Sunday, May 6, 2012

Vietnam gezi notlari - Hanoi

Geziye gitmek iyi de donuste is, guc, kosturmacasi bitmiyor. Eh haliyle de fotograflari duzenleyip gezi yazisi yazmak zaman aliyor. Neyse 5 gunluk gezinin 2 gununu toparlayabildim simdilik, buyrunuz bakalim biz gezentilerin dunyasina...


Bir onceki Vietnam ziyaretimizde vizeydi falan filan ugrasinca yok bir daha gitmeyelim Vietnam'a bu son demistik ama bizim sagimiz solumuz belli olmuyor iste :)) Saygon gezimizden cok memnun kalisimiz, Vietnam insaninin guzelligi ve Ha Long Bay'i (Ha Long korfezi) gorme fikri aklimizi yeniden celdi dustuk yine yollara. Gezinin ilk ve son gununu Vietnam'in baskenti Hanoi'de gecirdik, aradaki diger zaman diliminde ise Halong Bay'de idik. Ama ben once Hanoi kismini sonra da Halong Bay kismini topluca anlatmaya kara verdim sasirmayiniz :))

Singapur'dan 3 saati askin bir ucus ile Hanoi'ye ogleden sonra vardik. Bu arada ucus suresinin uzun olmasi bizi bir miktar sasirtti hani, o vesileyle haritayi daha bir detayli inceleyince Hanoi'nin Cin sinirina ne kadar yakin oldugunu ve tepeye tirmandigimizi gorduk. Sonrasinda da farkettik ki Cinlilerin ve Cin kulturunun etkisi oldukca baskin bu bolgede.
Ogleden sonra vardigimiz icin en kisa surede ve en yakin mesafede gorecegimiz yerleri gorelim istedik ilk gun. Otelimizin "Old Quarter" a (sehrin eski merkezi) yakin olmasi dolayisi ile ilk etapta gorulmesi gereken Old Quarter'da ki eski mahalleleri, pazarlari ve en onemlisi "Hoan Kiem" golunu gezebildik rahatca.



Hoan Kiem golu "Lake of Restored Sword" yani "Iade edilen kilic golu" anlamina geliyormus (o ne demekse! benim tercumem bu kadar oldu iste). Efsaneye gore kral bircok onemli savasi kazandigi buyulu kilicini goldeki altin kaplumbagaya iade etmis de gol ismini oradan almis. Kaplumbaganin hikmeti neymis, kilici kral neden ona iade etmis onceden ondan mi almis bilemiyorum. Su sebepten ki bu efsanenin anlatildigi yer gole gordugunuz kopru ile bagli tapinak-muze karisimi bir yer. Tapinagin orta yerinde yaklasik bir yemek masasi buyuklugunde bir kaplumbaga olusu mumyalanmis duruyor. Dolayisi ile kokuya fazlaca dayanamadigim icin iceride dolanip hikayenin detaylarini da okuyamadim :)))










Tapinagin ic kisimlarindan cok dis bahcesi ve cevredeki insanlar ilgi cekici geldi bana. Ozellikle tapinagin bahcesinde oturmus (oturduklari minicik taburelere dikkat!) Cin tavlasi oynayan yaslilar dikkat cekiciydi.



Bir sure onlari izleyip - fotograflayip ayrildik onlardan. Ama keske Cin tavlasi (ya da dama si) bilseydim de anlayarak izleyebilseydim diye gecirdim icimden. Hazir uzak doguya gelmis ve bunca yasamisken su tur seyleri ogrenmemis olmak uzuyor beni : ( Ancak herseye de vakit yetmiyor ne yazik ki.




Tapinak turunu bitirince golun cevresini turlamaya devam ettik. Zaten aksam ustu ve hava serin olunca tum Vietnamlilar kendilerini atmislar sokaga. Ozellikle golun etrafi park gibi bir alan oldugu icin kimi cocuklarini gezdiriyor, kimi oturmus guzel havanin tadini cikariyor, kimi de spor yapiyordu. Sunu da soylemeden gecmeyeyim, kosanlarin veya tempolu yuruyen erkeklerin cogunun nedense tisortleri yukari siyrilmis ve gobekleri acikti. Nedir nedendir hicbir fikrimiz yok, aliskanlik veya adet olsa gerek :))) Lakin ortalik 6 parca, 8 parcalardan gecilmiyordu zannetmeyin, goruntu hic hos degildi :))

Bu asagidaki agacin da ne agaci oldugunu cok merak ettim. Parkin bir kosesinde buyumus kendi halinde, dallarindan sarkan meyvalari oldukca ilgincti...


Dikkatimizi ceken bir diger sey daha... Sehrin cogu yerinde sokaklarda, dukkanlarin onunde bu eski usul kafeslerin icinde kuslar doluydu. Rengarenk, degisik degisik kuslar. Sebep nedir cozemedik, umarim yemek icin degildir.


Ve golun bir diger ucundaki Tortoise tower yani kaplumbaga kulesi. Bizdeki kiz kulesinin cakmasi sanirim :)) Ama ulasim yoktu, karsidan baktik sadece.



Bir Vietnam klasigi; arabadan cok motorsiklet dolu trafik...


Ve bir diger Vietnam klasigi daha; "Street Food" yani sokak yemegi ve saticilari.
Hani bu blogu ve bizim uzak dogu maceralarimizi biraz okuyan cogu kisi bilir buraya geldigimizden beri ne kadar degistigimizi, yiyecek konusundaki toleransimizin ne kadar arttigini ve yeme-icme, hijyen konusunda eskisi kadar herseyi vidilamayip ne bulursak yedigimizi :))) Ancak bizim de sinirlarimiz var tabii :) 

Bu sokak yemekleri ve sokak saticilari tam anlamiyla bir felaket! 
Yemeklerin hazirlanis tarzi, temizlik unsurlari, yenilen yemekler ve yemegin yenilis tarzi... Hepsi tam anlamiyla bir felaket. 
Soyle ki yemekler adinin hakkini tamamiyla veriyor, bildigin sokak yemegi - ya da bilmedigin cunku bizdeki sokak saticilari ve yemekleri bunlara kiyasla luks lokanta. Neredeyse her sokagin kaldiriminda dizi diziler. Bir cogunda oturmak icin dogru duzgun yer yok bile, en fazla o tapinakta amcalarin oturdugu kucuk taburelerden var. Insanlar yiyeceklerini, tabaklarini yerlere koyup comelerek yiyorlar. Bizde boyle birseyi ancak gariban evsizler, kimsesizler, dilenciler falan yapar burada ise gelenek bu. Yerlere koyuyorlar derken yemegi yapan kadinlar da herseyi yere koyuyor. Bizde yere yiyecek koymak gunahtir ya hani, yere dusmus en ufacik parcayi bile yerden yuksege birseyin ustune koyariz, en azinda yiyecekler bel hizasindan yukarida olur. Iste Vietnamlilarda boyle bir kaygi yok, hersey yerlerde, yerler pislik icinde...Kaplar kacaklar, tencereler icler acisi. 
En son yemek yapan teyzelerden birini sokakta yere koydugu suzgecin icinde yemek yenilen cubuklari yikarken gorunce insaf dedik, hani yikamak dedigime bakmayin sadece soguk sudan geciriyordu!! Yiyecekler ise isin bambaska yonu, etlerin cogu acikta oylece duruyor mesela. Hani buzdolabindan vazgectim ozerlerinde ucan ve konan sinek bocek sayisiz. Makarnalar veya uzakdogu ismiyle "noodle" lar ortalikta, yerlerde torbalarin icinde falan.

Asagida gordugunuz deniz urunleri yapan sokak restorani en iyi durumda hatta luks sayilabilecek olanlarindan biri!




Zaten mutfak falan yok ortalikta, bir tane kucuk gaz ocagini kapan gelmis yemek yapip satiyor. Hatta cogunlukla apartman araliklarinda bu sokak yemekcileri. Apartmanin icinden bir yerlerden hazirlayip hazirlayip getiriyorlar, buyuk ihtimalle kendi evlerinden falan. Apartman ici ve apartman araligi dedigim de asagida gordugunuz manzara...

Tamam insanlarin aliskanliklarina ve kulturune saygim sonsuz ama bunca pislik beni asar yani :)



Bir diger korkunc manzarayi da Halong yolculugumuz esnasinda gordum. Arabanin icinde oldugum icin cekemedim, zaten o sokla yanina gidip cekemezdim o ayri, ceksem de buraya koyamazdim. Koylu kadinlarin yol uzerinde actiklari tezgahlarda, ustu acik et satmalarina alisigiz hadi, buralarda o normal. Ama tezgahin uzerine kopegi oldugu gibi koymalari, derisi yuzulmemis, hicbir yeri ayrilmamis, oldugu gibi sokakta oldurup etini butunu kesip tezgaha koyup satmalari korkunctu! hatta korkunc otesi. Gordugum manzara sonrasi bir sure kendime gelemedim resmen, hani Vietnamlilarin kopek eti yediklerini biliyordum ama boylesine asikar ve igrenc bir sekilde satiliyor olmasi beni dehsete dusurdu.
Bu olay uzerine ilerleyen gunlerde kocakisisi ne zaman birinin elinde veya evin, dukkanin onunde kopek gorse havladiginda "sus ogle yemegi" demekten kendini alamadi :)

Bu gezi sirasinda ciddi ciddi vejetaryan olmak uzereydik yani :))) Ama olmadik o ayri :)

Restoranlarin bu durumu uzerine gidip oralarda yeme gibi bir ihtimalimiz yoktu tabii. Ancak dogru duzgun yemek yenilecek restoran da cok fazla yok ne yazik ki Hanoi de. Saygon da hic zorlanmamistik bu konuda, cogu yerde adam gibi restoranlar vardi, nedense bu sehirde cok fazla zorlandik adam gibi bir yer bulmak icin. Neyse aksamina turistik bir restoran bulup ozledigimiz Vietnam tadlarini denemeye koyulduk.
Ben ilk kez Saygon da tattigim ve tadi damagimda kalan "Pho" (fö diye okunuyor) corbasindan siparis ettim hemen. Ben ki corba sevmezdim kucukken... Ben ki suyun icinde yuzen makarnalari yiyecegim... Ben ki ilk zamanlar tadi cife benziyor diye dalga gectigimiz "corriander" (kisnis mis yeni ogrendim bunu da) a bayilacagim... Iste insan oglunun sagi solu belli olmuyor, zamanla herseye alisiyor :))




Neyse efendim aksam yemegimizi gol manzarasiyla yiyerekten gunu tamamladik. Sonrasinda da eski sokaklari, aksam pazarini gezerekten otelin yolunu tuttuk.
Ertesi gun sabah erkenden de Halong korfezine dogru yola koyulduk ama kopukluk olmasin diye ben bu kismi son gun yine Hanoi de gezdigimiz yerlerle birlestirip onu baska bir yaziya birakiyorum.

Son gun yaklasik yarim gunumuz kaldigi icin alel acele gezilmesi gereken, ilk gun gezemedigimiz yerleri gezelim istedik. Ilk istikamet Ho Chi Minh mozalesiydi. Mozaleyi karsidan goruverince insanin aklina hemen Anitkabir geliyor tabii, anitkabirden oldukca kucuk yalniz. 
Iceri girmek icin bin dereden su getiriyor Vietnamlilar sagolsun. Birde ustune milli bayrammiydi neydi ortalik bir suru ogrenci ve yasli kayniyordu - zaten bize denk gelmese sasardim ya. Bir suru kuyruk ve cevredeki gorevlilerin hot-zot etmesi sonucunda mozaleye girip Ho Chi Minh'in mumyasini gormeyi basardik. Oyle mezar falan degil bildigin cesedi mumyalayip koymuslar camekanin icine. Cok fazla birsey yoktu gorulecek, birde herkesi ip gibi dizmeleri, iceride kocakisisi ile fisildastik diye bizi susturmalari, fotograf makinasina el koymalari (sanki cok cekilecek birsey var da!) beni gicik etti acikcasi. Ama yine de gormemis olmadik iste :)


Sonrasinda mozalenin bahcesiyle baglantili olan baskanlik konutunu, Ho Chi Minh'in savas yillarinda kaldigi evini ve bahcesini gezdik biraz.



En cok bu eski usul ev hosuma gitti benim.




Oradan cikista ayni komplekse baglantili olan "One Pillar Pagoda" yi yani tek bacakli pagodayi (tapinagimsi birsey) gezdik hizlica. Burayi eski zamanlarin krallarindan biri yeni dogacak bebegini ruyasinda gorunce (sanirim mujdeyi budha vermis) yaptirmis.





Kompleksin son yapisi Ho Chi Minh muzesiydi. Muzenin bir kismini Vietnam'in tarihi ve Ho Chi Minh e ayirirken bir kismini da komunizme ayirmislardi.



Eski usul bir cek-cek, aslinda yenileri de pek farkli degil sadece onde bir bisiklet var.


Bu oturma grubu Ho Chi Minh ve digerlerinin savas yillarinda bol bol kullandigi ve toplanti yaptigi oturma grubuymus.


Mozale ve diger binalari gezdikten sonra cok fazla zamanimiz kalmadigini (ucaga yetismek icin) farkedip en yakindaki bir yeri daha gezip donmeye karar verdik.
Yol uzerinde su elektrik diregini gorunce fotografini cekmeden edemedim :))


Hemen "Temple of Literature" e yani edebiyat tapinagina dogru yola koyulduk. Aslinda bu tapinagi Vietnamlilar "Konficyusun Evi" diye adlandiriyorlar.

Konficyusun evine varinca kalabaligin giderek arttigini, ortalikta cogu ogrenci olmak uzere insanlarin ozel Vietnam kiyafetleri giyerek birseyin kutlamasini yaptiklarini farkedince kesin bir bayrama denk geldigimize kanaat getirdik. Ya genclik ve cocuk bayramina, ya toplu mezuniyete ya da okuma senligine falan denk geldigimizi dusunuyoruz :)) Zira sonradan sorduk bayram da degilmis, ne vardi cozemedik yani.


Bu cocuk neyin nesiydi de kizlar boyle atladi, unlumuydu bilemedik :))



En cok hosuma giden her yere yerlestirilmis cicek suslemeleriydi...







Tapinagin en ic kismindaki odada Konficyus amcayi da gordukten sonra gezimizi noktalayip ayrildik oradan.


Acikcasi Hanoi bekledigimizden daha siradan bir sehir cikti. Hanoi ile kiyaslandiginda kesinlikle Saygon cok cok daha iyiydi. Sanirim butun baskentler o ulkenin diger buyuk sehrinin golgesinde kaliyor (bkz: Ankara-Istanbul). Ayrica Saygon gezisi sirasinda tur rehberimiz de demisti her yonden Hanoi ile Saygon cok farkli diye. Belki yillarca ulkenin bolunmus olmasindan, belki Hanoi'nin Cin'e yakin olup kulturel olarak onlardan etkilenmesinden veya baska sebeplerden Saygon halki cok daha sicak kanli idi. Sonuc olarak diyecegim sudur ki Saygon da 3-4 gun gecirdik tadi damagimizda kaldi, Hanoi icin 2 gun yetti de artti bile. Tabii buna Halong Bay dahil degil :)

dipnot: Blogger'in bu yeni hali cok daha iyi olmamismi? en azindan fotograflarin boyutlarini daha rahat ayarlayabiliyorum simdi :)

24 comments:

  1. Kısa bir belgesel kuşağı gibi izledim yazdıklarını.. görseller ve cümleler birbirini tamamlayıcı tarzda.. Vietnam sokaklarındaki hayatı realist aynı ölçüde iğneleyici dilin sayesinde yazdıklarını daha somut hale getiriyor. sayende Vietnama gitmiş kadar oldum..
    kısacası güzel bir çalışma ve etkileyici bir gezi olmuş. Emeğine sağlık ellerin ve ayakların dert gömesin :)
    bir sonraki rotan nedir merak ediyorum şimdiden, iyi geziler dilekleriyle blog arkadaşım :)

    ReplyDelete
  2. diyecegim tek birşey var,nolur beni evlat edinin !!!

    ReplyDelete
  3. wo.....ow çok güzel ,farklı resimler özellikle kitap şeklindeki çiçekleri çok beğendim. tatil bitişi ve işe başlangıç kötü oluyorn :(

    ReplyDelete
  4. Yine renkli fotoğrafların ve tatlı muhabetinle bilgilendirdiğin "Vietnam" post.un ile sayende oralara gitmiş kadar oldum...Ho Chi Minh mozalesi, o ne olduğunu bilemediğim ağaç, sokaklarda yapılan yemekler:( Çin tavlası, bizim kız kulesine benzer yapı..Ho Chi Minh'in savas yillarinda kaldigi evi, tapınağımsı yapı..ve pek çok detay, görsellerle birlikte yazıldı hafızama:) teşekkürler A-H..

    sen gez hep ve bizlerde sayende gezelim..bu arada yeni şablonun evet daha iyi olmuş..

    sevgiler, esenlikler iyi bir hafta dilerim..

    ReplyDelete
  5. buraya çok zor vize alındığını duymuştum . çok zor gidbileceğimiz yerleri seninle gezmek üzeldi. ne kadar renkli ve etnik herşey. görmek nasip olur mu acaba bize:)

    ReplyDelete
  6. Edebiyat Pusulası hos geldin oncelikle ;)
    cok tesekkurler, begenmene sevindim :) Cok mu igneleyici olmus anlattiklarim? bak endise ettim simdi oyle bir niyetim yoktu halbuki :)
    Ama kocakisisi demisti kopek eti kisminda "korkunc" demissin biraz fazla kacmis diye. Ne yapayim korkunctu bana gore :))

    KavrukSusam nasil guldurdun bizi inanamazsin :)) Hani biraz daha kucuk olsan dusunecektim seni evlet edinmeyi ;)

    Nesrin hakikaten cok degisikti o cicekler, bende bayildim :)
    dedigin gibi tatil donusu ve is baslangici hic iyi olmuyor hic :(

    ReplyDelete
  7. ESMIR cok tesekkurler begenilerin ve guzel dileklerin icin ;)
    bende guzel bir hafta diliyorum sana :)

    Buket o kadar zor degil acikcasi vize almak. Onlarda kapitalist duzene hemen adapte olmuslar, parayi verince gayet kolay aliyorsun vizeni ;)

    ReplyDelete
  8. Keyifli bir gezi yazisiydi, Vietnam uzundur hep gitmek istedigim yerlerden, ilgiyle okudum...

    ReplyDelete
  9. Gezmek dediğin zaman akan sular durur ama o yemek problemi yok mu, insan ne yapacagını bilemiyor. Türkiye'ye gelen turistlerin çoğu mc donaldsta yemek yiyiyor diye kızıyordum hep ama 4 gün New York'a gittiğimde neden böyle olduğunu anladım. İnsan bilmediği şeyleri yeme konusunda çekingenleşiyor. Hatta deneyip de beğenmediysen daha da güçleniyor kızarmış patates isteği.
    Köpek yemek de akıl sır işi değil ama dediğin gibi kültür işte. Herkesin aldığı veri aynı değil :)

    ReplyDelete
  10. Melange ne mutlu bana keyifle okuduysaniz :) Umarim gitme ve kendi gozlerinizle gorme sansiniz olur ;)

    Bugday Tanesi o cekingenligi uzakdogu da yasamaya basladigimizdan beri coktan attik, gittigimiz cogu yerde Mc Donalds bile yok hani :)) Ama en azindan yenilebilen lokal lezzetlerle idare ediyoruz, kopek eti falan hic bize gore diil :))

    ReplyDelete
  11. harika bir post daha olmuş.
    gezi bloglarında senin blog üzerine bir blog daha tanımam.
    resimler çok güzel.
    çok merak ettiğim bir ülkeydi.
    ama sanırım gitmeye gerek yokmuş.
    baksana aç kalmışsın orada:)

    ReplyDelete
  12. Çok güzel bir gezi olmuş sanırım..
    Resimlerden göründüğü kadarıyla Vietnam yeşil ve çok güzel bir yermiş.
    Çok imrendim doğrusu size :)
    Bu posta çok emek harcamışsınız ama değmiş doğrusu çok güzel olmuş.
    Hem açıklamalar hem fotoğraflar çok güzeldi.
    Bu arada köpek eti kısmı gerçekten can sıkıcı.

    ReplyDelete
  13. öğlen nooldu bu Vietnam ben mi kaçırdım diye geldim kii ta taaaa:D

    buldum bulmasına da o saattir açık fırsat bulamadım bir türlü. karar verdim yarın sabah kahvaltıyla okucam:D

    öperim^^

    ReplyDelete
  14. Bu nasıl bir ağaç arkadaş bayıldım:)) müsadenle patlıcan ağacı demek istiyorum :))

    ReplyDelete
  15. creep yok yahu daha ne gezi bloglari var, ben amator sayilirim ;)
    Birde gitmeye gerek yok ac kaldik demedim, bulduk yine yiyecek birseyler ama bu kez biraz zor oldu :))
    ~♡ηυяѕαℓкιмι begenmenize sevindim :)Hakikaten Vietnam oldukca yesil, tipki filmlerde gordugumuz gib inanilmaz yesil ve bataklik. Doga henuz! bozulmamis.

    Joy ne zaman istersen oku, ben hep diyorum 7/24 acigiz diye :))

    Bolat olur ne agaci dersen de, nasil olsa adini bilmiyoruz :)) Yalniz o patlicana benzettigin seyler yumusak degil, keciboynuzunun dis kabugu gibi sert kabuklu birsey sanirim, yani karsidan oyle gorunuyordu :))

    ReplyDelete
  16. beni evlat edinmeniz konusunda hala ısrarcıyım.Bide yüzsüsüm sanırım.

    ReplyDelete
  17. bayıldım ne kadar güzel yerler görmüşsün. bu fotoğraflarla ben de o güzellikleri gördüm sağolasın

    ReplyDelete
  18. KavrukSusam dedim ya yasin biraz fazlaca gecmis, ufak olsaydin belki evlat edinirdim :))

    MAVIANNE ne mutlu bana begenerek ve eglenerek okuyorsaniz :)

    ReplyDelete
  19. Fotoğraflar müthiş, ama acılması için baya bi süre beklemek gerekiyor, sanırım boyutları fazla büyük olmuş.

    ReplyDelete
  20. Bloğunuzu yeni keşfettim, nedeni de Hanoi. Ben de 2007'de oradaydım bir ay kaldım ve unutulmaz günler geçirdim. Huan Kiem Lake'e bakan bir otelde kalmıştım. Her öğleden sonra kitabımla Fransız semtindeki kafelerden birine gidip (Olmadığı halde benim için bulundurmaya başlamışlardı) hindistan cevizi suyu içip bir yada iki saat kitap okuduğum, ardından şehirde avare avare dolaşarak fotoğraf çektiğim, güzel yemekler yediğim bir ay geçirdim orada. Hala değişmemiş, gerçi çok değiştiği söyleniyor ama... Ben de yakında Hanoi ile ilgili resim ve notlarımı yazmayı planlıyordum. Sizinkini görünce yaz sonrasına erteledim zira hevesimi almış oldum.

    ReplyDelete
  21. Ne zamandır yazı paylaşmıyorsunuz ,afiyettesinizdir umarım insan merak ediyor yeni havadisler almak istiyor.Son Vietnam gezisi yazınız çok güzeldi gitmiş gelmiş kadar oldum:)

    ReplyDelete
  22. Sevgili blog sahibi hanimefendi ,
    Ben 6 yildir Vietnam'da 3 yildir Hanoi'de yasamis ve yasamaya devam eden biri olarak bir kac noktada elestirelerimi paylasmak istedim .
    Oncelik sadece 2 gunluk bir deneyimle genel bir Hanoi tablosu cizmek hicde adil degil diye dusunuyorum .Street food bir vietnam kulturudur Saigonda daha cok gorursunuz , insanlar yemekleri yerde yemezler burasi onemli cunku sizin yazdiklariniza baksak yerde yiyorlar diyorsunuz , masa uzerinde yerler , Turkiyeden tek fark disarda yiyorlar , tabiki konforlu ve luk masa sandelye yok ama yerde yiyorlar demeniz burda yasayan biri olarak bana cok dokundu .Ikincisi En onemli yeri en onemsiz gibi anlatmisiniz , Hoan Kiem golu buranin en guzel yerlerdinden bir tanesi ve kambulaga tapinagininda kendine ozgu cok orjinal bir hikayesi var ..Saygona gore lokanta yok demisiniz , kusura bakmayin ama burda lokantanin krali var desem abartmis olmam heralde .Devlet kademesi insanlarin yasadigi bir yer oldugu icin cok guzel lokantalar var , ayrica bizim damak datimiza uygun fas lokantasi , hindistan lokantasi , italyan pizzasi vs hepsi mevcut .Daha yazacak cok sey var ama burda kesiyorum , lutfen sadece iki gordugunuz ama yasamadiginiz bir yeri alayli bir sekilde insanlara sunarken , haddizatinda bu guzel insanlara haksizlik ettiginizi unutmayin ...Saygilar

    ReplyDelete
  23. Koca-man ve Karısı fotograflari begenmenize sevindim, tesekkurler.
    Boyutlari hakikaten buyuk olmus bende farkettim ama en iyi kalitede bu boyutta yukluyor ne yazik ki, kucuk olursa da belli olmuyor cogu sey :(

    Mavi hosgeldin oncelikle :)
    Begenmene sevindim, gerci gezinin ikinci yarisini henuz yazamadim ama :) Sen de yaz mutlaka, farkli tecrubeleri, farkli gezi yazilarini okumaya bayiliyorum ben ;)

    pinklemprie cok tesekkurler guzel yorumun icin :) hersey yolunda yine yollardaydik gezmekten yazamadim desem :) en kisa surede yine yazmaya baslarim artik :)
    sevgiler

    ReplyDelete
  24. Sevgili Adsiz, keske isminizi yada baglantinizi belirtseymissiniz, umarim yine bloguma denk gelir cevabima ulasirsiniz bir sekilde.

    Oncelikle haklisiniz Hanoi'yi 2 gun gezdim ve bu 2 gunde gordugumu gezdigimi yazdim. Turistiz sonucta, dunyanin her ulkesinin her sehrinde yasama sansimiz yok ama orada yasamiyoruz diye hakkinda birsey yazmayalim mi?

    Street food konusuna gelince. Ben herkes yerde yemek yior masa yok demedim, hatta fotograflarda gorursunuz masa tabureli olanlari cekip koydum. Lakin benim gordugum bir kisim cogunlukta resmen yerde yemek yiyordu! Eger kaldirimin uzerine ellerindeki tabaklari, styrofoam yemek kaplarini koymak ve oradan yemek sizin icin yerde yemek degilse bilemem tabii ki!
    Kimsenin kulturunu asagiladigim, alay ettigim yok, sadece gorduklerimi ve dusunduklerimi yazdim. Keske yerde yemek yiyenlerin fotografi da olsa diyordum ama kimseyi rahatsiz ve rencide etmemek ugruna fotograf bile cekmemistim.

    Lokanta konusunda da yine gordugum ve yasadigimi yazdim, Saygon da daha cok ve guzel lokanta vardi sonucta. Bu konuda neden yalan soyleyeyim ki :) Hem Fas, Hint ve Italyan gibi bilimum lokantalari ben ne yapayim Vietnamda? Vietnam'in lokal lezzetlerini tatmak varken.

    Gol konusundaki yorumunuza gelince, haklisinizdir belki Hanoi'nin en onemli yerlerinden biri olabilir ama ben sadece 1-2 saat gezdigim icin bu kadar yazdim. Yazida da dedigim gibi tarihi hakkinda detayli bilgim yok zaten. Ama begenmediyseniz buyrun siz tum detaylari ile yazin, hepimiz okuyup ogrenelim ne dersiniz?

    Iletisim detaylarinizi birakirsaniz sizin Vietnam notlarinizi okumaktan ve bilmedigim kisimlari ogrenmekten memnun olurum :)

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails