Thursday, November 11, 2010

Bu filmler izlenir

Uzun suredir yine daldim gittim ise guce blog yazmak falan hak getire. Gecen hafta sonu yazmisim bu yaziyi kalakalmis oylesine, ufak tefek duzeltmeleri yapip yayinlamak bugune kismetmis. Hani su aralar evde oturup cayinizi cerezinizi alip, battaniyelerin altina sokulup sevdiceginizle film seyretmek icin oldukca uygun mevsimdeyiz - tamam siz uygun mevsimdesiniz burasi hala daha yaz (cok adiyim biliyorum tezahurata gerek yok :P). Sizi film arama zahmetinden kurtarayin dedim bende :)

Ust uste izledigimiz ve aklimda kalan birkac filmi mutlaka bahsedeyim derken gecikti, bende hepsini birden yazdim, buyurunuz…
Ilk film “Deli Deli Olma”
Bir neslin en buyuk aski Tarik Akan ile Serif Sezer basrollerdeler. Turkiyedeyken gormustum reklamini aklimda kalmisti da bir firsat bulamamistik izlemek icin. Gectigimiz hafta izledik. Ben yine yamuldum aglarken. Yurtdisinda sila hasretiyle yanan zevzeklerin izlememesi gerekenler listeme koydum bu filmi de, deneyerek tabii ki! Birinci sirada Babam ve Oglum var, sirf o film yuzunden iki gun kendimize gelememistik koca kisisi ile allahin iki safi Almanya “aci vatan” da ilk yalniz ve kimsesiz kaldigimiz gunlerde oturup o filmi seyretmis ve aglamaktan kurbagaya donmustuk :)

Neyse kisisel yorumlardan filmi anlatamadim ben yine, biliyorum biliyorum koca ceneliyim, napayim :) Film Gurcistan taraflarindan daha dogrusu eski Rusya’dan mubadele ile goc etmis bir aile ile yasadiklari kucuk koydeki Turklerin iliskileri uzerine. Ozellikle batida el bebek gul bebek buyuyup yetistirilmis biri olarak filmi izleyince ici aciyor insanin. O yokluk, yoksulluk, sefalet… yine de o insanlarin baska birsey bilmeyisleri ve belkide cogumuzdan bile mutlu ve huzurlu oluslari…

Vaktiniz olursa izleyin derim mutlaka, kacirilmamasi gereken guzel bir film.
Ikinci filmimiz “A Christmas Carol” Turkceye “Yeni Yil Sarkisi” olarak cevrilmis eski bir Charles Dickens klasigi…

Filmin basrol oyuncusu Jim Carrey olunca daha da bir ilgi cekici hale gelmis demeliyim. Birde animasyon turu filmleri seviyorsaniz bunu da begeneceginize garanti verebilirim, tam animasyon olmasa da bol bol efektlerle hazirlanmis bir film. Ilk etapta cocuk filmi gibi gorunse de kesinlikle bir cocuk filmi degil zira hayaletleri oylesine gercekci yapmislar ki bazi sahnelerde benim bile icim titredi. Filmin afisinin yanisira birde ufak bir sahnenin fotografini ekliyorum, hani fikir versin babinda :)


Bana sorarsaniz zevkle izlenecek bir film, Aysegul mu Fatmagul mu ne ona kim tecavuz etmis diye endise edeceginize bu cok daha guzel vakit gecirttiriyor insana ;)

Ucuncu sirada gecenlerde baska bir blogda duydugum (sanirim Leylak Dali olmali) ve izlenecekler listeme aldigim, izleyince de listeye almakla ne kadar iyi yaptim diye dusundugum “Babies” yani Bebekler filmi…



Dunyanin fakli kitalarinda dunyaya gelmis 4 farkli bebegin dogumundan itibaren yurumesine kadar gecen zamanlarini anlatan belgesel tadinda bir film.

Bebeklerden ilki Namibiya’da dunyaya gelen Ponijao. Afrikada toz toprak icinde, taslari ve agac parcalarini oyuncak belleyip tam da sans eseri diyebilecegimiz sekilde buyuyen bir bebek. Ama digerlerinin aksine en sirini, en az aglayani dab u ufaklik. Hani onu izledikce gordugum her haksizlikta “olurmu ama haksizlik o benim hakkimdi” falan diye soylenen ben sustum kaldim. Bu yasima gelip hala daha farkedemedigim seyi gordum o anda, bu dunya da adalet yok ne yazik ki :( Dunyaya gelirken bile esit gelmiyoruz ki…

Ikinci bebek dunyanin en buyuk sehirlerinden biri Tokyo’da yani Japonya’da dunyaya gelen Mari Chan. Iste bu minik ve sirin kiz sanslilardan biri, cunku el bebek gul bebek buyutulup bakiliyor. Inanilmaz sirin, tam sevmelik.

Ucuncusu Mogolistan’da dunyaya gelen minik Bayar. Bayar’da Ponijao gibi oldukca kisitli imkanlara sahip bir ailenin bebegi, ama nispeten durumu biraz daha iyi. O kadar tombik ve sirin ki anlatilmaz izlenir diyorum, hele hele kecinin onun yikandigi legenden su icme sahnesi var ki :)

Sonuncusu ise San Francisco California’dan Hattie. Iste bu da dunyanin tum nimetlerinden faydalanabilen, dogustan sansli olanlardan bir tanesi. Ama benim gozlemlerime gore de tum bebekler icinde gelisimini en hizli tamamlayip en akillica davranan, en cabuk ogrenen Hattie.

Diyecegim o ki, bu filmi sakin kacirmayin, soyle guzel bir Pazar kahvaltisi yaparken oldukca iyi gidiyor aile boyu. Birde benim gibi bebek severseniz agziniz acik izliyorsunuz :)
A.

6 comments:

  1. “A Christmas Carol” ı izlemeyi çok istiyorum, en sevdiğim klasik öykülerdendir. ecnebi kardeşlerimiz de pek sever, her sene bunun bir filmi çekilir :)

    ReplyDelete
  2. Bebekleri not aldım,en kısa sürede izlemeliyim...

    ReplyDelete
  3. "deli deli olma" iki kere izlediğim gene olsa gene izleyeceğim çok ama çok beğendiğim bir film. hatta tarık akan'la şerif sezer'in gençliklerini kendi çocuklarının oynadığını öğrenince de çok şaşırmıştım. şu bebekler filmini de acayip merak ettim :))

    ReplyDelete
  4. "sevseydin gelerdin" boğazım düğüm düğüm olmuştu izlediğimde çok güzel bir filmdir deli deli olma :)

    ReplyDelete
  5. Judy hakikaten ne cok versiyonunu cekmisler bende filmin afisini ararken farkettim :))

    ebruli kesinlikle izle hemde oturup coluk cocuk izleyin ailecek ;)

    beenmaya bak bende senden ogrendim gencliklerini kendi cocuklarinin oynadigini :) bende diyordum nasil bu kadar benzeyen birilerini bulmuslar diye, guzel olmus vallahi :)

    Pilli Petro aynen oyle, benim dugumlerin otesine gecti agladim oturup bir guzel. Sulugozmuyum ne :)))

    ReplyDelete
  6. Oooo bebekleri bizim kiz bile cok seviyor :) Ona ozel yazi bile yazmistim :)

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails