Thursday, September 2, 2010

Bir muzikal macerasi

Yaklasik iki yil kadar onceydi… Afislerini gorup buyulendim aninda. Hayatta gordugum en sade ve en anlamli afislerden biri benim icin. Simsiyah bir arkaplan ve uzerinde parildayan iki tane goz. Guzelliklerinden belli insan gozu degil bunlar, kedi gozu… O anda asik oluyorum ve kararimi verdim, ne pahasina olursa olsun gitmeliyim ve izlemeliyim bu sovu.

“Cats” muzikalinden bahsediyorum…





Universite yillarini Ankarada tamamlayip bir kez bile operaya gidemeyen ben, gidemedigim icin hala daha icimde ukdeler dolu olan ben, yillar yili tiyatrolarin gonlumde her zaman apayri bir yeri olan ben, burnumuzun ucunda Frankfurt’ta dunyanin en buyuk operalarindan birinin varligini daha yeni kesfeden yine ben... Karar verilmistir, hele hele isin ucunda kedi gibi kutsal ve muhtesem bir varlik varsa gidilmez mi?

Arastirmaya basliyorum ve goruyorum ki (korkmayin opera yanmadi hahahaha) Cats dunyanin en onemli muzikallerinden biriymis (ne ayip bilmiyorum ben, ama gecte olsa ogrendim). Eh hal boyle olunca, birde isin icine Frankfurt operasi girince fiyatlar inanilmaz ucuk. Hani yani ogrenciyiz daha o zaman, bizi fazlasiyla asiyor. Ama gitmem lazim, hayatimda opera izleme firsatim olmadi benim… hemde Cats gibi buyuk bir muzikal geliyor… hemde Frankfurt operasina bu kadar yakinken… Pes etmiyorum ve en ucuz gruptan biletlerimizi paraya kiyarak aliyorum. Hatta goruyorum ki aylar oncesinden cok az sayida bilet kalmis, aferin diyorum kendime, bu kadar onemli ve guzel bir gosteri olmasa boylemi olur, iyiki aldin biletleri.

Ve buyuk gun gelip catiyor, ta ta ta tammmm…

O gun isten cikar cikmaz trene atlayip Frankfurtta aliyoruz solugu. Frankfurt operasinin onune geldigimizde ortalik ana baba gunu gibi. Neyse efendim siraya girip yavas yavas iceri giriyoruz. Bu arada normalde moda nedir bilmeyen almanlar nasil bir susluler agzim acik kaliyor. Gundelik hayatta salasliklarindan ve spor kiyafetlerinden gram odun vermeyen insanlar oraya bildigin balo kiyafetleriyle gelmis! Sorsan iceride nisan dugun falan var derim. Hatun kisiler pur makyaj, elbiseler inanilmaz. Erkekler smokinle gelmis, hayir abartmiyorum bildigin takim elbise yada smokin. Hadi bilemedin en kotusunde gomlek ustu blazer ceket. Onlari gorunce kendimi nereye sokacagimi sasiriyorum. Halbuki bende evdeki en suslu kazagimi giymistim o gun – kazak ya kazak!!! Millet tuvalet giyip gelmis diyorum. Altimda kot ayagimda bot, hele birde butun gun it gibi calisip gelmisim gozlerin alti bir parmak mor yorgunluktan :) Daha ne diyeyim. Koca kisisinin de durumu benden pek farkli degil tabii ki.

Almanlari ilk defa cani gonulden takdir ediyorum, sanata ve sanatciya saygilarindan dolayi. Lise ogrencisi dolu ortalik, hepsi daha o yastan alisiyorlar, o yastan ediniyorlar bu aliskanliklari. Yurdum insaninin “ben boyle sanatin icine tukururum” soylemleri geliyor aklima, ve kahroluyorum. Turkiye Avrupa ulkesiymis, pehhh siz anca kendi yandaslariniza yutturursunuz o yalanlari. Neyse siyaset yok, siyaset yok! Yaziya devam :)

Yerimizin tam olarak neresi oldugunu anlayamayinca bir gorevliden yardim istiyoruz. Gorevli asansore binip 6. Kata cikin diyor ve biz dumur oluyoruz! Opera binasi tam tamina alti katliymis. Gordugumuz en harika (kac tane gorduk ki baska) opera binasina girmenin gururunu ve sevincini yasayamadan o saskinlikla kendimizi altinci katta buluyoruz. Yerimizi buluyoruz ki… Allahim saka gibi, en sondan bir onceki sira! Zaten altinci kat olmasi dolayisiyla sanki evin terasindan bakar gibi bakiyoruz sahneye. Orda bir sahne var uzakta, o sahne bizim sahnemizdir… gormesekte, duymasakta…

Neden sasirdim ki, simdiye kadar coktan suphelenmeliydim nasil oldu da hersey bu kadar yolunda gitti, nasil bir sorun cikmadi diye. Eh yapacak birsey yok tabii, el mecbur oturup seyredecegiz. Koca kisisi basladi soylenmeye, zaten karni da ac (eyvah acikinca hircinlasir). Bende kendimce teselliler uyduruyorum “bak cevrede bir suru buyuk boy ekran var en kotu onlardan gorecegiz” “bu adamlarin ses sistemi iyidir, bisey group duyamayacaksak neden satsinlar bunca bileti” “hem bak bunca insan bosunami gelmis elbet onlarinda bir bildigi vardir” diyerekten.

Birkac dakika icinde sov basliyor ve biz aci gercekle karsi karsiya kaliyoruz… Hicbirsey gorulmuyor, sahnede hoplayip ziplayan insanlar ancak parmak buyuklugundeki figurler kadarlar. Bunulada kalmiyor sesler bize gelinceye kadar inanilmaz bir sekilde karisiyor, eh adamlarin hepsinin Ingiliz olmasi ve inanilmaz agir bir aksanlarinin olmasi da tuz biber, birde muzikal zaten tumden bitigiz yani. O cok guvendigim ekranlardaki goruntulerin cekimi de zannedersem bizimle ayni seviyeden yapiliyor, yakinlastirip cekmeyi akil bile edemiyor adamlar her ne hikmetse, az para verince ekran goruntusu bile uzaktan iste boyle :) Ve son darbe… Ekranlarin altinda alt yaziyi gorup sevinen ben alt yazinin almanca olusuyla yikiliyorum – benim almancam nerde bu muzikali almanca izleyip anlamak nerde :(



Yaklasik 1.5-2 saat boyunca guzel muzikler esliginde, ustlerinde kostumler olan daha dogrusu bizim oldugunu varsaydigimiz (hani herifler anadan uryan olsa anlayamayiz o derece) parmak adamlarin ordan oraya kosturmasini izledik. Hikayeyi anladik mi? Sayilir… yok sanirim onu da anlamadik :)

Sov bitti deli bir alkis koptu opera binasinda, dakikalarca… Sanatcilarin biri gidiyor biri geliyor nasil bir alkis, ardi arkasi yok. Bende kaptirmisim kendimi nasil deli gibi alkisliyorum ellerim sisti, hani kendimi eglenmeye, mutlu olmaya ve muzikale bayilmaya programladim ya onceden sebep o :) Yan taraftan koca kisisi gomuldugu koltugundan dogruldu, surat bes karis bir sekilde;

“Neyine alkisliyorsun, ne gordun ki neyi alkisliyorsun, mikrop kadar kedileri mi alkisliyorsun!” demez mi.

O anda kahkahayla guleyim mi yoksa adami altinci kattan mi atayim bilemedim :)

Nerden mi aklima geldi simdi bu olay yillar sonra? Sisteme kayitli kalmis bir kere mail adresim, bu sabah mail geldi… Almanyadaymis “Cats” muzikali yeniden, haber veriyorlar yine gormek istermisiniz diye, bilmez ki adamlar ilkinde ne gordugumuzu. Daha dogrusu goremedigimizi…
A.

12 comments:

  1. bana sorarsan anladılar hatalarını kendilerini affettirmek istiyorlar. hatta bakma yanlış anlaşılmasın diye söylemiyorlar ama bu sefer ki Cats müzikali sırf sizin için sahnelenmiyorsa neyim :)))))

    ReplyDelete
  2. bayılıyorum sana ne güzel anlatıyorsun şekerim yahu. mikrop kadar kediden ne anladın da alkışladın ??? ahahahaha neyse bence kocacın iyi dayanmış, kalk gidelim derdi kocaların %80'i:)

    ReplyDelete
  3. Neyine alkışlıyorsun diyen adam benim ilerdeki halim sanırım.

    ReplyDelete
  4. Koca haklı laf etme valla.

    Ben de geçen yıl bir müzikali 6. kattan olmasa da (malum türkiye şartları :)) o kadar uzaktan izledim ki lanet ettim, ulan bu ses kimden çıkıyor diye bit gibi görünen tipleri algılamaya çalışırken.

    ReplyDelete
  5. Ahahahahaha :)))
    Garibim, kıyamam sana ya.
    Gülmekten yanaklarım ağrıdı resmen :)
    Koca kişisi H'nin dürüstlüğü takdir edilesi :D
    Neyine alkışlamışsın ki?
    Hem de o kazakla :)
    Hahahaha dur, ben bi' beş dakika daha güleyim.
    Şimdi sen CATS demişsin ya cicim,
    ben başladım bi' heyecan okumaya.
    Sen yine görmüşsün-vurulmuşsun- gitmişsin izlemişsin :)
    Ben ne yapayım?
    Düne dek CATS'i tescilli tekstil markası biliyor ve de '' Bi' zamanlar CATS diye bi' marka vardı, ne güzeldi nan simsiyah t-shirtleri, hem kaliteli hem sapsarı kedi gözleri. Neden battı ki o firma? Yatak örtüsü muhteşemdi! Nasıl da kaliteliydi ürünleri halbuKİSİ :P'' diyordum.
    Hahahahahahaha :)))
    Şaka değil.
    CATS hakikaten tescilli markadır sektörde ve o amblemi kullanma yetkisi vardır.
    Ürünleri siyah üzerine o yakıcı-aşık olunası gözlerdir. Ben Moda sektöründeylen (seneler önce) hehehe :) çalıştığım firmaya sipariş geçmişlerdi, standartları tutturuncaya dek göbeği çatlamıştı bizim çalışanların oradan biliyorum :)
    Ben de kendi bedenime uygun 3 tane ayırtmış, yaklaşık bir 5 yıl siyah olduğu halde, her giyilmeden sonra yıkandığı halde renginden-dokusundan zerre ödün vermeyen ürünleri giymiştim.
    Bi'de nevresim seti vardı bu gözlerle.
    Kedi delisi bi' kız arkadaşım n'oooooolur benim olsuuuun!larla almıştı elimden.
    Sonra kardeşim kalk-gidelim yapmıştı sanırım o t-shirtlerime de. Vay adiler! Bunu hatırlatmam lazım onlara :D
    Yeni yeni aklım başıma geliyor :)
    Kara cahilim, evet.
    Cehalet mutlulukmuş... evet :)
    Öğrendim de n'oldu?
    Şimdi ben izlemezsem çatlarım bunu :)
    Aldım başıma belayı, sayende! :)
    Kocaman öperim seni şekerim.
    CATS Müzikalmiş nan :) Hahahahahaha
    Şu işe bak.
    Hahahahaha :)

    ReplyDelete
  6. beenmaya super fikir, super yaklasim :) ama farkedemediler sanirim artik Almanyada yasamadigimizi ;)

    Judy sagolasin cok mutlu ettin beni :) yahu neden alkislamayacagim, biz ucuz bilet aldiysak adamlarin sucu ne, canavar gibi oynadilar sonucta sahnede, biz goremedik o ayri :D

    C3Moi sen boyle deyince kocami 50 yasindaymis gibi hissettim :) o ne ya oyle benim yaslilik halim der gibi, genciz daha biz ;)

    ReplyDelete
  7. Aslı bak iste sen tam olarak anliyorsun neler hissettigimizi :))) kocaya da bisey demedim canim ne diyeyim, bit pire oylesine baktik iste sahneye bos bos :D

    Ella nevresim takimi mi dedin! Allahim ne harika olur onun nevresim takimi, benimde olsunnnnnn :)
    Valla cicim muzikalmis, hemde cok cok eski bir muzikal, bizde bahanesiyle ogrenmistik iste. bir daha da hic unutamayiz sanirsam :))
    Guldurebildiysem ne mutlu bana ;)
    operim cok

    ReplyDelete
  8. Canım benim, gördün mü gördün. Hayata bakış açım artık bu :)

    Ben de 6 katlı opera binası olduğunu öğrendim sayende :)

    Öperim...

    ReplyDelete
  9. Sazancim gordunmu gordun degil o, goremedik birsey diyorum yahu :)))) Hatta su resmi koyarken bile dusundum ya ne guzelmis adamlarin kostumu makyaji falan diye, biz onu bile ayrimsayamadik :)
    6 katli opera binasini tebrik ettim bende, ama ilk katta olmakta fayda var :)

    ReplyDelete
  10. çok içten ve çok espritüel bir yazı. ben de çok çok güldüm. teşekkürler...

    ReplyDelete
  11. la_capitana ne mutlu gulumsettiysem :)
    bizde boyle hikaye coook ;)

    ReplyDelete
  12. Okudum güldüm. Aslında bizim de çok mutlu değil cats hikayemiz.özellikle kızım için. O kadar heveslendi, trafiğe yakalandığı için, 2,5 saatte köprünün ayağını bile göremedi. 10 dakika geç geldiği için içeri alınmadı. İkinci yarıda girebildi.

    ReplyDelete

Yorum birakan elleriniz dert gormesin ;)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails