Monday, June 21, 2010

Suskunlar

...Muhtesem Neyzen Batin Hazretleri'nin Konstantiniye'de bulundugu zamanlarda, yani Sultan Ahmed-i Sani Efendimiz'in devri saltanatindan sonraki senelerden birinde, Saban ayinin ondorduncu gecesi, Yenikapi'nin dar ve issiz sokaklarinda kol gezen o ihtiyar bekci, gokyuzunde ansizin kapkara bulutlar peydah olur olmaz hic sasirmamisti. Cunku Padisah-i din-fena hazretleri'nin mulku olan su Konstantiniye'de, yerin oldugu kadar gogun de, beklenmedik durumlara sahne olabilecegini az cok bilmekteydi...


...Bu insanlari rahatsiz ettigini dusunup utanan Eflatun cekinerek, sikkesine destar sarmis seyhe sordu: "Beni affedin efendim. Bir yanlis anlama da olabilir ama, beni siz mi cagirdiniz? Bana siz mi 'Gel' dediniz?" Eflatun'u tepeden tirnaga suzen seyh ona su cevabi verdi: "Biz insanlara 'Gel' diyenleriz. Dogru yere geldin." Sevince kapilan Eflatun, kendisine gulumseyen seyhe su soruyu sordu: "Peki beni niye cagirdiniz? Bir emriniz, bir ihtiyaciniz mi var?" Gozlerinin ici gulen seyh, usul geregi, kalkmadan once yeri optu ve "Evet" dedi. "Senin temiz kalbine ihtiyacimiz var. Bazilari var ki buraya gelir ve huzur bulur, yine bazilari var ki buraya gelir ve bizler onda huzuru buluruz"...


...Kahin, gorebilen tek gozuyle aynaya bakti ve uzun boylu, cekik gozlu o adami gordu. Bunu gormek, kendisi gibi digerlerininde icinde yasadiklari o dunyadaki asil hakikati gormek demekti. Gozun gorevinin gormek degil, hakikati gormek oldugunu soyleyen alim aklina geldi. Hakikati goren gozun baska hicbirsey gormesine gerek yoktu. Yedikule kahini'nin yegane gozune de bu sekilde perde indi. Ama kor olmasina ragmen hicbirsey gormuyor degildi. Gozlerinin ona gosterdigi yegane sey, o ucsuz bucaksiz karanlikti. Tipki sessizligi dinleyen Eflatun gibi, kahin de sustu. Belki de susmak, gercegi anlatmanin tek yoluydu...


"Eflâtun rengi hayaller kuran bir “suskun”un sözleridir, bu roman" diye anlatiyor yazar kitabin arkasinda. Hangi yazar mi? Tabii ki buyuk ustad Ihsan Oktay Anar...

"Suskunlar" in haberini ilk aldigimda ki sevincimi hala hatirlarim, tipki tum Ihsan Oktay Anar kitaplarinda oldugu gibi. Bircoklari gibi bende de bu tutku beni benden alan, dunyami baskalastiran, bircirpida okuyup bitirdigim ama yillarca etkisinden kurtulamadigim ve asla yerine baska bir romani koyamadigim "Puslu Kitalar Atlasi" ile basladi...
Gel gor ki Suskunlara elim bir turlu ermedi, aldigim kosede beklemek zorunda kaldi beni. Oyle gundelik telaselerin arasina SIKIstirmak istemedim onu. Hakettigi gibi sindire sindire, uzerinden sayisiz kereler gecerek, okurken kendimden gecip, heyecanlanarak, hirslanarak, sevinerek, her detayi merak ederek yani yasayarak okuyabilmeliydim cunku.

Okudum da...
Yine cok harika bir eser olmus sevgili Ihsan Oktay Anar. Yine mest etti beni ve yine hayretler icerisinde birakti, bir insandan bu kadar mi dolup tasar bilgi? bir insan dili bu kadar mi guzel kullanir, anlatimi bu kadar mi guzel olur?
Kitabin her sayfasinda her satirinda buyulendim, yeni yeni yerler kesfettim, zamanda yolculuk ettim, hayatin anlamini sorguladim defalarca ve herseyi birakip gitmeye yada herseyi sil bastan degistirmeye karar verdim sayisiz kere...
Velhasil inanilmaz zevk aldim her kelimesinden.

Okuyun bu kitabi mutlaka size benden nacizhane bir tavsiye, pisman olmayacaksiniz, hatta tum Ihsan Oktay Anar kitaplarini okuyun... Puslu Kitalar Atlasiyla baslayin buyulenmeye ve devam edin digerleriyle...
Bosluktayim simdi baska hicbir kitap tad vermiyor sevgili Ihsan Oktay Anar, cok uzatma arayi olurmu hasretle bekliyor olacagim yeni kitabini.
A.

13 comments:

  1. İhsan Oktay Anar'ın bir kitabını okuyabildim bu güne kadar. Bunu da mutlaka okuyacağım ama :)
    ayrıca blogun çok şirin olmuş ayy çok güzel ki :)

    ReplyDelete
  2. Lou mutlaka oku ;) hatta ozellikle Puslu Kitalar atlasini oku derim :)
    bu arada benim blogum hep boyleydi ki sasirdim bak simdi :S

    ReplyDelete
  3. Okuyacağım :) Zaten heyecanlıyım yeni kütüphanem için, anneeaaammm, okur okumaz paylaşırım duygu ve düşüncelerimi :) Öptümm...

    ReplyDelete
  4. Sazan bu ne hiz, ne guzel enerji :)
    tü tü tü masallah masallah :))

    ReplyDelete
  5. Harika bir kitaptı, geçen yaz okumuştum. Puslu Kıtalar Atlası da şahaneydi, değil mi?

    ReplyDelete
  6. ihsan oktay ın Amat ını mutlaka öneririm.ben kitaplarının çoğunu okudum.pek çok türk yazarından daha farklı bir hayal dünyası var.en azından orjinal.yok yaa sen bayaa kafadengisin.seni niye sevdiğimi düşünüyordum bende.

    ReplyDelete
  7. Asli kesinlikle sahaneydi, zaten benim favorim Puslu Kitalar Atlasi :)

    Nihan Amat cikar cikmaz okumustum, herhalde en gec okuyabildigim Suskunlar oldu bu gune kadar. anlasilan cilginlik seviyemiz ayni seninle :)

    ReplyDelete
  8. Hep beyaz bir fon üzerineydi blogun, son gördüğümde gayet cici bir tamplates vardı.. Kenarlarında Paris fotoğraı olan.. Aman yarabbim ben yaşlanıyor muyum yada yanlış mı görüyorum ki :( Şu an da beyaz fon var acaba ben mi göremiyorum :(

    ReplyDelete
  9. Lou blogu ilk actigimdan beri ayni template i kullaniyorum ben - Parisli olani.
    Saniyorum ki sen goremiyorsun :( neden acaba? bak simdi icime kurt dustu, acaba herkes beyazmi goruyor yoksa template gorunuyormu :/

    ReplyDelete
  10. Şu an beyaz görüyorum ben :(

    ReplyDelete
  11. hadi ya :( halbuki ne cici benim template im :(
    mozillayla goruyor sordugum kisiler, belki ondandir sen ne kullaniyorsun? gerci ben explorer ile de goruyorum ya.

    ReplyDelete
  12. Eski bir yazın ama biraz önce son yazını okurken alttaki pencerede görünce girdim hemen.İhsan Oktay Anar ile ilgili olunca bakmadan geçmek olmazdı çünkü.
    Biraz uzun bir yorum olabilir şimdiden affola.:)
    Bazı yazarlar vardır ki kitaplarını sıra ile okumakta fayda vardır.Hem yazarlık serüvenlerindeki gelişimi takip edebilmek için hem de düşün dünyalarının izlerinde doğru yol alabilmek için.İhsan Oktay Anar da onlardan birisidir.Puslu Kıtalar Atlası o yüzden başlangıcın yapılması gereken ve Suskunlar da mutlaka sona bırakılması gereken kitaptır. Bir çok yazarın felsefe ve felsefeye bakış açılarını içeren roman ya da edebi metin yazdığını biliyoruz ama Türk Edebiyatında en azından son 30 yıldır pek görülen bir durum değildir bu. Hele içe dönük yazıların arttığı da düşünülecek olursa. Varlık ( ide ) kavramı, zaman, zaman- mekan ilişkisi, ölüm v.b. konular üzerine tek bir metinde birden fazla söyleyecek sözünü metinlerin içine gizleyerek yaqzabilen fazlaca yazarımız çıkabilmiş değildir. Üstüne bir de dilin kullanımındaki ustalık eklenecek olursa bu ilgiyi hak ettiği bir gerçektir. Kaleminin ustalaşması ise Suskunlar da kendisini iyice belli etmekte, olay örgüsünün oluşumu, yan öykülerin çokluğu, karakter sayısındaki artış ve çözülme bölümleri okuyucuyu zorlar boyutlara gelmiştir. Bir başka önemli nokta da (Eski) İstanbul'un tüm romanlarında romanın gizli karakteri kadar ustaca kullanılmasıdır.
    Kişisel olarak İ.O.A. nın tarafımdan ayrıca sevilmesinin nedeni ise KARŞIYAKALI olmasıdır.Bir de yetmezmiş gibi bizim mahallenin genci olması.İhsan Abi, Ticaret Lisesinin bahçesinde bizimle basketbol oynardı lise yıllarımızda.Uzunluğu sebebi ile zıplamadan sayı atabiliyordu. O zamanlar da sessizdi. 76 mezunudur KArşıyaka Lİsesinden ve sen bu kitabı okuyup bu postu yazmadan 4 ay önce Nisan ayında, Lİse Vakfının bahar yemeğinde beraberdik. Edebiyat dünyasına dönük o sessizliğinin tam zıddı eğlenen keyif alan herkesle gülüp şakalaşan, kitapları hakkında tarafımdan yapılan tüm sıkıştırmalarına gülerek yanıt verebilen birisi. Yeni kitap soruma, muzip muzip gülüp "Okuldan kafayı kaldırabilirsem bitecek" demişti. Ege Üniversitesi Fen-Edebiyat FAkültesi Felsefe Bölümünde öğretim üyesi. İzmir'e yolu düşenler, yaz aylarında Bostanlı'daki YAsemin KAfe'ye uğrasınlar akşamüstü İhsan Oktay'ı, birası ve sigarası ile denizi seyrederken görebilirler.

    ReplyDelete
  13. Avram Usta tesekkurler bilgilendirme icin :)
    Uzun yorum ne demek mutlu oldum aksine. Ihsan Oktay Anar cok cok sevdigim bir yazar ve onu boyle detayli dinlemek, ogrenmek mutlu eder ancak beni :)
    Kitaplari ve yazimi konusunda yazdigin her cumleye sonuna kadar katiliyorum. Ancak yazarligi ne kadar gelismis olursa olsun, Puslu Kitalar Atlasinin bendeki yeri bir baskadir :)
    Umarim gunun birinde kendisi ile tanisma ve sohbet edebilme imkanim da olur.

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails