella ben oldukca tatmin oldum, hayatta gordugum en dogal ve iyi bakilan hayvanat bahcesiydi bu :) Zaten giriste aldiklari paradan da belli emin ol :D
    Tek uzuldugum aslan, cita, leopar falan oldu dedigim gibi cunku o hayvanlara ne kadar yer verirsen ver dogada kostuklari gibi kosamazlar ki :(
    Rol konusuna gelince yaptiklari oyunlar her seferinde bir meyva yada yiyecege ulastigi icin zannedersem yiyecekle terbiye etmisler, cunku hayvanlari asil amaci oyun yapmak degil yiyeceklerine ulasmakti cogunlukla :)
    gozlerinin pasi silinmis ya daha ne isterim degil mi ;)

    ReplyDelete
  5. Ya kuzum bi sorum olucek.
    Neden bu gönderinin başlığı harVanlar alemi? :D
    Yeni bi' tür mü o?
    Klavyede ''Y'' yi mi kaybettin? :)
    Hohoho, Allan Singa-furlusu :)
    Yayınlama bunu dilersen :D
    Hehehehe, çok sulu bi' yorum oldu.

    ReplyDelete
  6. Ella :))
    Yok yok bilerek boyle yazildi (hemen yazim yanlisi arama yahu sende TDK gibisin), sirinlestirmek amacli o, hani hayvan deyince hakaret gibi geliyor kulaga :D

    ReplyDelete
  7. süper süper süper bir yazı olmuş :) bir kaç yerde çok güldüm tepkilerine yalnız :D

    ReplyDelete
  8. küfkedisi sen o tepkileri canli olarak yerinde gormeliydin birde ;)

    ReplyDelete
  9. amanııınn ne de güzel yaratıklar bunlarr böylee, yirim hepsini valahhaa!!!
    hani bunun da adını bilmiyorum ama filmlerde falan rastlıyorsunuz dediğin minnak mirket oluyor cicim. ben kendilerinin hastasıyım ama ciddi ciddi severim o yaratıkları. onlara dair bilmem kaç tane belgesel izlemişliğim vardır :))
    kaç ülkede kaç tane hayvanat bahçesi gezdim bilmem ama hiç mirket görmediimmmm, bilseydim selam gönderirdim seninle bak :)

    ReplyDelete
  10. NzN bak ogrenmis oldum bende bu ufakligin kim oldugunu sayende :) sagol, demek mirketmis adi.
    Mutlaka gormen lazim oyle sirin ve oyle korkak ki :)))

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails