Wednesday, January 11, 2012

Yilbasi raporu: Malezya - Penang

Hastalikti, kuftu mantardi derken yilin ilk on gununu harcadik gitti bile ben bisey anlayamadim. Dun gece ruyamda surekli blog yazip durunca blogumu ihmal ettigime karar verdim ve kahve molasi bahanesi ile oturdum yazmaya :))

2011'in son 2012'nin ilk yazisi ile gezi sezonunu kapamadan acmis bulunuyorum hayirli olsun :D
Lafi fazlaca uzatmadan yilbasi tatilini bahane edip gittigimiz Penang gezisini anlatmaya baslayayim ben en iyisi.

Penang Malezya'ya bagli, yaklasik olarak Singapur'un yarisi buyuklugunde ama onda biri gelismisliginde bir ada. Nereden cikti oraya gitmek derseniz, zaten daha onceden gidilip gorulebilir yerler listemizde yer almisti, birde yilbasi oncesi cogu tatil yeri icin ucus ve oteller tamamen dolu oldugundan rahatlikla yer buldugumuz, kafamizi dinleyecegimiz yegane yer burasiydi. Birde Penang icin "Pearl of the Orient" yani dogu'nun incisi denmesi ve Unesco'nun dunya mirasi (Unesco World Heritage List) listesinde yer aliyor olmasi da etkili oldu bu kararimizda. Bizde her zamanki gibi toplayip bavullari koyulduk yola :)

Ogle saatlerine dogru adaya indigimizde dogruca otellerin bol oldugu ve bizim otelimizin de bulundugu, turist yoresi Batu Ferringhi ye dogru yola ciktik. Otele varinca sacma sapan prosedurlerle, kaba otel calisanlariyla ve bir turlu odamizi bulamayan bir otel elemani ile canimiz SIKILSA da odaya cikinca manzara karsisinda herseyi unuttuk. Singapur'da haftalardir hukum suren Ingiltere havasi, gri bulutlarla kapli gokyuzu ve yagis bizi oylesine yormus ki bu piril piril gunes, mis gibi deniz kokan esinti ve manzara ilac gibi geldi.


Balkonu ve balkonda oturmayi da oyle ozlemisiz ki, buralarda balkon gibi bir anlayis yok ve cogunlukla evlerde balkon da yok, onun icin bir sure oturup balkonda keyif yaptik :)


Sonrasinda yuruyus yapmak ve etrafi gozlemlemek icin sahile indik. Aslinda bu geziyi ilk ayarlarken dusuncemiz "bol bol dinlenir, gunes deniz egleniriz" olmustu ama sonradan uzulerek farkettik ki denize girilmiyor :( Denizin rengi her ne kadar guzel gorunse de aslinda pek oyle degil, oldukca bulanik sulari var ve herseyden onemlisi su cok kirli. Hatta suyun kirliligi yuzunden ciddi anlamda denizanasi sorunu varmis. Bizde bu sebepten dolayi tatil boyunca sadece sahilde yuruduk, yattik yuvarlandik :)


Ertesi gun buranin dunya mirasi listesine girmesinin en onemli sebebi olan "George Town" i gezmeye karar verdik. Buranin ozelligi Cinli gocmenlerin gelip ilk yerlestigi, Malay ve Cin kulturunun iyice karisip ic ice oldugu en onemli yerlerden biri olmasi. Biz bu anlamda Singapur'a cok benzettik bu adayi, ozellikle Cinlilerle Malezyalilarin karismis olmasi, yemek kulturu ve aliskanliklari cok benziyordu. Penang sadece Singapur'un yaklasik 15-20 yil onceki pek gelismemis hali olsa gerek. Zaten bu civardaki yerlilerin de soyledigi sey eger Singapur bu kadar gelismeseymis onun yerini Penang alirmis.

George Town'in bir diger ozelligi ise kolonistlerden kalma bol miktarda "colonial" yapilarin bulunmasi. Burada inanilmaz bir tarihi doku vardi, hele hele pek restorasyon calismasi da yapilmamis oldugundan neredeyse cogu sokak ve bina o en eski ve hatta dokulen halleriyle duruyordu. Fotograf cekimi icin harika bir fon oldugunu ve sokaklarda fotograf cekerken kendimi kaybettigimi soylememe gerek yok herhalde :)



Sokaklar, binalar inanilmaz tarih kokuyordu. Tabii bu arada binalarda oturanlar, isyeri sahipleri falan da oyle. Cogu dukkanda eski antikalar, yillar oncesinden unuttugumuz markalar, urunler satiliyordu. Bu sokaklarda gezmek tam bir nostalji yani...


Son birkac gezimizden sonra artik tapinak gezmekten ve Budha gormekten oldukca bayilmis olsak da sokak arasinda karsimiza cikan bu tapinaga girmekten kendimizi alikoyamadik. Zaten gormeye alistigimiz diger tapinaklarin aksine oldukca sade ve eski bir yapiydi. Tapinagin kendisindense eskiligi ilgimizi cekti sanirim :)




Tapinagin ici neredeyse dokuluyordu ama o eskimis duvarlar, sutunlar ve hatta fenerler inanilmaz guzel ve orjinaldi...





Tapinagi kose bucak inceledikten sonra kendimizi tekrar sokaklara attik.



George Town'in olmazsa olmazlarindan biri de bu "Trishaw" lar. Hani daha once Kambocya ve Tayland gezilerinde bahsettigim tuk-tuk gibi birsey. Tek farki bu artik daha da ilkel hali, motorlu tasima yok tamamen insan gucune dayaniyor. Surucu bisikletle gezdiriyor bu kucuk arabada oturanlari.



Ve yine sokak aralarinda kaybolmak, beni kendine asik eden eski ama bir o kadar albenili, renklerin ve kontrastin inanilmaz oldugu binalar, detaylar...






Burasi da yolda karsimiza cikan kuyumcu dukkanlarindan biri. Buralarda kuyumcular boyle :))


Ve yolda denk geldigimiz yerel kutlamalardan biri, ne yazik ki biz gosteriyi kacirdik :( Kizlarin kafalarindaki fesler ne kadar tanidik degil mi?


George Town da en guzel seylerden biri - aslinda bu Cinli ve Malay karisik yasayan tum yerlerde boyle - bir sokakta karsiniza hem tapinak hemde cami cikmasi ve herkesin sorunsuz bir arada yasayisi.
Tabii bize sorunsuz gorunse de onlarin aslinda iclerinde bir suru sorunlari oldugunu daha once karsilastigimiz Malezya'li Cinlilerden ogrenmistik. Bildiginiz gibi Malezya'da dini agirlikli bir yonetim hukum suruyor, eh bunun getirisi olarak da bazi topluluklar sorun yasiyor. Mesela benim en sasirip aklimin almadiklarindan biri Malezya'da yasayip musluman olmayanlarin islam dinine ait terimleri kullanmalarinin yasak olusuydu, baska dine mensup ise Allah'in adini agzina almasi yasakmis! bu nasil istir anlayamadim.


Camilerin minareleri ilgincti bahcenin bir diger ucunda, cami den uzakta...


George Town'da beni en cok etkileyen seylerden biri de sokaklara, evlerin onune asilmis fenerler oldu. Bilemiyorum yilin her ayi mi boyle yoksa yaklasan Cin yeni yili dolayisi ile mi her taraf fenerlerle bezenmisti, bayildim! Onlarca da fotograf cektim dolayisiyla :))





Ve yine bir sokak arasi tapinagi...


Duvarlardaki ve sutunlardaki islemeler, oymalar, ejderha motifleri inanilmaz guzeldi.


Ortama ve binalarin eskiligine inat isil isil kirmizi fenerler...




Ve sokaklarda kayboldugumuzda denk geldigimiz bir diger tapinak, bu kacinci bilmiyorum :)


En cok ilgimizi ceken kisim ise tapinagin girisindeki insan boyundaki tutsuler oldu! Hic bu kadar buyugunu hic gormemistim :)))



Tapinagin kapisina islenmis Cinlilerin atalari, neden tum uzakdogulu kizlarin yaptigi hello-kitty hareketini (bkz:elin isaret ve orta parmagiyla V isareti yapip, sacma sapan poz vermek) yapmis iste onu cozemedik :)))


Ve bu sefer de tapinagin fenerleri...



Sokaklarda kaybola kaybola, gordugumuz her tapinaga veya eski binalara gire cika iyice yorgun dusup aksami ettik. Son olarak gelmisken gormeden gitmeyelim dedigimiz "Clan Jetty" leri de gezip gunu sonlandirdik.


Burasi daha once bahsettigim ilk gocmenlerin topluca yasadigi eski yerlesim birimlerinden biri.



Buranin ozelligi sokaklarin eski pusku ve dokuluyor olmasi degil, asil ilginc sey evlerin ve sokaklarin tamaminin kaziklar uzerine oturtulmus ve iskeleler seklinde olmasi.



Jetty lerin sokak aralarinda da bir sure kaybolduk. Burada her sokak arasi birinin evinin avlusuna cikiyor zaten.



Eski bir kraker kutusundan yapilmis posta kutusu :))


Ve mahallenin en kalabalik sokagi :))



Burada en cok dikkatimizi ceken sey Jetty sakinlerinin cogunlugunun Cinli ve cok yasli olmasi oldu. Bir kismi sanki neredeyse yillar oncesinde buraya birakilmis ve orada unutulmus gibiydi. Boylesine terkedilmis, curumeye birakilmis havasi oldukca huzunlendiriciydi, ve tabii gordugumuz pislik ve sefillik de cabasi...


Bunlarda mahallenin gencleri! sokaklardan birinde curumus bir tahtayi pardon yolu tamir ediyorlar :))





Sokak tabelalari bile el yapimi ve orjinal :)
Tapinak sag tarafta, kuafor ise biraz ileride ki 45A'da. Oyle tam tekmil kuafor degil tabii, adamin oturma odasinda fon cekip sac kestigini dusunun :D
52A'da ne varmis onu cozemedim, Cincem yetmedi haliyle :)))


Bu arada Penang'a gelmeden yaptigim arastirmalardan Penang'in yemek cenneti oldugunu ve cogu Cinli ve Singapur'lu turistin sirf yemek yemek amacli burayi gezmeye gittigini ogrendim. Ama oraya gidince farkettik ki bu yemek merkezlerinin hepsi Singapurdan da alisik oldugumuz "hawker center" lardan - yerel yemek yerleri, sokak yiyecegi - ibaretmis. Hatta Singapurdakilerden bes beter pismis :( Dolayisiyla uzun zamandir denemek istedigim "Laksa" her ne kadar Penang'in en unlu yemeklerinden biri de olsa, denemek yine Singapur'a kaldi :(

Penang'in en meshur yemeklerinden biri de "lok lok" adi verilen, bilimum mahlukatin (et, sebze ve hatta bizim bayildigimiz! ve ayilamadigimiz balik kofteleri) bir cop sise diziliyor sonra kaynayan suyun icinde birkac dakika bekletiliyor. Birkac dakika dedigime bakmayin cogunlukla yari cig yari pismis yiyor zaten bu adamlar, sanirim maksat mikrobu olsun! tabii mikrop bile olmez ya o sureye :D Bu arada bu yiyecek asagida gordugunuz gibi sokagin ortasindaki bir arabaci tarafindan hazirlaniyor ve aksam saati cevresi oldukca kalabalikti. Musteriler herseyi kendileri yapiyor, ellerindeki sisleri once ayni sicak suya sonra da ayni sos kazanina batirip sapur supur istahla yutan insanlari gozlemlemeye daha fazla midemizin dayanmayacagini anlayinca uzaklastik oradan kocakisisi ile :)))




Ve lokal yemek mekanlarina dair baska bir kare. Paylasmadan edemedim mekanin, tabura ve masalarin pisligine dikkat! Aslinda iceri girip birseyler ismarlayip fotograflamak isterdim herseyi detaylica ama bana da yazik degil mi :D
Ozellikle heryerdeki plastik kovalara dikkat! Onlar temizlik amacli degil, iclerine malzemeleri, sebzeleri ve hatta yemege katilacak soslari koyma amacli!!


Ertesi gun pek birsey yapmadik bol bol dinlenmekten, yatip yuvarlanmaktan baska :))
Aksamina da yilbasi oldugu icin otelimize yakin bir restoranda, deniz kiyisinda sazdan bir cardagin altinda basbasa kutladik yeni yili.

Restoranin yemekleri bizim artik iyice alistigimiz uzakdogu usuluydu ama hem oldukca temizdi hemde cok lezzetliydi :)

Masaya atistirmalik getirilen fistiklar oldukca ilgincti. Sanirim cayli ve baharatli bir suda kaynatilarak bu hale gelmisler. Normalde oldukca sert olan yer fistigi iyice yumusamis haslanmis kestane tadinda ve kivamindaydi.

Link
Kaylan veya "Kailan" en sevdigimiz yesil sebzelerden biri, brokoli turevi ama sirf yapraktan ibaret bir yesil sebze, sanirim gidince ozleyecegiz :)
Harika pisirilmisti, cok kalin kokleri olmasina ragmen kokleri bile iyice pismis ve isin ilginci yesil rengini hic kaybetmemisti. Ben evde pisirince benimkinin yapraklari hemen sonuyor, hic boyle canli kalmiyor :(


Ve hic sevmedigim halde midye bile yedim yilbasi hatirina. Iyi ki de yemisim cunku harikaydilar, ozellikle zencefilli ve soganli pisirildigi icin cok guzel bir aromaya sahipti. Ve oldukca tazeydiler de, eh adadayiz olsun o kadar ;)


Bu da uzun suredir tadina bakmak istedigim ama bir turlu firsat bulamadigim bir diger sey, deve kusu eti!
Kirmizi ete hic duskun degilimdir aslinda, ama o nasil bir lezzettir o nasil bir nefasettir! Hakikaten bayildim :)


Ve gecenin tek fiyaskosu yesil mango salatasi. Gorunusu ne kadar guzel ve albenili ise tadi da bir o kadar feciydi! Aslinda normalde severek yiyoruz bu salatayi ama buradakinin icine oyle bir balik sosu boca etmisler ki bir lokma bile yiyemedik, bosa gitti canim salata :(


En sevdiklerimizden biri daha oyster (istiridye) soslu bebek kalamar.


Ve gecenin mango salatasindan sonra en dusuk puanini alan tabagi; pandan yapragina sarili tavuk. Nerde bizim Singapur'da bayila bayila yedigimiz pandanli tavuk nerede bu... Olmamis, yapamamislar :)


Bir yandan yemegimizi yerken diger yandan da restorandaki program dahilinde yerel danslari izledik, guzel ve degisikti. Ozellikle erkek danscilarin giydigi kostumlere baktik da bizim ulkede erkeklere hayatta bu kostumleri giydiremezsin, kultur farkliligi ve aliskanliklar ne ilginc.



Yemek esnasinda deniz kiyisindaki esinti oylesine guzel geldi ki kendimizi kaptirdik gittik. Hatta yeniyila tropik bir adada girmenin guzelligini, ilerleyen yillarda bunu ozleyecegimizi konustuk kocakisisi ile. Keyif yapmaya ve esintiye kendimizi oyle kaptirmis olmaliyiz ki donuste ve hatta daha orada baslayan soguk alginliginin sebebi buyuk ihtimalle o esintiydi iste :D

Gecenin ilerleyen saatlerinde de yoldan kozlenmis misir aldik kendimize. Nasil ozlemisim mhhh, kendimi biran Turkiyede kucuk bir sahil kasabasinda gibi hissettim :) Yeniyila da odanin balkonundan tum koyda patlayan havai fisekleri izleyerek ve elimizdeki kozlenmis misirlari kemirerek girdik :)) Hani derler ya yeniyila nasil girersen tum yil oyle olur diye, butun yil misir kemirmeyiz umarim :D

Gezinin sonraki gununde Baharat ve Kelebek ciftligini gezip cok guzel seyler gorduk yine, ama fotograflari duzenleyip eklemek zor geldigi icin kisa kesiyorum bu sefer, bir ara vaktim olunca onlari da eklerim artik :))
Herkese yeniden guzel bir yil diliyorum, umarim 2012 de hersey gonlunuzce, gonlumuzce olsun :)

8 comments:

  1. Sanırım Uzak Doğu2ya gelmem gerek, çünkü Diyetisyene ödediğim para ile hiç olmazssa o güzellikleri görürüm ama aç gezerim...O kadar uzak ki bana Uzak Doğu yemekleri:)
    Ama albenileri muhteşem.

    ReplyDelete
  2. dolu dolu çok bilgili ve özendirici bir geziye dahil ettin beni:)mest oldum seviyorum bu uzakdoğu yaşamlarını,kültürlerini..Tam şu sıralar uzakdoğu gezi planları yaparken yola çıkmadan sana soracağım bir dolu şey var:)Nedense Jetty sakinlerinin evlerinin içini çok merak ettim oturdukları yer kadar içerilerde ilginçtir diye düşünüyorum!ayrıca tütsüye şaşırdım bizimkiler tütsücük bunun yanında:))keyifle iki kere okudum ve seninle gezdim çok teşekkürler paylaşımına:)ve kelebek sever olarak çiftliği şimdiden çok merak ettim bilesin;)sevgiyle kal...

    ReplyDelete
  3. lale hanim emin olun insan acikinca gozu birsey gormuyor, yani sizde yersiniz eninde sonunda eger buralara gelseniz ;)
    hem tum yemekler oyle kotu degil yahu, mesela fotografini koyduklarimdan deniz urunlerini bilemem ama tavuk ve deve kusunu, ayrica sebzeleri kesin severdiniz, o kadar da uzak degil tadlari damak tadimiza :))

    Meyra sevindim begenmene :)
    Yolculuk nereye? bak ben bile meraklandim simdiden, elimden geldigimce yardimci olmaya calisirim sorularina da :)
    Bu arada Jetty lerde yasayan insanlarin evlerinin icini gorduk ama insanlar suratima bakarken fotograflayamadim ne yazik ki :)))
    Genelde hepsi yasli evi modundaydi, eh birde buna o yaslilarin Cinli oldugunu kat tabii :))

    ReplyDelete
  4. yolculuk Tayland-Çin-Hong Hong ve Singapur dörtlüsü olarak düşünüyorum kesin değil henüz hazırlık araştırma aşamasındayım:)Bendede nedense gittiğim ülkelerin evleri merak uyandırır insanların yaşam alanlarını deli merak ederim:)aman kızdırma Çinli hatun teyzeleri boşver evleri onların olsun ama olurda birgün yanlışlıkla karelersen görmek isterim bilesin;)

    ReplyDelete
  5. Valla ben uzakdoğuya gidip paramı ziyan edemem zira A-H sağolsun hepsini görmüş kadar oldum:) Japonya'yı da Serrose tanıtıyor oh kebap, çok yaşayın kızlar:))
    Sefan olsun diyeyim de en çok kalamarlarda gözüm kaldı:))

    ReplyDelete
  6. Sonra efendim ''yok bir senede yarım kilo bile veremedim, yok pilates kilo verdirmiyor da esnetiyor'' filan...
    Sen tıkın tıkın, ye-yut ne varsa uzakdoğuya dair, sonra ''gitmiyor kilolar'' :)
    Deseler ki; bomba var, yicen mi? pimiyle yersin sen, sırf test etmiş olmak için :D
    Deseler ki; gezmek var, gider misin? Cehenneme tur düzenleseler ''Bi' ateşe bakıp geleyim'' der, gidersin :)))

    İyi etmişsiniz.
    Burayı da gördünüz, listeden çıkardınız.
    Sırada neresi var? :)
    Bi'de gitmişsiniz ama bi' doğal afet olmamış, sanırım yılbaşı diye bu seferlik affetme durumu olmuş yetkili merciilerden :D

    Fotoğraflar için teşekkür ederim :)
    Öpüyorum.

    ReplyDelete
  7. güzel bir yılbaşı gecesi olmuş bence:)
    uzakdoğu gezimizin ilk durağıydı Penang...sahildeki 2.el satıcıları,deniz manzaralı oteli bir de funikuler hatırlıyorum...
    yemekleri sevmemiştim...
    ama bu sayfayı okumayı seviyorum:))

    ReplyDelete
  8. Meyra guzelmis rota :)) bekleriz bu taraflara eger hala daha buralarda olursak o zaman ;)
    herkesin meraki farkli demekki bende evlerin icinden cok insanlarin kendi halinde fotograflarini cekmeye bayiliyorum mesela :)

    Leylak Dalı sen iste yeterki ben daha bol bol gezerim, hatta sorayim baska nereleri gormek isterdin mesela :D
    hemende nasil gezmek icin bahane yaratiyorum kendime degil mi :))
    sevgiler

    Ella ne yedigim degil ne kadar yedigim muhim sanirim :)) Hem ben kilomdan gayet memnunum, soylendigim duyulmamistir hic :D
    Yemek ve gezmek bizim hayatimizin olmazsa olmazlarindan cicim, oyle cikiyor hayatin tadi ;)

    CEPAYNASI bende farkettim dolu dolu gemilerle turist getirdiler hep, sanirim sizde oyle gitmis olmalisiniz :) ama acikcasi ben pek sevmedim penang i, uzakdogu da cok daha guzel yerler var gorulecek.
    funikulere binip tepeye cikmadik, zira bir Bursali olarak Uludag dan, teleferik ve telesiyejlerden sonra bana pek kucucuk geliyor bunlar :))
    Kalp kalbe karsiymis bende sizin sayfaniza bayiliyorum, tum dekorasyon ozlemimi sizin blogda doyuruyorum desem :)

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails