Sevgili
Leylak dali'nin araciligiyla haberdar oldum
Euphoric'in kitap kulesi etkinliginden, dururmuyum hic bende yaptim kocaman bir kule ve fotografini cektim hemen :)
Tabii bayramdi seyrandi derken yayinlamam gecikti...
Ama tembelligin bu kadari! birde son zamanlarda okudugum kitaplari da ekleyeyim ayni yaziya dedim, iki ayri yazi yazmaktansa :)
Buyrunuz efendim asagidaki benim evdeki kitap kulem :) Okunmuslar, okunmamislar hepsi bir arada. Biraz fazlaca buyuk oldu, ne varsa koydum valla, eh gurbette kitaplara hasret olunca boyle gormedik oluyor insan :))
Kocakisisinin Turkiye seyahatinden sonra bavuldan ciktigina en cok sevindigim ganimetler bunlar oldu herhalde bu yil :) Zaten uzunca bir sure boyle kule halinde kaldilar, bol bol gozum doydu da sonradan tasinirken toplayip kaldirdim onlari :))
Ve birde kitaplara dair bir dipnot (pardon ara not oldu bu): Ihsan Oktay Anar'in yeni kitabi "Yedinci Gun" Eylulde cikiyormus, haberi gorunce sevinten deliye dondum :) Gerci cikar cikmaz alip okuyamayacak olmanin buruklugu var ama :( Elbet birkac ay rotarla okurum, heyecani daha simdiden sardi bile beni...
Sizlerle paylasayim bu sevinci dedim :))
Eh simdi gecelim son zamanlarda okunanlara...
Aslinda benim kocakisisine verdigim alinacak kitaplar listesinde yoktu ama o nobel odullu yazar Hermann Hesse'nin "Siddhartha" sini da alip gelmis, iyi de yapmis :)
Oldukca ilginc ve guzel bir kitapti. Hintlilere gicik oldugum su donemde bile zevkle okudum kitabi. Ve hatta daha bir iyimser gozlerle bakabildim onlara bu kitap sayesinde :)
Siddhartha adli gencin Buddha ve Nirvana arayisini, arayis surecinde yasadiklarini anlatiyor...
Kitabin beni tek hayal kirikligina ugratan kismi sonu oldu sanirim. Boyle maneviyata veya bilinmeyene dayali hikayelerin sonu hep bir yerlere varmiyor, varamiyor - veya vardigi son beni tatmin etmiyor :) Ne bekliyordum ki Buddha'yi gercekten bulup Nirvana'ya ulasmanin kisa yolunu soyleyecegini mi :))
Ne yalan soyleyeyim bana Budizm veya Hinduizm sacma geliyor. Ammavelakin onlarin o dingin huzurlu haline de ozenmiyor degilim :) Sanirim bu baslibasina baska bir yaziya konu olur onun icin kisa keseyim :)
Ve kitaptan sevdigim cumleler;
"Simdiye kadar onun gibi bakan, gulumseyen, oturan ve yuruyen kimse gormedim, diye gecirdi icinden Siddhartha, dogrusu bende onun gibi bakip gulumseyebileyim, oturup yuruyebileyim isterdim, oylesine ozgur, oylesine saygideger, oylesine gizli, oylesine acikyurekli, oylesine cocuksu ve gizemli. Dogrusu ancak kendi Ben'inin ozune girebilmis biri boyle bakar ve yurur."
"Bir kimse ariyorsa, gozu aradigi seyden baskasini gormez, bir turlu bulmayi beceremez, disaridan hicbir seyi alip kendi icine aktaramaz, cunku akli fikri aradigi seydedir hep, cunku bir amaci vardir, cunku amacin buyusune kapilmistir. Aramak bir amaci olmak demektir. Bulmaksa ozgur olmak."
"Bilgi bir baskasina aktarilabilir, bilgelikse hayir. Bilgelik kesfedilebilir, bilgelik yasanabilir, bilgelik el ustunde tasiyabilir insani, bilgelik mucizeler yaratabilir ama bilgelik anlatilamaz ve ogretilemez..."
******
Asli Perker'in "Sufle"si son zamanlarda en severek okuduklarimdan biri oldu...
Cikolatali Krep ve Demleme Cay gibi kotu bir deneyimden sonra mutfak cagrisimli bir diger kitap oldugu icin biraz cekinerek elime aldim kitabi acikcasi :) Lakin sufle bambaskaydi, oldukca insanin icine isleyen bir kitap.
Benim gibi mutfak, ozellikle tatli duskunu (!) okuyucular icin birebir bu kitap. Zaten kapagin guzelligine bakarmisiniz, kitabi elime aldikca kendimi mutfakta hissediyordum :)
Mutfak duskunu dediysem yanlis anlasilmasin, kitap bir yemek kitabi degil kesinlikle. Hatta aksine oldukca huzunlu bir sekilde uc farkli insanin hayatini anlatiyor parca parca. Okurken bogaziniz dugumleniyor bazen, bazen de oturup dusunuyorsunuz ne insanlar ne hayatlar yasiyor, su duvarlarin ardinda neler neler oluyor acaba diye... Ve sansliysaniz cogunlukla sukrediyorsunuz halinize :)
Bu kitaptan alinti yok hic, cunku ben kitabin tamamina bayildim ve oyle kaptirmisim ki kendimi cumlelerin altini cizmeden okudum :)
Kesinlikle tavsiye edeceklerimden biri bu kitap.
******
Okunup bitirilenlerden bir digeri de AZ...
Bu kitap hakkinda yazmalimiyim, yazmamalimiyim kararsiz kaldim aslinda. Cunku ben okuyup bitirene kadar yeterince bu kitap hakkinda yazilip cizildi, yeterince gundemde kaldi yani... ve hatta ben okuyan en son kisi bile olabilirim :)
Soyleyecegim uc bes sey var, zaten dedigim gibi cogunlugun okudugu bir kitap hakkinda yorum yapmak pek bir gereksiz geldi.
Tek kelimeyle etkileyici bir kitap!
Okumaya baslayinca elinden birakamiyor insan, tum igrencliklere ragmen. Ancak kitabin ikinci yarisi ilk yarisi kadar sarip sarmalamiyor insani, ve hatta abartili rastlantilar orgusu bir sure sonra insani yormaya basliyor - hani oyle ki bir ara dusunmeden edemedim "ulan kitabin sonunda hepimiz Ferda ile tanisip akraba cikacagiz galiba" diye :)))
Ayrica ikinci kisimdaki abartili Oguz Atay ve "Tutunamayanlar" duskunlugunu -reklam mi desem ama reklama ihtiyaci mi var Oguz Atay'in- hic cozemedim. Biraz fazla kacmis bence, ama yine de cogu insan gibi benim de Tutunamayanlar"i okunacaklar listeme eklememin en buyuk sebebidir bu kitap :)
Velhasil okumaya deger ilginc bir kitap ama ikinci yarida ilk yaridaki performansi beklemeden okuyun derim ;) Gecenlerde bir yerde okumustum cok da hosuma gitti su yorum; "Yeni bir Elif Safak yaratmaya gerek yok, abartmayalim" demis insanlar yazar ve kitap icin. Diger kitaplarini okumadigimdan yorum yapamayacagim ama kitap konusunda bu yoruma sonuna kadar katiliyorum.
Ve yine altini cizdiklerimden;
"Ve butun insanlar hayat tarafindan dovulur, nadiren de odullendirilirdi. Bu kadar basit."
"O andan sonra da, evde, baskin elementi aci olan kimyasal tepkime gerceklesmis ve Stanley'in buyumesi durmustu. Buyuyemeyen butun insanlar gibi kurdugu hayallerin icinde yuruyen Stanley'in ayagi bir cukura girip de tabani gercege degince cani yanmaya baslamisti. Yasi ilerledikce ve buyuyemedikce o can yanmasini daha cok hissediyordu."
"On dort yas... Tek ayaklari daima kirik oldugu icin sallanmaktan kurtulamayan kursulere sahip psikiyatri anabilim dalinin, adini ergenlik koydugu bir insanlik donemi."
******
Sahilde Kafka ise daha yeni bitti, hani etkisi hala daha uzerimde :)
Murakami ie ilk tanisma kitabim bu oldu, Murakami'nin fantastik dunyasina giris icin iyi de oldu sanirim - lale ablacim sagol tavsiye icin ;)
Japonlarin yaraticiligi, hayal dunyasi hep cok etkilemistir beni, bknz: anime duskunlugumuz :) Dunyanin bir kismindan farkli bir bakis acilari var, ada insanlari olduklarinda olsa gerek...
Murakami 15 yasindaki Kafka Tamura'nin evden kacisiyla basliyor anlatmaya. Kitabi okumaya baslayinca normal bir roman okudugunuzu zannediyorsunuz once. Ilerledikce Murakami'nin fantastik dunyasina adim atip sasirmaya, duslemeye ve gozunuzde canlandirmaya basliyorsunuz. Sayfalar birbiri ardina birer birer akip giderken ne zaman 100. ne zaman 500. sayfaya gelmissiniz anlamiyorsunuz bile :) Oldukca akici ve surukleyici bir kitap.
Lakin (lakini de var uzgunum) ben fazla gozumde abartip, beklentilerime tavan yaptirip okumaya baslamis olmaliyim ki bitirdigimde "vay be ne kitapmis, dunyanin en super kitaplarindan biri" demedim acikcasi :)) Birde kitabin bazi yerlerinde hikaye orgusunde ufak bosluklar vardi, oturmadi pek ama yine de kitabi zevkle okumaya engel degildi.
Severek, soluksuz okudum :) Hele hele sahilde yayilarak "Sahilde Kafka" okumanin tadi baskaydi :)
Fantastik kitap duskunleri icin kesinlikle okunmalilar arasinda bence ;)
Sanirim benden simdilik bu kadar, ben gidip yeni kitaplara gomuleyim bir ara yine topluca yazarim :))
Gitmeden birde dipnot duseyim: kitap severler henuz haberiniz olmadiysa Vikitap'a mutlaka katilin derim, cok guzel bir paylasim sitesi ;)
Buyrunuz Vikitap hakkindaki onceki yazim
burada...