Tuesday, January 18, 2011

Hayatin anlami

Ayaklarimi suruyerek gittim MR cektirmeye. Insanin yasi ilerledikce daha bir korkak mi oluyor ne, yoksa benimkisi yersiz bir husnu kuruntu mu? Hastahaneye girince dunya degisiyor birden bire… Doktorlar nasil katlaniyorlar buna anlamakta zorluk cekiyorum, her taraf hasta ve yasli insan dolu, caresizler, avurtlari cokuk, elleri ayaklari tutmuyor yada belki gozleri gormuyor… Belkide tipki birgun bizim olacagimiz gibi…

“Hayatin anlami” diye cinliyor kulaklarimda kucuk kardesin sozleri. Daha 15 yasinda, anne babanin sicak kucagindan baska biryeri gormemis, hayati sorgulamasi garip ve anlamsiz geliyor bana…

MR cektirecegim kata ilerliyorum hizlica. Cevreye bakmamaya calisarak, sanki bakmayinca onlarin hasta benimse saglikli oldugum gercegi degisecekmis gibi. Utaniyorum bundan, kiziyorum kendime bu kadar kiymet bilmez oldugum icin ve yine sukurlere boguluyorum sahip olduklarim adina…

“Hayatin anlami” sozcukleri yankilaniyor kafamda. Ah diyorum icimden, nasilda derin bir sorgulama bu boyle, cozebilen varmi ki sen cozmeye calisiyorsun kucuk cocuk…

Sonunda variyorum gidecegim yere. “Randevum vardi” diyorum, suratima bakip ”Bu islemin ne kadar tutacaginin farkindamisiniz? Odeyebilecekmisiniz?” diye soruyorlar, afalliyorum birdenbire. Saskinligim cahilligimden aslinda, o anda farkedemiyorum durumu benden cok daha ciddi olan zavallilarin sirf parasini odeyemeyecekleri icin bu kapidan donduklerini! Utaniyorum bir kez daha. “Evet odeyebilirim param var” demenin agirligi koskoca bir yumru olup oturuyor bogazima…

“Hayatin anlami” diyor iceride bir ses bir kez daha… Agzimin kenarinda aci bir gulumseme “Daha cok kucuksun cocuk” diyorum icimden ona, hayatin anlami aslinda hic senin aradigin ya da bekledigin gibi birsey degil aslinda…

“Hem benim saglik sigortam var” diyorum hemsireye, “Yok diyor saglik sigortasi odemiyor bunu”. Hatirliyorum bu ulkede saglik sigortalarinin ici bos, parasi olanlarin hakki var yasamaya. Utaniyorum birkez daha, para karsiligi sahip oldugum yasam hakki yuzunden.

Sessizce gecip bekleme odasinda bekliyorum siramin gelmesini.

Az sonra beni aliyorlar iceri. Tam iceri alirlarken beni goruyorum benden onceki kisiyi; yasli bir adam, kendinde bile degil oylesine yatiyor orada, hani sorsalar canli mi degilmi bilemem… yatiyor oylesine tek basina… Giydigim hastahane kiyafeti usutuyor deliler gibi, titremem ondan mi yoksa gorup yasadiklarimdan mi bilemiyorum. Korktugumu belli etmeden uzaniyorum MR masasina, derin bir nefes aliyorum.

“Hayatin anlami” diye konusuyor o urkek ama isyankar sesiyle kafamda. Ona anlatacak oyle cok sey varki aslinda, ama biliyorum yasamadan anlayamayacak, hepimiz gibi…

MR calismaya basliyor, korkuyorum, nefesim daraliyor iceride. Uzerime orttukleri ortu yetmiyor usuyorum veya belki de sevdiklerim yok yanimda ondan usuyorum karar veremiyorum. Kendi kendimi telkin ediyorum; “sadece 15 dakika daha fazla degil sonrasinda sapasaglam cikip gideceksin buradan ve devam edeceksin yasamina sahip oldugun tum zenginliklerle” diye.

Birden aklima dusuyor, ilk MR cektirisim, ilk kez bu tabut gorunumlu cihaza girisim… Tabuta girmeyecek kadar sansli oldugumdandi… Kazanin uzerinde 24 saat bile gecmemisti henuz. Bana bahsedilen ikinci hayat, ikinci sans…

“Hayatin anlami” diye sorguluyor yeniden kafamin icinde ufaklik, ahh diyorum boyle tecrubelerle ogrenme sakin, kiymetini bil sana verilen sansin cunku ikinci bir sans verilmeyebilirde…

Bitmek bilmiyor bir turlu makinenin ugultusu… Icim daraliyor, kendimi kapana kisilmis hissediyorum. Bir sonraki gun yapacaklarimi dusunuyorum… Her zaman yaptigim gibi hayatin gundelik telaselerinde boguyorum derin dusuncelerimi ve korkularimi…

“Hayatin anlami” diye soran narin sesi cinliyor bir kez daha beynimde… Ahh kucuk kardes diyorum, hergun saglikla aldigin tek bir nefes bile iste o senin deliler gibi aradigin hayatin anlami…

“Sonuclari doktor gorup yorumlayacak, gidebilirsiniz” diyorlar, kacarcasina uzaklasiyorum. Eve donus yolunda metroya atiyorum kendimi, agzina kadar dolu herzamanki gibi, son bir saatte gorduklerimden sonra soylenmeye utaniyorum… Duragima geldigimde acele ile atiyorum kendimi disari.

Tam onumde hintli bir cift var; gariban ve pislik icinde… Inanilmaz agir kori kokusu geliyor burnuma onlardan, kacamiyorum. Inatla soylenmiyorum bu kez, soylenemiyorum! Kori kokusu genzimi yakiyor, midem bulaniyor gun boyu yasadigim herseyden oturu. Durup iki dakika soluklaniyorum.

“Hayatin anlami” diye fisildiyorum kendi kendime, gulumseyip naifligine yola devam ediyorum…
A.

Anneye dip not: endiseye gerek yok bel agrisi icin gittigim MR bu ;) hem doktor birseyin yok “macar salami” gibisin dedi :D

20 comments:

  1. bir sürü şeyi bir anda düşündüren bir yazı olmuş. bu arada iyi olmanada sevindim.

    ReplyDelete
  2. İşin acısı bütün bunlar değişmiyor, her yerde bir şekilde tekrar ediyor. Parası olanın yaşamaya hakkı var ve hep öyle olacak.

    ReplyDelete
  3. Burcu arada bir durup dusunmek lazim sanirim, ben bu kadar cok seyi dusununce birde yazivereyim bir koseye dedim ;)
    Dedim ya macar salami gibiyim :D sagolasin.

    Aslı sanirim degismesi bizim elimizde olan birsey degil, hayat adil degil ne yazik ki :( biz sansli azinliktaniz ne mutlu.

    Mavi Balon sagol, zaten birseyim yoktu ben biliyordum :)

    ReplyDelete
  4. annene notu keşke yazının başına koysaydın :)) ben bile telaşlandım macar salamı :))) geçmiş olsun!!!

    ReplyDelete
  5. Geçmiş olsun canım...
    Macar salamı gibi nasıl olunuyor merak ettim ama:)))

    ReplyDelete
  6. Ahh keşke hayatın anlamını o yaşlarda bilebilseydik. Maalesef insan ancak yaşı ilerledikçe anlayabiliyor :( Nefes aldığımız her an çok değerli kıymetini bilip ona göre yaşamalıyız. Geçmiş ve son olsun canım. Çok şükür sonuç iyi çıkmış.

    ReplyDelete
  7. Sevgili A-H;
    İyiki doktorun o son söylediği cümleyi yazmışsın: "macar salamı" Yoksa annen kadar ben de merak edecektim.
    Biz senin hep gezmelerine alıştık bizleri öyle hastane koridorları MR gibi bilmek istemediğimiz, sana yakıştırmadığımız şeylerle meşgul etme.Tamam mı güzel çocuk geçmiş olsun sevgilerimle.

    ReplyDelete
  8. yazının sonuna kadar endişelenmedim değil ama bir şeyin yokmuş neyse ki :)))

    bu arada A"hh kucuk kardes diyorum, hergun saglikla aldigin tek bir nefes bile iste o senin deliler gibi aradigin hayatin anlami…" demişsin ya işte orada bitirdin beni...

    çok güzel bir yazıydı bu...
    yüreğine sağlık

    ReplyDelete
  9. ilk okuduğumda bayağı korktum ama sona doğru rahatladım.korkuttun beni çok :((

    ReplyDelete
  10. geçmiş olsun...
    bu yazıyı bir tarafa kaydedip,her küçük şeye sıkılınca dönüp okumalı...
    mutlu olmak için ne çok nedenimiz var:))

    ve sağlık hizmeti...hep parası olanlar için gerçekten hizmet var,orada,burada,her yerde...ne yazık ki!!!

    ReplyDelete
  11. Hayatın anlamını biliyorum.
    Öldüğümde bir anlamı kalmayacak...

    Ciddi bir sorunun olmadığını bilmek güzel.
    Ben de çok ciddi bel ağrıları çekiyordum-çekiyorum.
    Ofisteki koltuklarımız özel tasarlanmış ve vücuda mükemmel uyumlu olduğu halde diken batmış gibi deliriyorum bazen. Doktor sebebini açıkladı uzun uzun.
    Beli güçlendirmek gerekiyor, sana öyle söyleyeyim. Kilo fazlası olanların işi daha da zor.
    Nasıl açıklasam bilmiyorum ama çok mantıklı;
    bir yüzük düşün o senin et-kemik sinirin içinden geçmesi gereken alan.
    içinden bir saç teli, iplik geçir.. o da sinir.
    O sinirin tam ortadan geçmesi, yüzükle temas etmeden durması gerekiyor. Ne zaman ki sinir kemiğe yaklaştı veya sinir demetinin olduğu alan baskı yapıp değdi kemiğe... o zaman çıldırtıyor ağrı.
    Bu sebeple o sinir demetinin bulunduğu kası güçlendirmek, kemiğe baskı yapmamasını-yaklaşmamasını sağlamak gerekiyor.
    En basit haliyle doktorumun bana açıkladığı bu idi.
    Totomdan anlamadıysam tabi :)
    Otur otur öldürüyoruz kendimizi :/

    Bir de; evet, şükretmek gerekiyor.

    ReplyDelete
  12. evet her yer ani gibi. Burdada saglik sigortasi bir cok seyi karsilamamaya basladi.

    Söz konusu saglik olunca "paran varmi" sorusu insana ne kadar itici geliyor....hayatin anlamini belirliyormus gibi artik...para her sey demek... malesef...paran yoksa sende yok olabilirsin gibi..

    Okurken icimi titreten bir yaziyken anneye yazilan son notla birlikte icimi isitan bir yaziya dönüstü:)
    Macar salami gibi saglam olamaya devam etmen dileklerimle..

    ReplyDelete
  13. hahaha minimalist endiseye gerek yok ;)saglamim cok sukur :)

    Leylak Dalı tesekkurler, macar salami ailemle benim aramda bir espriydi, ona ithafen yazdim ne kadar iyi oldugumu anlasinlar diye :)

    Yeşim tesekkurler :) kesinlikle haklisin, iste tecrubeler karsiliginda yillari vermek gerekiyormus demek ki:(

    ReplyDelete
  14. sufi endiseye mahal yok, iyiyim cok sukur, gezmelere de devam ederiz umarim :)
    bu arada macar salami doktorun dedigi birsey degil benim uydurdugum birsey :)

    maya tesekkurler :) sevindim begenmene, senin gibi kelimelerle dans edemesemde aklimdan gecenleri yazdim iste ;)

    Nihancim korkma yahu dedim ya macar salami gibiyim ;) Insanoglu dayaniklidir, en iyi sen bilirsin bunu :)

    ReplyDelete
  15. CEPAYNASI aynen oyle yoksa gunluk hayat telasesinde arada kaynayip gidiyor tum detaylar...
    Saglik hizmetine gelince emin olun Turkiye buradan kat be kat iyi, her ne kadar soyleniyor olsak da memleketimize biz buraya geldikten sonra arar olduk :(

    Ella onun icin yasamak lazim ve Singapurdaki esi dostu ziyaret etmek lazim dimi :)))
    Bel agrisi konusuna gelince doktor yanlis hareket problemi oldugunu soyledi eh tabii ki birde egzersiz yapmak lazimmis artik :(

    sünter hanim aman diyeyim siz bari soylenmeyin saglik hizmetlerine, omrumde ilk kez gece yarisi dis klinigi acik, yilbasi tatilinde! ise kulak burun bogaz klinigi acik bir ulke gorduysem orasi da Almanyadir :)
    Siralamada ilk basta Almanya, sonra Turkiye, sonrada Singapur var benim gordugum saglik hizmeti siralamasinda, bilginize :))
    Anneye not sadece anneye olmakla kalmayip oldukca ise yaramis gibi :)

    ReplyDelete
  16. Ne güzel yazmışsın üzüldüm ah ah dedim. Geçmiş ve son olsun canım. Çok şükür sonuç iyi çıkmış. Her daim iyilikler bulsun bizleri.

    ReplyDelete
  17. ஐ : ) STİL DİREKTÖRÜ ( : ஐ hosgeldin oncelikle :)
    valla uzmek degildi maksadim bunu yazarken, icimden gecenleri yazdim iste oyle.
    Ne guzel demissin her daim iyilik bulsun bizleri hakikaten ;)

    ReplyDelete
  18. Öncelikle geçmiş olsun diyorum. Hastahaneler beni ifrit ediyor. İnsanlara yapılan muameleden tut, çifte standardlara, doktorların tavırlarından hemşirelere kadar her şeye uyuzum. Bu hayatta en önemli şey sağlık, ah bi de kimselere muhtaç olmasak ne de güzel olurdu.

    ReplyDelete
  19. Leah cok tesekkurler :)
    kesinlikle ayni fikirdeyim bende, hastanelerdeki muameleye maruz kalmamak icin insanin gidesi gelmiyor :(

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails