Ne zamandir oyun yazisi yazmamisim...
Hele hele daha ilk goruste kartlarina vuruldugum bu oyundan bahsetmemem ne buyuk kayip. Fotograflari cekip yukleyeli aylar olmus halbuki, unutulmus kalmislar.
Kartlarinin her biri bir sanat eseri gibi, inanilmaz bir hayal gucunun eseri...
Oyunun adi Dixit, bir Fransizin elinden cikmis, zaten kartlarin uzerindeki resimlerde acikca belli ediyor bunu sanirim :)
Dedigim gibi daha ilk goruste vuruldum kartlari gorunce, mutlaka almaliyiz listesine girdikten az bir sure sonra da aldik zaten :))
Ancak biraz acele etmis oldugumuzu oyun elimize ulasinca farkettik ki! oyun en az 3 kisiyle oynaniyormus :)) Bizim evde ise kocakisisi ile benden baska kimse yok ki :) Oyunu hakkiyla oynamak icin bizimkilerin ziyarete geldigi tarihe kadar beklemek zorunda kaldik, iyiki de beklemisiz oldukca eglendik hep birlikte oynarken :))
Aslinda cok basit bir oyun, her oyuncu elindeki bir karti secerek ve karti gostermeden bir hikaye anlatiyor, veya sarki soyluyor, veya bir kelime soyluyor, her ne isterse...
Daha sonra diger oyunculardan her biri anlatilan hikayeye en uygun ellerindeki karti kapali olarak veriyorlar ve deste karistiriliyor. Oyunun amaci deste yeniden acildiginda diger oyuncularin hikaye anlaticisinin elindeki karti bilmesine dayaniyor. Tabii herkes bilirse veya hickimse bilemezse anlatici kaybediyor ;)
Ailecek veya yakin dostlarla oynamak icin birebir bu oyun. Ozellikle ayni gecmisi, ayni zamani gecirdiginiz insanlarla bag kurmak ve hikaye anlatmak cok zevkli ve kolay oluyor.
Sanirim bizim ailece oynadigimiz zamandan en cok aklimizda kalan ve bizi en cok gulduren babamin anlattigi "nev-i sahsina munasir" garip hikayelerdi. Sonuc olarak kendi hayal dunyasinin salt ornekleri ile bizi saskina cevirdi, kartla hic mi hic alakasi olmayan hikayeler anlatip bizi afallatti :) Birde ustune "ee hic biriniz bilemediniz ben kazandim" diye iddia etmezmi :)))
Tum desteden sadece birkac ornek...
Dedigim gibi kartlar harika, her birinden ne hikayeler veya ne anilar cikiyor...
Sizde bakin bakalim kimbilir ne hikayeler gelecek akliniza ;)
Hakikaten; kartlar bir içim su imiş :)
ReplyDeleteÇok beğendim.
İyi ki almışsınız.
Dilerim birlikte oynamak ta kısmet olur kuzum :)
Ella sen boyle deyince dusundum biran, memlekete donmusuz (donebilmisiz!) bir haftasonu keyif yapiyoruz hep birlikte bir yanda caylar kahveler diger yandan oyunlar falan... ne guzel olurdu be :))
ReplyDeleteÇok severim böyle oyunları. Merak ettim şimdi.
ReplyDeletemasal gibi oyunmuş.:)
ReplyDeletebayıldım.
:)
Maksat memlekete dönebilmek olmasın bence... maksat, birlikte olabilmek, görüşebilmek, dünyanın öteki köşesinde de olsak yine çay-kahve-börek-kek-oyun gırgır yapabilmek olsun :)
ReplyDeleteHakikaten çok güzel olur be :)
Bu arada;
Yidim ben bu kızı senin yerine, mıncırdım, sıktım, totosuna patpat vurdum, bissürü öptüm, azıcık kızdırdım :)
Bayıldım bu kartlara... Bu tür oyunları biz de çok severiz.
ReplyDeleteLa Loba kesinlikle cok eglenceli bir oyun, dedigim gibi ozellikle aile ve arkadaslarla oynamak icin birebir ;)
ReplyDeleteMelodram hosgelmissin ;)
Aynen oyle masal gibi, kartlarin icinde insan kendini kaybediyor resmen :)
Ella olmuyor iste oyle dunyanin obur ucunda bile olsan gorusmek, oturup karsilikli cay kahve icmenin tadi nerde var ;)
lale ablacim sevilmeyecek gibi degil ;) bizde cok seviyoruz boyle oyunlari, evin her kosesinde ayri gayri televizyon falan izlemektensen bir arada cok guzel zaman geciriliyor boyle :)
ReplyDelete