... Kapici dediginiz Alman ideolojisi'ni okumaz, dolayisiyla Feuerbach uzerine on birinci tezi soyleyemez. Ustelik, Marx okuyan bir kapicinin gozu ister istemez yikiciliktadir. Bu kapicinin kendi ruhunu yuceltmek icin okuyabilecegi hicbir burjuvanin kafasindan gecirmedigi bir munasebetsizliktir...
Baslangic paragraflarindan biri...
54 yasinda, yasamak icin ust tabaka zenginlerin bulundugu bir apartmanda kapicilik yapan Renee'nin hikayesini anlatiyor. Gercekte kapicilik kisvesinin ardina saklanmis, hayatta okumaktan, sanattan, felsefeden baska bir amaci olmayan bir kadin Renee. Kitap ise onun yolunun apartmana yeni tasinan "Bay Ozu" ve hayatin anlamini bulma cabasindaki "Paloma" ile nasil kesistiginin hikayesi.
Oncelikle sunu belirteyim ki felsefe agirlikli kitaplar hic benim tarzim degildir (Ihsan Oktay Anar kitaplari haric) okumam, okuyamam.
Zaten okulda da felsefe dersim icler acisiydi :) Oldum olasi soyut gerceklik degil somut gercekliktir beni tatmin eden. Ama nedense bu kitap ile ilgili oylesine harika yorumlar okudum ki almadan, okumadan edemedim...
Ki bu birinci yanlis!
Kitaba baslamak icin tatil zamanini, sahile serilip dalgalari izlerken ruhumun ve bedenimin en uzaklarda oldugu bir zaman dilimini sectim ki...
Bu da ikinci yanlis!
Tatilde en kafa yormayan, en kolay okunan kitaplar tercih edilmelidir. Yani en azindan bu kural gecerlidir benim icin her zaman :)
Sonuc olarak kitap elimde surundu :( Ki birkac hafta oncesinde kocakisisi diyordu sen ne hizli okuyorsun kitaplari diye. Kitap yarim birakmayi sevmedigim icin zorladim okumaya. Ancak ilk 70-80'inci sayfadan sonra biraz daha okunabilir bir hal aldi. Ilk bolumlerdeki agir felsefik ve edebi aciklamalar oldukca yordu beni. Her gun ha biraktim ha birakacagim seklinde okudum.
Sonlara dogru okunabilir hal aldi, hikaye ilerlemeye basladi.
Kitap oyle carpici bir sonla bitti ki, "iyi ki okumusum cektigim eziyete degdi" dedirtti!
Kitabi okurken Paloma ile ilgili bolumleri her okuyusumda ister istemez kucuk kizkardes geldi aklima, ne kadar benzesiyorlar "hayati sorgulayan" aceleci ve naif tutumlari yuzunden.
Sonuc olarak okumaya deger bir kitapmiydi, degerdi.
Kimseye tavsiye edermiyim, kufur yememek icin etmem :) Her koyun kendi bacagindan asilir, zoru seven, felsefe, edebiyat ve sanat duskunleri okusun ;)
Ve kitaptan sevdigim cumleler...
...Ben, yapilacak tek sey oldugu kanisindayim: Dogma nedenimizi bulmak ve bunu elimizden geldigince iyi, butun gucumuzle, okuz altinda buzagi aramadan ve bizim hayvan dogamizda tanrisallik oldugunu sanmadan yerine getirmek. Olum bizi alacakken yapici birsey yapmakta oldugumuz duygusuna ancak o zaman variriz. Ozgurluk, karar, irade, butun bunlar kuruntudan ibarettir...
...Insanin acgozlulugu! Arzulamaktan vazgecmeyiz, hatta bi bizi yuceltse ve oldurse bile. Arzu! Bizi tasiyan ve carmiha geren odur. Bizi onceki gun kaybettigimiz ama gunes dogdugunda yeniden bir fetih alani gibi gordugumuz muharebe alanina hergun yeniden tasir. Yarin olecekken, un ufak olmaya mahkum imparatorluklar insa ettirir bize. Sanki bu imparatorluklarin pek yakinda cokeceklerini biliyor olmamiz, onlari simdi insa etme acligimiz icin onem tasimazmis gibi sahip olamayacagimiz seyi istemenin imkanini bize esinler...
yanımda yöremde iyi ki terlik yok; kendiliğinden elim uzanıp kafana fırlatabilrdim. Sıkılmışmış, "kirpinin zerafeti"nden. Çabuk kaybol!:))
ReplyDeleteGurbet Kuşları balşığını ekliyorum araştırma notuna :)) güzel kitapmış konu da ilginç :)
ReplyDeleteUsta ne yapayim sıkıldım yahu :))
ReplyDeleteYa zamanlama yanlisti yada ben yanlistim bu kitabi okumak icin, bilemedim :D
Bolat ekle kesinlikle gurbet kuslarini da ;)
merak uyandıran bir yazı:)))
ReplyDeleteo kadar çok kitap birikti ki okuyacak,bu da aklımın ucunda dursun bakalım:)
CEPAYNASI okunacak kitaplar listesi hic bosalmiyor benim de ne guzel :))
ReplyDeleteBu kitabı bir başka blogda daha gormustum, sanırım kesınlıkle okunmalılar arasına gırdı,: )
ReplyDeleteannemahsustan zorlasa da okumaya deger bir kitap, umarim seversin :)
ReplyDelete